bulunduğum kısa süre içerisinde, gerçekten bende iz bırakmış güzel şehirdir. güzel anılar bırakmıştır. üniversite öğrencisi olduğumuzu anlayan o ninenin kalacak yeriniz yoksa bizde kalın demesini mesela hatırlarım hala. tam da halka karşı nefret duymaya başlamışken, o nine çok şey öğretti bana. munzurda, o buz gibi suda, kahvaltı edişimizi de unutamam, ayaklarım karıncalanmaya başlamıştı soğuktan. ben polislere, askerlere yiyecek satmam diyen pastane sahibini de gördüm, bunu bir polise söylüyordu. sandığım gibi kemalist falan da değilmiş halkı, bütün dükkanlarda seyit rıza'nın fotoğraflarını gördüm. zaten şehrin ortasına da dikmişler heykelini dersimli yiğitin. solun gerçekten güçlü olduğunu gördüm, bütün fraksiyonlar üniversitede açmışlardı standlarını. bir de cemaat okulu açılmış, görünce üzüldüm. kadınları da gerçekten özgürdü bu şehrin, hayatımda ilk kadın ayakkabı boyacısını da burda gördüm. diyarbakır'da yıllarca yaşamış biri olarak halkı zazaca konuşan bir yerde olmak da ayrıca mutluluk verdi şu nacizane zazaya, ama farklılıklar da varmış diyarbakır'daki ile dersim'deki zazaca arasında. telaffuzlar biraz farklı sanırsam. velhasıl, küçük ve çok güzel bir şehirdir dersim. munzur festivaline denk getirerek bir gün gitmenizi öneririm bu güzel memlekete.
osmanlı döneminde özerkliği bulunan fakat türkiye cumhuriyeti kurulduğunda bu özerkliği kaybetmesi sebebiyle ayaklanan bölge. tunceli, bingöl, erzincan, elazığ şehirlerinin bir kısmına verilen özel ad.
tunceli insanının dersimliyim dediğinde sanki otoriteye başkaldırdığı anlaşılıyo ki halbuki bu kanı yanlıştır. benim bir sürü tuncelili arkadaşım var ama hiçbiri tunceliliyim demez dersimliyim der. bence doğru da yaparlar
dersim olayları kime yapılmıştır, kim yapmıştır, zihniyeti nedir, buradaki halk nasıldır, kime düşmandır, kime düşman olmalıdır, kimi destekler neden destekler bu sorular hayatım boyunca benle kalacak ve tam çözümünü bulamayacak.
dersim'i her ne kadar görmemiş olsam da, ismi anıldığında bana geçmişteki trajediyi her defasında hatırlatan ve o acıyı günümüzde hissettiren bir yer olarak görüyorum. dersim'de yaşayan aleviler, vahşice katledilmiş, yerinden yurdundan edilmiş, çoluğu çocuğu, kadını ve yaşlısını oraya buraya sürmekten rahatsızlık duymayan zihniyete maalesef kurban edilmek istenmiştir. sorun sadece vergi ödememe ya da askere gitmemeyle alakalı değildir. ulusallaştırma projesinin ürünüdür. vergi ve askeriye olayı meşru kılmak için bir yöntemdir sadece.
ayrıca çayan demirel'in 38 adlı belgeseli izlenirse geniş bir arşivle olaya daha yakından tanıklık etmek mümkündür.
Osmanlının bir eyaleti fakat osmanlının hiçbir zaman giremediği bir eyaleti , aşiretler ağalar dedeler ve bunların silahlı adamlarınca yönetilmiş, hiçbir zamanda vergi ve asker vermemişler. yani buralı bir insanın dedelerinin çanakkale,filistin,sarıkamış v.b savaşalara katılmış olma olasılığı sıfıra yakın...
içinde barındırdığı kültürel zenginlikler günden güne yok olmaktadır. doğal yapısı barajlarla yok edilmektedir. buna rağmen siyasi çekişmelerde en önemli kurtarılmış bölgedir. kemalistinden emep'e bdp'den partizan'a bütün siyasi oluşumların dersim'e dair politikaları mevcuttur. bazı politikalar dersim'in önünü tıkarken bazı devrimci atılımlar sayesinde yöre insanı yaşadığının farkına varmaktadır. özellikle akp iktidarının özel ilgisine mazhar olan dersim bu sayede ülkenin gündemine girebilmiştir. seçim öncesi dağıtılan beyaz eşya ve kömürlerle toplanmak istenen oyların alınamaması akp'yi kuşkusuz üzmüştür. öte yandan onur öymen'in yaptığı bilimsel konuşma neticesinde memleketin karanlık sayfalarında bir katliam yaşandığını herkes öğrenebilmiştir. bunu öğrenen insanlarla beraber daha da fazla ilgi çeken bir yer olmuştur. açılımın topluma anlatılabilmesi için cumhurbaşkanı tunceli cemevi'ne gitmiştir, tunceli üniversitesi zazaca ve kürtçe seçmeli dersler açmıştır. tüm bu gelişmelere rağmen baraj inşaatları devam etmektedir. yapılan barajlar su tutmaktadır. dersim'in kutsal yerleri sulara gömülüp kaybolurken açılımın sonucunu görecek bir dersim coğrafyası kalmayacaktır.
akp'nin sittin sene uğraşsa alamayacağı, fakat son bi kaç seçimdir dtp'nin yönetiminde olan memleketim. üzülüyorum. sol kesim adam akıllı sahip çıksaydı bu durumlara düşmezdi. yanlız bir dahaki yerel seçimlerde chp, tunceli başkan adayı olarak kamer genç'i gösterirse, eminim büyük çoğunluk oyunu ondan yana kullanacaktır. adım gibi biliyorum.
bir halkı birarada tutmak için din ya da ırk gibi ayrımların yapıldığı bir ülkede yaşayan kesim hem alevi hem kürt diye ülkenin başına bela olabileceği düşünülerek katledilmiş,dağitılmış olan insanların yaşadığı yer.
