pkk'nin dersim ile bağlantısını kurmak için çok sağlam kafa olması gereklidir insanda. pkk ve dış güçler tarafından tasfiye edilen kawacılar deseniz belki deriz. ama pkk'nin dersim isyanından kaynaklanan mağduriyet ideolojisine sahip çıkması kasabın, danaların kıyımına üzülmesinden farksızdır. cahil cühela'nın eline kalmış bu işler çok yazık ...
devlet gereken şekilde bastırdı evet, askerin zulmünden kaçan 2000 kişi mağaralarda gazlı bombalarla zehirlenerek katledildi, köyler basıldı, kundaktaki bebekler öldürüldü. ananızın bacınızın ırzına geçildi, türk subayı diye hristiyan askerler sürüldü dağlara, türkiye buna kemal atatürk önderliğinde göz yumdu. hamdi bey hazırladığı raporda dersim'in kanayan bir çıban olduğunu ve okşamakla tedavi edilemeyeceğini, kökünden koparmak gerektiğini söylemişti. kemal atatürk ise bunu meclis kürsüsünden tekrarlamıştı.
dönemin başbakanı kahraman bildiğimiz celal bayar'ın elleri kanlıdır. saldırıları kendisi onaylamıştır.
neticede; 40.000 sivil öldürüldü, 120.000 sivil sürgün edildi, 2250 ev boşaltıldı.
dersim harekatı ile sivil halk uygarlaştı, kanlarına zorla türklük zerk edildi, kin dolduruldu, özgürleştirildi,
şimdi o sebepten pkk diye bir sorunumuz var. diyecek söz mü bıraktı bu ülkenin tarihi de oturup tartışalım, millet olarak anamızı bellediniz ulan anamızı bellediniz!
kardeşi kardeşe öldürttünüz, askere emir verdiniz, kapınızda köpek ettiniz. kazanılan zafer her türlü kandan geçer,
ve her kim ki kan gördükçe orgazm oluyorsa o kişi faşisttir, ırkçıdır. bir türk'üm ve türklüğümün karanlıkta kalan tarihinden utanıyorum! körü körüne maval okumak yerine neler yaşandığını öğrenmek gerek. sosyal paylaşım sitelerinde g.t gezdirileceğine kendi tarihini öğrenmek gerek. keşke sadece dersim ile kalsaydı...
feodalitenin ve dini taasubun kırılmasını istemeyen yöresel oligarkların içeriye öğretmen,doktor, hakim sokmamasıdır ana sebep. aile meclisi kararı ile 14 yaşındaki kendi kızlarına kıyanları, kan davası gibi 500 sene ötede kalmış bir adeti sürdürenleri, bilim yerine bir takım hurafelerle örülü hayat anlayışlarını yaşayanları, örtülü bir kölelik düzenini, köyleriyle beraber alınan satılan insanları genç cumhuriyet uygarlaştırmaya çalışmış ama karşılığında kurşun yemiştir. dersim ve havalisinin ortaçağ'dan beter yaşam koşullarını, topraksız reaya'nın, kadınların yürek burkan hayatlarını dönemin orada görev yapmış 2 görgü tanığından dinlemiş bulunan biri olarak acı acı gülümsüyorum ne yazık ki. kurbanda ağasına sormadan koç kesti diye kırbaçlana kırbaçlana parçalanmış adamlardan yada 85 yaşında şıh'a varmak yerine kendini asan çocuk yaşta kız evlatlarından bahseden yok hiç. çünkü onlar, bir takım yeni oligarkların uydurduğu mazlumluk hikayelerinde olamazlar, mazlum diye anılan bir sürü eşkiyanın halkına nasıl zalim olduğunun öğrenilmesi işlerine gelmez.
o şeyhler,şıhlar, ağalar hep masum, halkına çalışan adamlardı halk da çok mutluydu ortaçağ serfleri gibi karısı kızı başkasının tapulu malıyken. he babo, he barzo ...
