anfilerde ders gördüğümüz zamanlarda düştüğüm tuzak.
can sıkıntısının zirve yaptığı ders anında hoca "dinlemek istemeyen çıkabilir." deyince dua ede ede pılımı pırtımı toplamış çıkıyordum ki birden arkamdan "adama bak utanmadan çıkıyor, böyle şey mi olur" lafını duymuştum. ulan kapı kolu elimde geri mi dönsem yoksa çıksam mı mal gibi ortada kaldım. hoca bana bakıyor ben ona bakıyorum. o an şemsiye kuralını hatırladım ve yoluma devam ettim. adamın bir dönem boyunca girdiği tek dersmiş ne ben onu bir daha gördüm ne de o beni. arada sırada duyarım hala beni anarmış.
hep hayalini kurmuşumdur,tüm sınıf tek yürek aynı anda sınıfı boşaltsada hoca g.t gibi kalıverse diye.hatta son çıkan kişi de kapıyı kapatmadan önce hocayla göz göze gelip sınıfı gösterekten "sınıf bu,buna konuş" dese.Bilmiyorum çok mu şey istiyorum.
herkesin sınıftan çıkmasıyla içten ve derin bir ayar almayı haketmiş hoca söylemi. kompleksli koca karılar olur bunlar genelde. ya da gece karısı tarafından yatağa alınmamış adamlar.
Lakin son hafta zaten yoklama alınmayacak derste söylendiğinde, sınıfın yarısının çıkmasının akabinde; "iyi ettiler final sorusunu daha rahat işleriz" de diyebilir. *
farazi bir laftır efenim. hocanın, sınıfın onu dinlemediğini anladığını an tecahül-i arif sanatını icra ederek kurduğu içi boş tehdittir. öğrenci milleti bu tehdidi duymazdan gelir ama yine hocasına saygısından -mış gibi oyununu oynamaya devam ederek, dersle ilgiliymiş numarası yapmayı sürdürür.
aklı başında hiç bir öğrencinin düşmeyeceği bir tuzaktır.nedense öğretmenler bu blöfü yapmaktan asla vazgeçmezler.öğretmenler tarafından nesilden nesile aktarılacaktır.
tavrını başta koymaya çalışıp, olursa ekime olmazsa s.kime kadar hesabı yapan en acımasız öğretmen blöfüdür. öğrencice temele alınan tek noktası vardır bu sözün. o da; ardından "yok yazmayacağım" lafının gelip gelmediğidir. gelmediği sürece kimse çıkmaz o dersten. öğretmene göre ise, bakalım kim ders için kim imza için gelmiş görelim gibilerinden düşüncelerle ortaya atılan yemdir*