kendini bir halt sanan, ukala, mendebur, hocayı öğretmen maaşıyla ezmeye çalışan, çirkin, geri zekalı olan ama kendini çok zeki belleyen, herkesi kendinden alçakta gören, fosil suratlı, istediği kızı elde edebileceğini düşünen, sınıftaki kızları beğenmeyen, entellektüel olmaya kasan, az buçuk parası olan, şımarıklığı da buradan gelen tip.
(bkz: vurucam kırbacı vurucam kırbacı) *
dersleri kaynatmaya çalışan, aynı zamanda tahtaya yazılan soruyu hızlıca doğru cevaplayan hocaların kızmakla sevmek arasında tereddüt ettiği tip. eğer sınıfta bi konu işleniyorsa ve ben o konuyu bilmiyorsam ders çok sessiz sakin akardı. eğer benim bildiğim bir konu işleniyorsa o ders ne yapıp edilip kaynatılırdı. zaten bu yüzden dersanede o dönemki sınıfta en iyi yeri ben kazanmıştım bi çok kişi sene başındaki hedefinin altında yer kazanmıştı. itiraf ediyorum bencilim. bencil bi tip dersanelerin olmazsa olmazıdır.
babacan kantinci(tek sigara satar el altından)
bezgin temizlik görevlisi abla,
sürekli ellerini nemlendirici kremleyen ve elektrikli soba karşısında üşüyen sekreter,
öğrencilerle halı saha maçı yapmaya her daim hazır 30 yaş altı jöeleli saçlarla kız öğrencilerin hayali espritüel hoca,
Aslında çok güzel olmayan ama bakım zoruyla ergen erkek öğrencileri kudurtan zengin ailenin çocuğu kendini beğenmiş hoca,
önceki sınavda rahatsızlandığı için bir sene daha sınava girmek zorunda kalan yalancı kız.
açıköğretim okuduğunu her fırsatta söyleyen olgun erkek imajı çizmek için arada bir babasının arabasıyla okula gelen kıllı delikanlı.
1 adet güzel kız.
2 adet ön sıraları işgal eden düşük zekalı kız.
1 adet ne idüğü belirsiz iyi niyetli sanılan şeytandan bozma kız.*
3 adet iyi play station oynayan erkek.
1 adet sınavlarda herkese koyan inekliğe boyut atlamış kız.
en önde oturup hocam konu anlatmayın test çözelim artık, hocam hızlı olun yetişmeyecek konular diye diye hem hocanın hem sınıfın başının etini yiyen tip ve sesi pek çıkmayan tenefüste bile test çözen tip dersanelerin olmazsa olmazlarıdır. tabi bir de bir eilinde cımbız bir elinde umrunda mı dünya tipi vardır ki aslında o daha tercih edilesidir. *
En önde oturup canla başla ders dinleyen tipler vardır. Hatta dersi kaynatmaya çalışan öğrencilere dönüp "Suuuuuuuuuuuuus" ya da "Kes sesiiinniii" diye bağırırlar. Sınavlarda sıra oynadı mı, kapı gıcırdadı mı, biri hapşırdı mı, öksürdü mü, aksırdı mı, tıksırdı mı hiç vakit kaybetmeden kızarlar, söylenirler. Öğretmen biraz durup farklı şeylerden bahsedince "Öğretmenim, ders kaynıyor, ders yapsak daha iyi olmaz mı" derler. Kafadan uydurmuyorum ben bunları dostum, hayır, tanıyorum böyle bi' insan.
Sonra ne olur? Çok düzgün bi' liseye/ üniversiteye gidemezler ama kazanırlar bir yerleri. Gerek yoktur kızmaya, bağırmaya. Yapmasınlar öyle; çok ayıp. *
Zengin para savurmayı seven hayatın zorluklarını henüz görmemiş dersanede derste milleti güldürmeyi seven tembel aylak aylak gezen kız peşinde koşan tip olmazsa olmaz..
Dershanede burslu okuyan sosyal ve başarılı öğrenci de vardır.
Bu kişi dershane habitatında en çok nefret edilen popülasyondur.Çalışkanlar ondan nefret eder çünkü o rakiptir.Başarısızlar ondan nefret eder çünkü inek yaftasıyla suçlanamaz ve başarısının kaynağının zekası olduğu barizdir.Hocalarla en iyi anlaşan , onlarla yemeğe giden, dershanede olası etkinlik haberlerini veren tipler de bunlardan çıkar.
Acilen herkes birleşir ve bu kişiyi kendini beğenmiş diye yaftalar.Hikaye biter.
Kantinde, kantinciye en yakın masayı mezhep tutmuş, dersaneye yaklaşıp 3-4 senedir gelen tipler vardır, önlerinde hep çay bulunur, sanırsınız ki artık markayla çay alma dönemine geçmiştir.
