5 yıldır dershanede öğretmenim. dershanede öğretmen olmadan önce zaten bu alanda çalışmayı istemiştim. çünkü devlette çalışmanın beni olumsuz yönde etkileyeceğini düşündüm. çünkü bir süreye kadar kendini geliştirebiliyorsun. sonuçta sana her ay düzenli para veriyorlar daha sonra da rahatlığa alışıyorsun.
ama dershanelerde çalışmak yürek ve beceri ister. her gün konulara bakmak zorundasın, öğrencilerle tek tek ilgilenmelisin ve sağduyulu olmalısın.
zaten milli eğitimde eğitim ve öğretim sıfır olduğu için dershane diye bir kurum sözkonusu. siz milli eğitimde ayaklarınızı uzatırsınız. sabah okulunuza gider gitmez\' aa akşam olsa da yerimize yatsak, aa bu ay acaba ek ders ücreti ne kadar olacak, bu ay bedavadan tatil yapacak mıyız?\' diye söylenir, hesaplar yaparsınız.
biz ise acaba şu öğrenciye nasıl bir program hazırlamalıyız, acaba hangi liseye ya da üniversiteye yönlendirmeliyiz, hedefimiz ne olmalıdır? diye düşünürüz. haftanın 6 günü sabah 8 akşam 8 çalışırız. bazen 1 ya da 2 ay para da almadığımız olur. önemli de değil. biz işimizi seviyoruz.
biz senin veremediğin eğitimi veriyoruz çocuklara. çocuklar türkçenin t sini bilmiyor. sözcük nedir? diye sorduğunda boş boş bakıyor. okulda ne yapıyorsunuz? diye sorduğumda da; öğretmen ya şarkı dinliyor ya da yan gelip oturuyor soru sorduğumuzda ya da konuyu tekrar etmesini istediğimizde de dershanedekilere sorun, diyorlarmış. aslında onlar da kabul ediyor dershanelerdeki öğretmenlerin kendilerinden donanımlı olduğunu. evet biz daha donanımlıyız çünkü biz öğrencinin geleceğini düşünüyoruz, biz aldığımız parayı hakkımızla almak istiyoruz.
devletteki öğretmenler öğrencilerine tahammül bile edemezken biz onların yaralarını sararız. onlara gerçekten bir şeyler öğretmek için yırtınırız. fakat bu onların zoruna bile gider. ülkeyi yönetenlerin bile zoruna gider ki 2 yıldır dershaneleri kapatmaya yönelik çalışma yaparlar. unutmayın dershaneler arz talep meselesidir.
sen sırf belirgin bir grupla aran bozuldu diye de dershaneleri kapatamazsın. unutma onlar çıkarmıştı seni bulunduğun yere, ordan da indirecek olan onlar. o grubu ne kadar sevmesem de 2 yıldır süren bu boş beleş dershaneler kapanacak, kapanmalı adlı çalışmayı uygulatmamak için çabalıyorlar. helal olsun diyorum cemaate.
bir de dershaler kapatıldı diyelim tamam. senin boşta kalan öğretmenlerin için iş alanın var mı? yok. onları da geçtim. dershanede çalışanların birçoğunun Pedagojik Formasyonu yok. onlar ne yapacak ? hepsine formasyon verecek misin ya da onlara başka iş alanları kuracak mısın? o da yok. yani dershaneleri kapatırsan karşında iki ucu boklu değnek.
hayır bağırıp çağırıyorsun ama dershaneler olmak zorunda arkadaş. ya sen milli eğitimi yeniden düzenleyeceksin. öğretmenlerin donanımlı olacak ya da dershaneye uzanan ellerin kırılacak.
kapatılması doğru ama yöntemi yanlış olan. ne o öyle, "dersaneler kapatılacak... kapattt!!!" bu doğru bir yaklaşım değil; çocukların bilgisinin adam gibi ölçülebileceği bir sınav sistemi getirilir, sonra arz-talep ile o dersaneler kendiliğinden erir, yokolur gider...
bu arada ekmek kapısı vs. olayına girmeyelim hiç; çarpıklıktan para kazanmak "ekmek parası" kapsamına girmemeli. dershanecilik bir sömürü sistemidir ve yokolması en doğrusudur...
onbinlerce atanamamış ve dershane eline bakan öğretmeni açıkta bıracak olandır.
özelleştirilmiş dershane okullarını kendi kadrosundan badem bıyıklı bey ve bayanlarla dolduracak olan olaydır.
zaten ülkemiz bir isveç bir ingiltere bir amerika olduğundan üniversitelerin kontenjanı müthiş geniş olacağı içinde üniversiteler öğrencilere diploma puanına göre teklifte bulunacaktır.
harçları kaldırıyoruz deyip sadece birinci öğretimi kaldırmasının yanı sıra , kaldırmasının ertesi günü toplu taşıma zammını geçiren bir hükümetin , bu süreçte neler yapacağı merak konusudur.
Recep Tayyip Erdoğan'ın bir süre önce ima ettiği, dün itibariyle de uygulamaya koyacağını söylediği proje.
Sabah uyandığımda içeriden gelen sesle irkiliyorum. Bir defa ses "Ey!" "Hey!" gibi nidalarla başlıyor. Erdoğan dershanecilere sesleniyor. Uzunca zamandır savaşa gider gibi insanlara hitap ettiği için insanların buna alıştığını düşünüyorum. Yoksa ben de mi alıştım bu tehditler savuran tuhaf üsluba?
Evet, dershaneler son buluyor diyor Erdoğan. Üstelik gazetelerin ilk sayfaları da bu haberle dolu. "Kimse kusura bakmasın. Bu vatandaşımın talebi. Vatandaş dershane varsa okul niye var. Okul varsa dershane niye var diye soruyor." diye sesleniyor bağırarak. Bunu engellemek için bulduğu çözüm mü? Çözüm dershaneleri kapatmak. Okulları kapatmak demediği için derin bir nefes alıyoruz. Olur mu olur.
Sayın başbakana ve onun sayın milli eğitim bakanına buradan sosyal medya aracılığıyla naçizane bir ileti gönderelim.
Sosyal olgular ve bunların sonunda ortaya çıkmış kurumlar kanser hücresi değildir. Ameliyata sokup kanserli kısmı atarak bu tür sorunlardan kurtulamazsınız. Sorun başka yerden, daha çok hasar vererek ortaya çıkar. Kesip attığınız şeyin yani dershanelerin öğretmen dışında hiç kimseye zararı yoktur. Faydası olmuştur. Öğretmenler sömürüldüğü için en çok zarar gören unsur olmuştur bu sistemde.
Okul varsa dershane niye var sorusu doğru bir sorudur. Ama soruyu ortadan kaldırmak için yapılmaya hazırlanan hamle hazindir. Dershane devletin ve özel okulların yetersizliğinin, donanımsızlığının ve aczinin bir göstergesidir. Dolayısıyla sorun devletin başındakilerin sorunudur. Devlet üzerine düşen görevi hiçbir zaman layıkıyla yapmamıştır. Çünkü Türkiye'de devlet, eğitimi hep bir yük olarak görmüştür. En az değeri devlet de insanlar da eğitime vermiştir. Bunun sonunda okulların son derece yetersiz * olduğu bir ortamda ortaya dershane denilen kurumlar çıkmıştır.
Şimdi sayın başbakan ne diyor? Sanki devletin değil özel dershanelerin kabahatiymiş gibi bir hamasi konuşma yapıyor. Bu kurumlardan vergi toplayan devlet değil miydi? Bu devletin müfettişleri yalandan denetlemeler yapıp dershane sahipleriyle öğlen yemeğine çıkmıyor muydu?
Devletin Türkiye'deki eğitim boşluğunu doldurması imkansızdır. Üzerine basa basa söylüyorum. imkansızdır. Ne böyle bir gücü vardır ne de böyle bir niyeti. Bunu yapacak yetişmiş kadroları da yoktur. Olsa da onları atamaya niyeti yoktur.
insanların şunu anlaması gerekir. Geç bile kaldılar. Yapılacak bu hamle daha pahalıya patlayacaktır. Özel dersin patlama yapacağı bir ortamda iki derse ödedikleri para bütün yıl ödedikleriyle eşit olacaktır.
Başbakanın konuşması başka tuhaflıkları da içinde barındırıyor. Konuşmada dershane olgusunun ortadan kaldırılmasının sistemin düzeltilmesiyle doğru orantılı olacağına dair en ufak bir ayrıntı yoktur. Yani devletin görevini yerine getiremediğini kabul etme gibi bir şey söz konusu değildir. Bir suçlu seçmiştir başbakan. O da dershaneler olmuştur.
Bu mantık kusura bakmayın ama hiçbirşeyi düzeltmez. Bu, içi boş bir mantıktır. Öğretmeni sömüren bu garip kurumların Türkiye'de nasıl bir açığı kapattığı da görülecektir. "Biz neden dershaneye para ödüyoruz?" diyen cahil veliler de boylarının ölçüsünü bu kurumlar ortadan kalktıktan sonra alacaktır.
Eğitimin kalitesini yükseltmek bu işin tek çözümüdür. Diğer çözümler oyalamadan, popülizmden başka bir şey değildir.