ağlaya ağlaya gittiğim yerlerden biridir eziyettir.insan kendi kendine bunalım yapar sıkıntı yapar kazancam yerine ya kazanamassam dünya kadar para... diye devam eder.
dershane? aklıma geldikçe sinir oluyorum,yarın yine var sabahın yedisinde ve üstelik yaz tatilinde kalkmak kadar hiç sinirbozucu bi olay yoktur.
(bkz: katil olmak için güzel birgün)
rehberlik hocalarının herkese boğaziçini kazancakmış muamelesi yaptığı ve gaza getirdiği yerdir. iyi bir ortam kurduktan sonra gitmesi zevklidir ama okuldaki ortamı bulmak zordur.
kötü eğitim sisteminin acı meyvesidir dershaneler.
daha 6. sınıfa yeni başlayan bebeler; kendilerinden büyük çantaları alırlar sırtlarına ve güzel bir cumartesi sabahı o eziyeti çekmeye giderler. bu olay lise son sınıfa kadar devam eder. o çocukların vücudu büyüdükçe, eziyette aynı oranda büyür. çünkü; hayatları okul, dershane, ev üçgeninden oluşmaktadır.
benim tepkim dershanelere değil. benim tepkim eğitim sistemini bu hale getirenlere...
ayrıca asıl merak ettiğim nokta şu; dershaneye gidilmeden üniversite kazanılamıyorsa, bu okullar neden var allasen?
bir öğretmenin aynı öğrenciye farklı etütlerde aynı konuyu defalarca anlattığı yerdir.
ama öğretmen öğrenci ne derse yapmak zorundadır ailesi o kadar para veriyordur hayret bişey.
ilk açıldığında çocukların çoğunda bi kendini kanıtlama çabası vardır.misal tipimiz ben rock çıyım ve elektro gitar çalıyorum der ve kasıntısı bir ömür boyu devam eder sanki dünyada ondan daha iyi gitar çalan adam yokmuş gibi. (bkz: rahat ol baba.)
para manyaklarının kurduğu eğitimin nimetlerin yararlanan darphane. ama sanılanın aksine bir işe yaradığı yok kapasitesi olmayan isterse en iyi dershaneye gitsin kazanamaz sınavı. ben***