bir kahve daha yapmak, sonra da çok kahve içtiği için bunu midesinin almayacağı gerçeğinin farkına vararak bu seferkini yavaş yavaş içmek.
konuları biraz da internetten araştırayım demek ama öncesinde facebook, twitter, sözlük ve sair sitelerde en az yarımşar saat zaman geçirmek ve bugün de bir şey yapamadan akşam oldu demek.
ders çalışmam gerektiğinde direk elime bi britannica kitabı alırdım. o bilgi senin bu bilgi benim vururdum genel kültürün gözüne.
ama boş bi zamanında açıp baktın mı o sözlüklere desen. yok hacı yaw. aklıma bile gelmez.
kitaplıklıktaki unutulmaya yüz tutmuş kitaplar incelenmeye başlanır teker teker.hımm bu güzelmiş aslında niye yarım bıraktım ki ben bunu diyerek sayfalar karıştırılmaya başlanır,o da yetmez yazarın hayatı diğer kitapları araştırılmaya başlanır.bu faslı geçtikten sonra messenger açılır her daim görmeye,sohbet etmeye alışık olduğunuz arkadaşınızla ödevlerin & sınavların & okulun & hayatın ne kadar bıktırıcı olduğuna dair her zamanki gibi derin bir konuya dalarsınız.işte tam o anda karnınızın acıktığını fark edersiniz, dolap sizi beklemektedir anca ne yiyeceğinize bir türlü karar veremezsiniz,açar açar kapatırsınız.bu faslı da geçtikten sonra,hadi bir de facebooka giriyim bari der ve alakalı alakasız bir sürü kişiyi gözetlemeye başlarsınız.sonra sevgili akla gelir,özledim keretayı der telefona sarılırsınız,napıomuş,nerdeymiş bıdıbıdıbıdı derken biraz da öyle vakit geçer.
günlerdir yıkanmayan bulaşıklar yıkanır.
üstüne toz alınır.
bu da yetmez kitaplık düzenlenir.
"ay oje süreyim de paspallıktan çıkayım biraz" denir, oje sürülür.
gaza gelinip bir uzman edasıyla cilt bakımı yapılır.
"dur ya yarım bırakırsam aklım o tarafa gider azıcık hayal kurayım" denir.
gece saat 03.00 gibi ders başına -nihayet!- oturulur.
'bu dersin aynısını geçen sene de aldık zaten, ben bu konuyu biliyorum, akşam bakarım biraz. olmadı yarın bakarım. sınavdan 1 saat önce baksam kesin a alırım' türü cümlelerle beyni uyuşturmak.