sırf ders çalışmamak adına, adını feriha koydum'un eski bölümünü izlemek, bu azabı daha da artırır. ama bir yandan da merak, -o sıralar tepki olsun diye izlenmemistı tarafımdan- ne olacağını bilmeme ve "aman beş dakika daha" sözleri televizyonun başından kaldırmaz.
başkalarının çalıştığını öğrenince bu azap çoğalır. fakat bu azabı dindirmek için hiçbir şey yapılmaz. en iyisi düşünmemeye çalışmak, kendini oyalamak.
Allah kahretsin ki çoğu zaman yaşadığım azaptır. insanın başına derttir, beladır. bıktırır, usandırır fakat peşinizi bırakmaz. Hep aklınızın bir köşesinde 'kalk beni yap' diye durur.
Artık gelecek rahat günlerin hatrına katlanıyoruz.
hele başın yastığa konulduğu o an sabaha kadar bir azap sizi bekler.ya tam uykuya dalamazsınız ya sürekli uyanırsınız ya da sınavla ilgili kabuslar görürsünüz. sabah sınav vakti geldiğinde sanki tüm gece dayak yemiş gibi bir hisle keşke sadece yarım saatcik ders çalışsaydım diye hayıflanırsınız..
8 dersin finali varken ve bu 8 dersin 4'ünün finali 4 gün sonra birbirini takip eden günlerdeyken ve bunların en yüksek kredili dersler olmasıyla birlikte ve hayvan gibi notları da varken...
edit: *mına koyim istanbul üniversitesi nolurdu finalleri böyle 1 kaç ay sonraya atsan saat 4 oluyor ve ben hala sözlük başındayım çıkarın lan beni bu sözlükten dersin başına oturtun.
g.te girecek 8 final öncesi çekilen ağır ızdıraptır. senin sözlükte/NETTE takıldığın saatlerde,
millet yurtlarının odasında harıl harıl ders çalışmaktadır..sen müzik dinler, film izlersin..
o azap yakar ama bir şey vardır ki nedir bilinmez insanı saatlerce ders calısabilme yetisinden alıkoyar. **