1- acıkıldığına mideyi ve beyni inandırmak,
2- televizyonu açmak ve hem onu izleyip hem de yiyecek birşeyler hazırlamak,
3- aa! en sevilen hede hödö başlamış. oturup, hazırlananları yerken hede hödö izlemek!
oturup gecenin bir yarısı ders çalışmamak için Saba Tümerde Seda Sayanın hayat hikayesini izlemek.
Evet sözlük bunu izledim.Yanlış okumadın.Hatta bi ara oğlu yayına bağlandı.Sanki daha 2 saat önce değil de 10 yıldır görüşmemişler gibi seni çok seviyorum cümlelerini bile izledim.Bunu fark ettiğim an silkindim ve derhal kendimi kendime getirdim.Kalk ders çalış dedim kendime daha hayırlı bir iş yapmış olursun.Ders çalıştım mutluyum.
-aynanın karşısında geçip t-shirtü çıkardıktan sonra boş boş aynaya bakmak.
-izlemediğin halde samanyolu tvyi açıp sır kapısına dalmak.
-bir poşet alıp ayağınla 100 sektirmeye çalışmak.
-gereksiz yere evdekilere bağarıp çalışıyoruz aq deyip kavga çıkarmak.
arkadaş vize* haftası geldiğinde oda süpürmek bir yana, evin camlarını sildiğim günleri hatırlarım. bu gibi zamanlarda içten içe sorulan "oğlum nooluyo bana yiaa" sorusunun cevabı olarak görebileceğimiz bir başlıktır mesela.
-sürekli banyoya gidip saçına başına bakmak
-pc de 1 dk diye niyetlenerek ama 1 saat oturmak
-camdan bakmak
-kalem kutusuna silgi ile basket atmaya çalışmak
-telefona mesaj gelmiş mi diyerek bakmak
-annenin babanın konuşmalarına kulak misafiri olup yeri geldiğini paldır küldür konuşmaya atlamak
-mp3 dinlemek
-içerdeki televizyonda ne olduğunu anlamaya çalışmak.
ders çalışmadığı için vicdan azabı duymak, balkona çıkıp serinlikte oturarak ''nolucak lan benim halim? '' diye kara kara düşünmek. yoldan geçenleri izlemek. onların ders çalışma şekilleri hakkında tahminler yapmak.
dağınık, düzeniz, hafiften pis bünyenin odasını toplamaya, temizlemeye başlaması, tüm masayı sil baştan boşaltıp dizmesi, tertemiz bir oda olana kadar kendini paralaması gibi anlamsız hareketlerdir. *
önce masa özenle hazırlanır. çalışılacak notlar bi kenara müsfette kağıtlar bi kenara konulur. kocaman bir bardak su alınır masaya, hani derse başlayınca hiç kalkmadan çalışılacak ya ondan. sonra masaya oturulur. iki dk notlara bakılır beş dk etrafa böylece bi saat geçirilmiş olur. sonra da ders çalıştığını sanarak masadan rahat bi şekıilde kalkarsın...
ders çalışmak için yapılan tüm hazırlıkların bütünüdür. bunlarla vakit kaybetmek yerine eline kitabı, kalemi alıp çalışmak varken bünye illaki bunlarla uğraşır.
lavaboya gitmek, sık sık...
kirlendiğini iddia edip duş almak, sık sık...
acıktığını hissedip yemek yemek, sık sık...
"çok uykum geldi biraz dinleneyim" diyerek uzanmak, sık sık... *
cukulata yemek, cips yemek, cikan sivilceleri patlatmak, internetde gezinmek ve güzel havalarda kosmosa lanet edip, ben niye böyle günlerde ders calismak zorundayim diye kendi kendine soru sormak gibi..
uyumak. sonra kalkıp tekrar uyumak...
sonra bir daha kalkıp "az daha uyuyayımda gece uykum gelmesin. gece çok çalışıcam" deyip tekrar uyumak.
gece olunca "bu saatte kafam basmıyo, sabah 6 da kalkar özete çalışırım" deyip tekrar uyumak.
sabah 6 olunca uyku arasında "sınava yarım saat erken gider, arkadaşın notlarına göz atarım" diye düşünüp "ya sende bi sus telefon ya" deyip ertele tuşuna basmak ve tekrar uyumak.
uyumak, uyumak, uyumak. uyku haplarını toptan mideye indirmişcesine, delicesine uyumak...