zor iştir. hele de şahıs kpssye hazırlanıyorsa. karşılaştırma yapmak gerekirse: 2006-2007 öss hazırlık dönemi
1. liseden mezun olunmuş, her gün gidilmesi gereken okul yok.
2. evde internet yok.
3. doğal olarak facebook da yok (ki o zaman bu kadar gerekli ve popüler değildi)
4. uludağsözlük yok
5. cep telefonu yok
6. dershane karşı apartmanda
7. 2 tlye bile alınabilecek test kitapları var
8. sosyal aktivite yok, internetten yarım saatte film indirmek yok
9. yusuflar geldi bize, bizde kaldılar bi sene
10. yetişkinliğin getirdiği büyük sorunlar yok
2011-2012 kpss dönemi
1. haftada 42 saat devam zorunluluğu olan bir okul var.
2. tez var
3.staj var
4. sunum, gözlem, araştırma, rapor, makale yazmak , yapmak var.
5. ales var.
6.staj var
7.facebook,twitter,uludağ, inci var
8. aylık 12bin sms ve yüzlerce dakika bedava konuşma var.
9. beş kitaplık bir set 70tl
10. sinema var, starbucks var, burger king var, göl manzaralı kampüste leziz gözlemeler yapan cafeler var.
11.aşk, ihtiras, acı, keder , heyecan, iyi kötü atraksiyon var.
12. dershane tee ebesinin klitorisinde.
13. yarım saate film indirip arşiv yapmak var
14. sabahlara kadar fringe izlemek var.
15. pc başında bildirim beklemek var.
16.kamu olmazsa özel olur rahatlığı var.
not: harbiden lan hami mandıralı vardı. topa bi vurduğu zaman daha da vurmaya gerek kalmazdı. hani öyle böyle vurmazdı. vurduğunu öldürürdü, vur deyince öldürürdü. bi ara direği çatlattığına dair söylentiler vardı. ne oldu lan o adama?
akla geldiği zaman sıkıntı verir, yapılması gerekir ama yapılmak istenmez, ertelemek için sudan sebepler aramanır, ve en sonunda bulunur "sular kesildi". bu mazeret bulunduktan sonra genelde fiziki ve ruhsal bir rahatlama hissedilir ki bu da dersten çakacağınızın habercisi olabilir. mazeretten kurtulunamadığı takdirde birkaç hafta içinde tedavi için geç kalınmış olabilir, böyle bir durumda acilen su faturasıyla birlikte öretmeninize başvurunuz ve mablağın düşük olmasına özen gösteriniz ki hoca yesin, tabi yerse.
belli bir yaştan sonra zoraki yapılan, masa başına oturtup, oturtup kaldıran, nefes kesen eylem. yüksek lisans ve doktorayı zoraki bir iş haline getiriyor, halbuki sadece gidip ders dinlense ne kadar güzel olur.
içinden gelmiyorsa, ne kadar uğraşırsan uğraş uygulanamayan.
sevgili ders çalışma isteği, günlerdir seni bekliyorum. buçuk olsun başlıyorum demekten bayılmak üzereyim. geleceksen gel, yoksa sınav kağıdına en sevdiğim kek tariflerini, saçları kısa sürede uzatmak için uygulanması gereken yöntemleri, ev işleri ile ilgili bildiğim püf noktaları falan yazacağım. sınav sırasında içimde yeşerecek olan sınav kağıdından gemi yapma isteğinden bahsetmek istemiyorum bile.
harika bir olay.
kendini diger insanlardan farkli hissetme durumu.
hele ki ders calismak icin sabahlamak zorunda kalmak, tarifi mumkun olmayan harika bir duygudur. ben her seyi basarabilirim hissine kapilir insan.