okul binasında herkes gibi takılan gençlikten sızan birkaç kişi vardır. ders çıkışında aslında bina arkasında ikamet eden, kılık değiştiren yeni nesil ajanlardır kendileri. *
bina arkasında gerekli teçhizatı bulamadıklarından mıdır nedir, uludağ üniversitesindeki telefon kulübelerine bir kutu toplu iğne bırakıp, artık mutasyon için bu mekanı işgal eden ve telefon kulübesinden sonra ya cemaat evine ya da feto yurduna gidecek olan şahsiyetlerdir.
yasakçı zihniyet yüzünden okul dışında dini vecibesini yerine getiren şahsiyettir. fakat görddüğümüz kadarıyla okul dışında da rahatsız ediliyorlar. türkiye malezya olmasın da tunus mu olsun?
411 milletvekilinin hilafına anayasa mahkemesi'nin ikisi hariç bütün sayın üyelerince, uluslararası hukuk garantisi altında olan eğitim hakkını kullanırken kısıtlamaya uğratılmış genç bir bayandır. avrupa'nın herhangi bir ülkesinde okuyor olsa böyle bir durumla karşılaşmayacaktır. haydi kızlar okula diyerek kampanyalarla okutulmuş, milyonlarca insanın elendiği bir sınavı asgari %10'luk bir dilim içerisine girerek geçmiş ancak kıyafet seçme noktasında kafası basmadığı için özgürlükler diyarı olarak hayal ettiği üniversite kapısından kovulmuştur. ama emin olun ben kadın olsam türban takmazdım. ama eğer başörtülü bir kadın bunu inancı gereği örttüğünü söylüyorsa ikiyüzlülük yaparak kapı önünde bunu açıp dışarı çıkarken kapamasın. ya bu okula hiç gitmesin ya da başını büsbütün açsın. şahsen ben şahsıma yapılan böyle bir hakareti kabul edemezdim. ha bu arada... şu tıp 6. sınıfta iken başörtüsü yasağı çıktı diye okulu bırakan öğrenciyi bulursam alnından öperim. öptürürse tabi.
siyasal bir simge olan türbanı, özgürlük yaftası altında kafasına takarak tüm kadınları aşağılayan ve kısıtlanmışlığı temsil eden zihniyettir. nerde taktığını geç; sana, bana ya da kendine mi taktığı da değil, zihinlere yerleştirdiği imge önemlidir.
tabiiki de şu da var uludağ tıpta okuyan bazı şahsiyetler vardır. piercing takan, kulaklarda yer kalmayana kadar küpe takan, makyaj kutusunun içine sözde kazara düşüp, rengarenk olan. böyle derse giren çıkşta havalrından geçilmeyen şahsiyetlerin iki konaklama noktaları bulunur. fetu beyin yıkama merkezi, ablalarının dizlerinin yanı. *
21. yüzyıl türkiyesi'nin utanç kaynaklarından birisidir.
üniversitede hâlâ orta okul ve lise yıllarındaki saç kesme, etek uzunluğu kontrolü, vs. gibi abukluklara imza atabilen "çağdaş" görünümlü koca koca profesörlerin imza attığı bir ayıptır.
diğer yandan bu baskılara maruz kalan kadınlar arasında kampuste gençlerin öpüşmesini bile ahlâki olarak yadırganır bulup bunun olmaması gerektiğini belirtenler çıkabilmektedir. kendisi mağdur edilen ve tek hesap verme mevkii olarak allah'ı gören bu insanların bazıları başkalarının öpüşmesine neden tahammül edemez anlayamam. bütün tesettürlü kadınları kastetmiyorum, bildiğim aktivist bir türbanlı kadından bahsediyorum.
ayrıca hakklarını elde etme konusunda islâmcı erkeklerden yeterince destek alamamış kadınlardır.