onlar üç beştir, biz çok olacağız.
ders notlarını vermeyenler sizi yıldırmasın insan kardeşlerim, çünkü onlar bizi asla yenemeyecekler! gece ikide "bende notlar tam, gel al istersen" diye not teklif eden insanlar olduktan sonra bizi yenmeleri im kan sız!
allahım ne kadar duygulu bir an... haayır ağlamıyorum gözüme not kaçtı.
simdi kendisi göttür falan ama haklidir bir yerde. o notlari yarin bir gun milletime lazim olur onlarin hayrina kullanirim diye tutmuyor ki sonucta bu gotos, kendisi calismak icin tutuyor. zira herkesin de tutmasi gerek kendi notunu... simdi gotlek bile olsa bu insani suclamak, ona hakaret etmek burada bizleri kucultur sevgili sozluk yazari ogrenci arkadaslarim. gelin bu gotoglanina daha fazla prim yaptirmayalim kendi notlarimizi kendimiz tutalim, bir olmaya calismadan evvel birey olmayi ogrenelim. haydi gencler el ele, haydi kizlar okula, haydi anadolu yol kardeslik yolu, haydi simdi butun eller havaya.
tuttuğu notları dünyanın şifresi, hayatın anlamı sanan insandır. uzak durulası, girilen sosyal ortamlara sokulmayası, varsa sevgilisinden kopartılası yaratıktır.
benimsediği mantık " ben eşek miyim o kadar takip ettim dersi not tuttum" mantığıdır.
uzaktan bakan o dersi bu elemanın ortaya attığını bile düşünebilir. hem notları vermez hem de dikkat edilirse finallerde kopya çekmeyi de ihmal etmez. tut kafasından vur duvara insanıdır.
yaz okuluna kaldığınızı öğrenirse "aaa sen yaz okuluna mı kaldın ? yazık günah bak çok üzüldüm şimdi" diyerek yalandan yamanmaya çalışır.
hep bana hep banacıdır. "paylaşmak" diye bir olgunun varlığından haberi yoktur.
en sevdiği film karakteri sezerciğin eşeğini satın almaya çalışan, "benim babam çok zengin, alacak bana o eşeği bende vurucam kırbacı vurucam kırbacı" diyen yumurcaktır.
soyu tükenesi üniversite arkadaşıdır. anfiye her nasıl yapıyorsa o sıkışıklıkta ilk girebilmeyi, en önde oturup hocanın gözünün içine bakaraktan kendisini belletirmeyi başaran kişiliktir. arkalarda ses çıkardığınızda "arkadaşlar sessiz olun!" diyebilecek kadar da haddini bilmezdir.
final önceleri domuz kıvamını alır, ağzını mıh gibi kilitler. babası gelse değil not iki kelime sınavla ilgili bilgi bile vermez. "ya ben bilmiyorum ne çıkacak ne soracak. çok korkuyorum beni de bırakacak" yalanları ile yanına gelen masum insanları kandırır.
bir an önce mezun olası okulu terk edesi yaratıktır.
nefret ettiğim, öğrenciliğin ö'sünden anlamadığını iddia etttiğim öğrenciydi. öğrenci idi. bilemiyorum yaşlandıkça insan değişiyor mu, daha iyi olacağına kötü mü oluyor bilemiyorum ama ben de bunlardan biri olma yolunda ilerliyorum. şöyle ki:
1 ve 2. sınıfta okulun yolunu bile bilmeyip de milletin notları ile orta karar bir öğrenci iken 3. sınıfta büyü yapılmışcasına her derse girmeye ve o çirkin, hayatında üç sayfayı geçmemiş yazımla şahane notlar tutmaya başladım. önce yakın çevreme takviyeler yapmakta bir sakınca görmezken bir süre sonra "not istenen" öğrencilerden biri olup çıktım. üzgün yahut pişman değilim lakin bu sene itibarıyla not saklama olayını fiilen gerçekleştirmemiş olsam da gerçekleştirenlerin psikolojisini anlamaya başladım. gün gelir saklarım da belki. herkes gezerken sabahın köründe bir derse girmiş ve köpek gibi not tutmuşsam aylar sonra bunu yapmayanlarla aynı noktada dökümana sahip olmak beni rahatsız eder oldu nedense. (bkz: bir günlük olarak uludağ sözlük)