derste uyuyan öğretmendir genelde ilkokul öğretmenlerinde rastlanır böylesine ,kitabı verir öğrencilerine hadi başlayın bakalım burdan sırayla sesli okuyun ,herkes bir sayfa okusun arkadaşına versin gibi bir yöntem buldu mu tamadır ,zaten ufak dimaklar sıkılmaz okumaktan daha yeni öğrendiklerinden heveslidirler ,ulan madem ders anlatmak istemiyordun neden öğretmen oldun denilebilir bu öğretmene ama onun suçu değil ,o öss de puanı nereye yetiyse orayı yazmıştır.
gayrı resmi olaraktan, öğrencilerin tuvalet izniyle sınıftan fıyıp bahçede futbol-basketbol ya da voleybol oynamaya başlamaları için start vermiş insan evladıdır.
ders anlatmak istemediğinden öğrencilere ders anlattıran yarın konuya hazırlanıp gelin diyen öğretmendir.elinde listesiyle dolaşır eksi verir beş eksi not değeri olarak zayıf anlamına gelir.bıyıklıysa ders boyu bıyık bürer, telefonu elinden düşmeyip mesajlaşanları görülmüştür.kpss engeleni bir şekilde aşamayıp ataması olmayan genç ve idealist öğretmenlere bunların varlığıyla da ket vurulması büyük haksızlıktır.
zaten ders işlememek için yer arayan öğrencilerin bulunduğu bi sınıfa giren öğretmenin kapıdan girdiği andan itibaren öğretmenin gözünde ''alllahım hiç de ders çekecek halim de yok neyse....''diye sürüp giden cümlesini tamamlamadan mesajı alan öğrencinin 'hocaaammmm lütfen bugün ders işlemeyelim nolurrrr son saat zaten 121 yazılıdan cıktık beynimiz patladı sizde yorulmuşssunuzdur sizede yazık bizedeee hocaammm hede hödeee vs.'diye devam eden cümlesine 'çocuklar yapmayın böyle!bu konuyu bitirmemiz lazım' diyerek aslında 'hadi cocuklar az daha ısrar edin de bende sizi kıramıyormuş numarasına yatıp son saat kafamı dinleyeyim' mesajı veren hocanın öğrencilerini kıramamasıyla sonlanan her iki tarafında hoşnut olduğu durumun bir nevi mimarı.
öğretmeni sadece "ders anlatmak" edimi ile otomatikleştiren ya da bu şekilde algılamakta ısrar eden bünyelerin bilmedikleri için tepki göstermekte haklı oldukları kesindir. -o zaman bir öğretmen olarak "öğretici" kimliğimizi kuşanarak kendilerine seslenelim- açıkcası sınıfa girip ders anlatmak bir öğretmen için en kolay iştir sonuçta bir kitaptaki satırları seslendirmek ya da bir takım bilgileri ezberden çağırarak dile getirmek bu mesleğin en kolay yönüdür -"kaldı ki öğretmenler derslerini anlattıkları için bahsi geçen yakıştırmalardan da uzaklaşmış olurlar mı ?" sorusu akla gelmiyor değil - "gayretsiz öğretmen" , "işini savsaklayan öğretmen" nitelemelerine "ders anlatmak istemeyen öğretmen" yargısı yakın durmaz aralarında çok fark vardır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlerden uygulamalarını istediği program ve müfredat kesinlikle derslere ait bilgilerden ziyade davranışsal kazanımları işaret ettiği için bir öğretmenin öğrenciye kazandırmak istediği ,dersin konusunu oluşturan bilgiden önce, o derste kazandırmak istediği temel davranıştır.ancak bunu uygulamaya çalışan öğretmenler "ders anlatmamakla" suçlanır ki, örnek çok uzakta değil , bir türkçe öğretmeni olarak "kitap okuma alışkanlığı" kazandırana kadar anlattığım hiçbir dersin bir kazanım içermediğini düşündüğümden ben de bir dönem "ders anlatmayan öğretmen" olmayı göze almıştım.
istifa etmek istiyorumun duyurusudur...
çaresizlikten bu işi yapıyorumun başka bir cümle ile ifade edlişidir...
dumurdur...
günahtır...
sinir bozucudur..