Çift anlamda kullanılan bir sözcüktür.
1. Güç, takat, mecal.
Örn: o kadar yorgunum ki konuşmaya dermanım yok.
2. Çare, deva, şifa.
Örn: derdini söylemeyen derman bulamaz.
yüzündeki zaman
söylüyor ayrıldığımızı
biliyorum, sözcükler sonradan gelir
anıların direnme gücü erteler kaçınılmaz olanı
çok zaman önceydi bütün bunlar
şimdi ne zaman iç çeksem uçurum kanı
biliyorum, kimse derman olamaz düğümlenmiş koynuna
biliyorum, yara gibi işliyor her ayrıntı
biliyorum, çapraz ateş altında
alçıya alınmış günler, saydam saatler
hiçbirşey yetmiyor zamanı aşmaya
biliyorum, denize baksam seni anlarım
oysa bilmiyorsun, bir zamanlar ben de aşıktım ona.
hülya koçyiğitin ve tarık akanın başrollüğünü üstlendiği süper ötesi film. filmin müziği yeni türkünün mamak türküsü müziğidir. ağrının aladağ eteklerindeki yakınca köyüne tayini çıkan mürüvvet ebenin hikayesidir derman...tarık akan ın bir kaçağı canladırdığı film defalarca izlense yine de doyulmazdır.
Tatminkâr bir sonla bitmeyen 83 yapımı türk filmi tarık akan hapise girer mürüvvet ebeninse köydeki görevi bitmiştir mürüvvet şeyhmus u ziyarete gider ve gideceğini söyler film burada biter.
3 haftadır yayınlanan kanal d dizisi. yalnız dikkat ettimde konusu biraz hayat bilgisi tarzı olmuş. orda söz konusu düzensiz işleyen paragöz müdüre sahip bir okul burada da aynen öyle. kötü işleyen bir devlet hastanesi paragöz bir başhekim ve onun çiçeği hatta hayat bilgisinde ki mennan tarzıyla bir hademe falan. bu arada derman da tıpkı afet hoca gibi birşeylere çare bulmaya çalışıyor. bilmiyorum bana böyle hissettirdi bu dizi. bir de devlet hastanelerini iyi gündeme getiriyorlar.