acının doruk noktasını tanıyanların, daha fazlası olamayacağını bilenlerin gerçeği. daha fazla acımaz evet. ama, sayı olarak daha daha daha fazla acır. o acı nükseder hep. nüksedecektir de.
bu aralar deli gibi dinlediğim teoman - gerçi ben emre aydın'ın söylediği versiyonuna takılmış durumdayım - şarkısının vurucu sözü. vurucu, çünkü yalan ve yalan olduğunu bile bile söylemek, belki de bi zamanlar gerçekten inanmış olmak daha da vuruyor insanı.
aşk biter, acısını çekersin. o kadar parçalanır ki için, kendini kandırmak için söylersin "bunu da yaşadım ya, daha fazla acı çekmem ben". oysa bilirsin içten içe daha çok acılar vardır çekeceğin. vücudun daha çok acıyacak, gözyaşların daha çok akacak, geceler daha çok uzun olacak. beni öldürmeyen şey güçlendirir benzeri bi söz, ama biliyoruz ki o da yalan.*
bir yerden sonra nasıl sevgiler git gide azalıyorsa, sessizlik artıyorsa, bunların sonucunda daha az tepki olur ve can daha az acır..
insanın farkında olmadan kendini savunmasıdır.
her seferinde daha az sevmekten ileri gelen bir drumdur. korkulmamalıdır, şu var ki limitinizi tüketmek üzereyken karşınıza seveceğiniz insan çıkarsa, * sadece üzülün...
her seyin bir limiti oldugunu savunan onermedir. dogru mudur? dogrudur. yerden goge kadar dogrudur hem de.
insanin ruhu en cok en sevdiklerinin basina kotu bir olay geldiginde acir, olum gibi misal. ama bir sure acimaz daha fazla yurek. yine bir matkabin ucuna takilmis gibi burum burum burulur, kanar ama aci esigini zaten astigi icin artik diger acilar sana hafif gelmeye baslar. ya da insanin ruhu ne kadar aciyabilir ki sevdicek seni birakip gittikten sonra. iste boyle sozluk. acir tabi ki canin hem de cok acir ama bir noktadan sonra artik onemi kalmaz acinin. hatta bu aci seni bencil yapar.
Doğru diyorlar her şeye alışıyor insan. Fiziksel anlamda gerçek acıma bir yerimiz kesildiğinde daha çabuk geçiyor bu biraz daha zaman alıyor ama alışıyor unutuyoruz sıkıntı yok.