bir kanser hastasının 5 yıllığına yurt dışında bir yer ayarlaması, orda yaşama hayali kurarken ölmesi.
bir kanser hastasının tek göz odalı evinde yaşayan annesi, karısı ve çocuğunu geçindirmek için yana yakıla çalışma mücadelesi vermesi.
bir kanser hastasının ölümüne şahit olmak, hem de acılar içinde.
o kadar mutlusunuzdur ki düğünden sonrasına kadar, o kadar olur... erkek olacaksınız hesapta, musluk akmaya başlayacak...
ben 9 yaşında o şerefe nail oldum, kesilene kadar şerefti tabii benim için. kesildikten sonra o şeref sırasıyla çükümü ilaçlı sıvıların bulunduğu fincanlara acımasızca batıran amcama, anneme, babanneme; 'sağa sola yatır bakalım bizim oğlanınki gibi mi?' diye soran misafirlere ait oldu...
yengeç gibi sokaklarda acıyla karışık yürümek mi ararsın, kurbanlık gibi allahu ekber diye kesilmeyi mi sorarsın, 'ben beğenmedim getirin parçayı yapıştıralım.' diyen şakacı akrabaları mı öpersin...
annenizle tartışan babanızın, gözünüzün önünde intihara kalkışması. o zamanlar 16 yaşında olan sizin, babanızın, koşarak açık balkon kapısına doğru giderken son anda sırtına yapışmanız. babanızın sizi de aşağı sürüklememek için durması. babanızı apar topar içeri götürmeniz. birkaç saatin ardından annenizin de ciddi ciddi intiharı düşündüğünü itiraf etmesi ama sizi düşündüğü ve babanızın üzerine böyle bir sorumluluk bindirmek istemediği için vazgeçmiş olması.