bunlar oyle sarkilardir ki, soz yazarlari icin "descartes, sokrates halt etmisbunun yaninda" dedirtir. ornek vermek gerekirse, hande yener'den geliyor :
"insan tuhaf ne hoyrat
ne şaheser ve nasıl ilkel hayret"
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir çocukla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
kıskandım gogen'i tahitilim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
sam yelim sahra-i kebirim
kahrettim her şeye o gün
babanın şarap çanağına,
gogen'e, kadere,
sana,
bana ,
bir de gittiğin arabanın tekerine
ne diyordum arkadaş....
diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
sırayla olurum fatih, selim, kanuni
bazen kadın hamamında tellak....
bazen christoph colomb napolyon'ken düşünürüm elbede geçen günleri
`timur 'ken beyazıt'ı yenişimi....
bir kere aristo'nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen jan dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
eğer daha da içersem shaskespare halt etmiş derim karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
enayiymiş be platon...
bir içsinde görsün....ne felsefesi varmış bu hayatın
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
islak kaldırımlarda yürürken acırım
önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte derim neme lazım senin
kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş....
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
şehrin izbe sokaklarında
yavaş yavaş kaybolur benliğim...
orhan gencebay - batsin bu dunya.
felsefik olmasinin yanisira sosyo-ekonomik kültür farkliliklarini (), nihilizm (batsin bu dunyağa, bitsin bu ruyağa), kader meselesini (ka'deri, izdiraabığı...), yaratici ve yaratilisi (benn mi yarattiğim) derinlemesine olmasa da yüzeysel bir sekilde ihtiva etmektedir. orhan gencebay bu eseriyle kendisi için hususi tesis edilen nobel felsefe ödülü'nü almistir. bu muazzam ve essiz eser ayni zamanda gencebay'a 20. yuzyilin en buyuk türk felsefecisi olma serefini de bahsetmistir. geri bos laftir, faraziyedir.
"bir adam yalan solediginde dunyanin bir parcasini oldurur.
Bunlar insanlarin yanlislikla yasam sandiklari solgun olumlerdir.
Tum bunlara daha fazla tanik olmaya dayanamiyorum.
Kurtulusumun kralligi beni evime goturemez mi?"
herkese göre farklılık sergileyebilen şarkılardır. bana göre felsefik sana göre arabalık. pixies- where is my mind filmiyle * daha da ayrı bir anlam bulur, filme mana katar.