Hayko bağdatın 18.6.2014 tarihli yazısıdır. buyurunuz efendim.
Erdoğan çok uzun bir süre bizlere derin devletin gerçekleştirdiği fenalıkları anlattı durdu. Kendisini millet adına savcı ilan ettiği Ergenekon davalarında hepimizin yakasına illet gibi yapışmış eski devletin suçlarından örnekler verdi. O eski devlet tasfiye edilmedikçe hayatlarımız tehlikedeydi.
Alevi liderleri, Kürt siyasetçileri, Ermenileri hatta provakasyon için Kemalist hakimleri dahi öldüren veya öldürme planları yapan devlete sızmış bu suç şebekesi öylesine büyüktü ki
Her kuruma sızmışlardı.
Siyasette, sporda, üniversitede, medyada, iş dünyasında, poliste, askerde, yargıda, MiTte, sendikada, sokakta, sivil toplumda, her yerde örgütlüydüler.
Bu devletin tehlikeli çocuklar listesinde bulunan herkes bir vesileyle bunların varlığından zaten haberdardı.
Başbakanla aynı fikirdeyim. Bu devlet görünen kısmının altında bir bataklık üzerine inşa edilmiştir.
Peki ne oldu onlara?
Nerede bu kötü adamlar şimdi?
Yukarıda saydığımız kurumların hepsi temizlendi mi?
Koca koca davalarla önüne geleni Silivriye gönderip sonrasında Türk ordusuna kumpas kurmuşlar diyerek iade-i itibar verdikleri kadro muydu bu kadim örgüt?
Niye onları tasfiye etmekten, devleti bu şer odaklarından temizlemekten yana bir cümle bile kurmuyor?
Yüzleşmeye, arınmaya, temiz eller operasyonlarına ne oldu?
Hadi diyelim ki cemaat bu davaları sulandırdı ve arada kendi hesabını gördü. Peki cemaatin sulandırmadığı kesimlerde o hepimizin tanıdığı, gördüğü, duyduğu, bildiği katilleri niye hiç konuşmuyoruz?
Bu kadar büyük bir şebeke faaliyetlerine kendi kendine yeterlilik mi verdi?
Son son gelip içimizden birilerini öldürmüyorlar diye içimiz rahat mı etmeli?
Artık derin devlet yok mu?
Öldü mü?
Ölmediyse nerede saklanıyor?
Sevgili Ali Bulaç, Bugün Gazetesine verdiği röportajda bakın ne diyor:
2011 yılında ittihatçı bir ekip Türk dış politikasını ele geçirdi. Bunlar, görünürde Ergenekonculara karşı olan Ergenekoncular! Sistemli bir biçimde AK Partiye sızdılar. Partinin dış politikasını ele geçirdiler. Tıpkı Enver Paşa gibi, yeni bir Osmanlı imparatorluğu kurmanın şehvetine kapıldılar! 2012 yılının başında Kayseride, Ahmet Davutoğlu, 1911 öncesi sınırlara döneceğiz. Kaybettiğimiz bütün toprakları alacağız. Biz olmadan bölgede yaprak kımıldayamaz dedi. Türkiyedeki islamcı ve ulusalcı zihinler hasta! Akıllarında şu var: Bir islam birliği ya da bölgesel birlik kurulacak. Bu, Türkiyenin liderliğinde olacak.
Tayyip Beyi de, Sen, islam âleminin lideri olacaksın. Balkanlardan Kafkaslara, Orta Afrikaya kadar yeniden Osmanlıyı kuruyoruz.
Ya Allah! diye ikna ettiler
AK Partiyi ikna ettiler. 1 milyon nüfuslu bir Türk ordusu var. Koca bir Türkiye var. Kürtlerle barış imzalayacağız. Ortadoğuda bir güç olacağız. Sakın partnerlerine güvenme. Onlar sana kazık atar. Cemaatten başladılar. Şu anda Nurcular üzerinden operasyon yapıyorlar.
Süleymancıların yurtlarını kapatmaya başladılar. Mahmut Efendi Cemaatini tehdit ediyorlar.
Sıra diğer cemaatlere de gelecek. Çünkü bu devletin projesi, devletin operasyonu. AK Partiyi kullanıp atacak! Nasıl 28 Şubatçıları sonradan içeri attılarsa, AK Partiye de aynısını yapacaklar. Bu devlet bir ruhtur.
Bedenden bedene geçiyor. Şu anda AK Partinin bedeninde yaşıyor.
Ne dersiniz?
Derin devlet ölmedi yüreğimizde yaşıyor olabilir mi?