ispatı kolay olmayan şeylere karşılık bulma arzusuyla sorular üzerinde kesin bilgiler aramak, doğmatik yüklemeler yapmadan, gözlemci bir bilgi arzusuyla nesneleri görmek istemek.
toplumda alışılan ve peşin kabul edilen soruların tam cevabının ne olduğunu güvenle söylemek için üzerinde düşünmek, olanları kavrayıncaya kadar bilgi teorisinden faydalanmak.
yaşamında özgür olmak isteyen kişinin ortaya konulan soruları peşin hükümler, alışkanlıklar ve duygulardan arındırarak, bu sorulara kesin ve mantıklı yanıtlar araması.
bir vakitten sonra kişi ve kişiler için bir alişkanlıga dönüsen eylemdir. calsirken, dolasirken yahutta manda gibi uzanip ense yaparken düsüncelere dalarsiniz.
bu ne bileyim shylock karakterinin trajedesi olabilir yahutta tursu suyunun limondan yahut sirkeden daha iyi olabileceği gibi konularda olabilir.
düsüncelere daldikca kendinize yeryüzünde olmayan bir dünya yaratmaya başlarsiniz. fakat bunun için en ufak bir gürültüyü bile kaldiramama gibi bedel ödersiniz.
teypin sesini bangirtdartmazsiniz mesela usul usul fonda calar melodiler kosar gider. bir dinginlik içinde yaşarsiniz.
bu dinginliği kim bozarsa ona fdüsman kesilmeniz olasiliktir.
geceleri uykunuza dalarken düsüncelerden kurtulmak için bir melodi düsünürsünüz. yahutta ne bileyim kendinize ninniler söylersiniz.
ama işin kelek yani nedir biliyor musunuz? günün birinde daimi yahutta gecici olarak sessizliğiniz gitmek zorunda kalir.
o kurdugunuz dunyanin temeline dinamit sokmak isteyenler olabilir. beyhude savunursunuz hatta bu savasi vermek ve kazanmak cok kanli olabilir.
ammavelakin zaman satin almak ve kendi kurdugunuz dunyanin hudutlarinda ikamet edebilmek için bu bir bedeldir.
yahutta söyle diyelim bir seylere salak salak bakkarsiniz burnunuzu cama dayarak ve ömür bir rüya gibi gelip gecer... gerisi bir avuc aydinlik.