Bu yüzden içim bir samanyolu, sanırım anlatınca çözüme ulaşıyor büyük ölçüde. Diğer türlü, düşünceler evriliyor da evriliyor. bazı şeyler bambaşka boyutlara ulaşıyor. Böyle böyle dünyayla irtibatımı kesmişim.
2 tık üstümdeki yazarın da söylediği gibi en akıllı insanlardır. başkalarının , en yakın arkadaşı bile olsa onlara derdini anlatmanın kimse için bir anlam ifade etmeyeceğini , kimsenin kalkıp da 10 saniye bile olsa senin dertlerini günlük yaşantısında asla düşünmeyeceğini , takmayacaklarını bildikleri için kimseyle derdini paylaşma zahmetine düşmezler .kendi içinde bu sorunu çözmeye çalışırlar. en mantıklısı da bu
Paylaşmam daha doğrusu paylaşamam. Yani eğer karşımdaki kişiyi ilgilendiriyorsa tabi ki söylerim. Ama genel olarak gün içerisinde dertlerimi kendime bile hatırlatmamayı tercih ederim.
Yapamam. Olmaz bir türlü. Çıkmaz ağzımdan. En yakın arkadaşlarım bile, bana bir şeyleri anlattırabilmek adına kırk takla atarlar. O zaman bile beceremem. Ama çok güzel dinlerim. Zaten işim bu. Terapistim ben.
insan bir anda bu hale gelmez. Gelmiyor da. Beni örste dövdüler. Çekiçleye çekiçleye, su vere vere, ısıta ısıta çelik gibi yaptılar anlatabilecek bir yerlerimi. Yargıladılar, eleştirdiler, ağızlarına geleni söylediler. Güçsüz gördüler. Canımı acıtmak için, en ağır yaralarıma parmaklarını sokup yüzüme güldüler.
Kimse bir anda böyle ketum olmaz. Öyle. Biri size bir şeyleri anlatamıyorsa, tek sebebi sizi çok yakın görmemesi değildir. Unutmayın olur mu?