duygularının anlaşılmicağını düşünen utangaç insadır . insanlar genelikle birini sevdiğinde bunu başkalarıyla paylaşamaz onun dışındaki çoğu şeyi paylaşır
etrafındakilerin dertlerini dinler, çözüm arar ama kendi derdine gelince susar. insanların yeterince derdi vardır zaten benimkiyle ben uğraşayım, der. candır. sevin bunları.
haklı insandır. birine bir şey anlatmaya çalışırsınız, sözünüzü kesip kendi sorunundan bahsetmeye başlar. internetten yazıya dökersiniz derdinizi, bir anda kayboluverir.
kısacası, insanların kendini düşünmek konusunda master yaptığı, herkesin şamata, alkol, egoizmle yaşadığı, ciddiyetten uzak olduğu bir dönemde başkasına güvenmeyerek doğru yapan kişidir.
şimdi anlatacaksın da ne değişecek. çözüm bulabilecek önerebilecek biri de değilsin. anlatacaksın takma yahu diyecek o an ağzının ortasına geçiresin gelecek. siktir et ya anlatma. attan düşenin halinden başka bir attan düşen anlar. konuşmaya bile gerek kalmadan hem de. bu yüzden derdi ya çözümü bulabilecek kişiye anlat ya da kabullen sindir o derdi. seninle bütün olsun senden ayrılamıyorsa...
Zamanında derdini paylaşıp derman bulamamış insandır. içine atar. Biriktirir. ve birgün patlar.
Geçen sene 6 şubatta dedem vefat etti. Gece 3 gibi evde bir hareket olduğu farkettim. dedem cumaya gidip gelmişti. Sonra da kendimi halsiz hissediyorum biraz uzansam iyi olur dedi ve uzandı. Bir daha da kalkamadı. Allah'ıma binlerce kere şükürler olsun ki elden ayaktan düşmedi, kimseye muhtaç olmadı. Cumadan sonraki çarşamba gününün gecesiydi yanlış hatırlamıyorsam. gece hareketleri duyunca zaten tam uyuyamadığım için hemen kalktım ve haberi duydum. Üzüntüden bir anda tansiyonum düşmüş. Kendimi geçtim kardeşim duymamalıydı. Görmemeliydi. Ama ne mümkün. O da kalktı. Daha sabah elleriyle çay getirip içirdiği adam boylu boyuna uzanmış yatıyordu. ama bu sefer tek farkla. Nefes almadan. Kardeşimin o anki halini hâlâ unutamam. O kadar üzülmüştü ki keşke onun o halini göreceğime yerde uzanmış nefessiz yatan ben olsaydım. Ama Allah'ı var hiç ağlamadı çocuk. Sadece başını ellerinin arasına aldı ve öylece oturdu. Dakikalarca. Saatlerce.
Cenazemizi defnettikten sonra eve döndük. Annem ve babam da anneanneme gittiler bazı işler için. Biz de evde kardeşim kuzenim ve ben kalacaktık 1 2 gün boyunca. Kardeşim tek kelime konuşmuyordu, yemek yemiyordu. O neşe dolu ufaklık gitmiş yerinen omzunda senelerin yükü olan birisi gelmişti sanki. Bakmayın ufaklık dediğime. 18 yaşına girdi kerata geçen ay. Evde kalacağımız ilk akşam bir ara mutfağa gitti sesi kesildi. Aradan iki üç dakika geçince merak edip mutfağa gittim. Bir de ne göreyim canımıniçi yerde titreye titreye yatıyor. gözünü de tavana dikmiş. Allah'tan aklımı başıma hemen topladım da kuzene seslendim gel hastaneye gidiyoruz diye. Ambulans çağırmadım çünkü ona vaktim yoktu. Atladık arabaya 100 150 Allah ne verdiyse bastım. Normalde 15 20 dakika sürmesi gereken yolu 7 dakikada gitmişim ki hız yapmaktan nefret ederim. Zaman ilerlemiş olduğundan trafik yoktu o yüzden bastım.
Derken hastaneye geldik. hemen acile alıp bir sakinleştirici yaptılar. işin detayını çok fazla hatırlayamadığım için geçiyorum. Ama kardeşimin kendini kaybettiğini hatırlıyorum. Önüne gelene gider yapıyordu. Polise: Biz göztepeliyiz adamı keseriz, hemsireye: dik dik ne bakıyon lan toplatma bana tayfayı, doktora da üçlü çektirdiğini çok iyi hatırlıyorum. Allah'tan insanlar durumun farkında oldukları için alttan alıyorlardı.
Doktor kardeşimin sinir krizi geçirdiğini, son günlerde içine kapandığı için böyle olduğunu söyledi. Bir iki sakinleştiriciyle durumu kurtarmıştık çok şükür. Ve bir daha da tekrarlanmadı Allah'a şükür. *
Upuzun lafın kısası derdinizi içinize atmayın. Paylaşın. Paylaşın ki içinizde birikip sizi hastalıklara sürüklemesin.
içine kapanık,asosyal yada dertler ağır gelmiş ezilmiş insan falan değildir burda söylenenler gibi..sadece etrafta sürekli hayattan şikeyet eden,hergün başka dertle gelen insanın içini karartan enerji vampiri dangalaklardan nasıl tiksindiğini farketmiş ve aynı şeyi yapmamaya karar vermiştir..
başkalarına güvenmektense sorununu, açmazını içinde yaşaması kendi tercihidir. bu konunun diğer bir yanı ise; insanlara güven duymadığını söylemek artık marjinal hava yaratmak yerine sıradan ve taklitçilikten başka bir şeyi yansıtmıyor.
yabancılarla paylaşmazlar. çünkü paylaştıkları kişiler bir süre sonra o dertleri ona karşı koz olarak kullanabilir. bu yüzden kimseye kendi eliyle silah vermek istemezler haklı olarak. ya içlerine atarlar ya da ailesi veya yakınlarıyla paylaşırlar.
biri de benim. halen dünya üzerinde yaşayan bir insana anlatılacak türden bir dert değildir diye düşündüğümden.eşine benzerine raslamadığım bir dert olduğundan.
derdimi ummana döktüm.
Koy göte rahvan gitsin diyen insandır. Anlatıpta 'boşver takma' kalıbını duymak istemeyendir. Dertleride uzun süreli olmayan kendi kendine halledebilen insandır.