- bugüne değin vö'nün bi tek canına okumadım!
- salt gündem peşinde koşan... entellaktüel!
- meclis çatısı altında vekillerin 'sataşma var' diye söz istemeleri,
ne biliim, biraz tuaf gibi. meclis ile sataşma kelimesini
bağdaştıramıyo benim kafa. senin kafa da sorun var diye
sataşiim mataşiim deme sakın bak. dalarım allahıma, gerek tekme gerek tokat.
- şimdiki zaman eki olan -yor'u kullandığımız fiilde,
fiille samimiyet havası yaratmak için sonundaki r'yi
kullanmıyo olmamız ki gaye ne ki amk.
- aşıdan zaten tırsarım, üstüne bi de benden, olur mu olur,
penelope cruz aşısı olmam istenirse, valla, o vakit,
benden yana kesin topuk... allah için güzel karı ama.
- teraviden önce-teraviden sonra!..
- bazen hangi yılda olduğumuzu karıştırıyorum. şimdilik ikibinondayız.
- gütmesini bilmeyen ağıl açmasın!
- adın recep, yakinin adı recep, sempati beslediğin takoz recep,
bunlar bi kenara.. recep ismi zikredildiğinde
tayyib'e aklın gidiyosa karşında ivedikle beni bulursun, bilmiş ol.
- sezen aksu şarkısı eşliğinde yapılan doğum... sezenyan!
- allah'ın gücünü gitmesin de, ben şimdi allah'ın resmini çizsem,
sana göstersem 'bak allah' diye, ne lan öyle hiç allah'a benzememiş dersen,
sorunu bende arama kardeş.
- kapattı, sesimi beğenmedi galiba... alonim!
- lidyalılar parayı bulalı asırlar oldu, ben daha bulucam...
- akşamları, bazı bazı, açık olan lamba yanıp sönüyo gibi geliyo bana,
ufaktan göz kırpıyo gibi, belki de göz kapaklarımın bana bi oyunudur bu ha.
ara misali, geçici perde inme neyin de olabilir. sana da olur mudur bilemem.
- tek başımayken beni susturabilene aşk olsun!
- haberleri izliyorum. babam da yanımda.
abdi ipekçi ile ilgili haberler veriliyo falan.
'öldürüldüğünü hatırlıyor musun baba' dedim.
'hatırlıyorum tabi, iki aylık sigortalıydım' dedi.
adam neyle neyi hatırlıyo babaannemi satayım. sigorta önemli lan!
- denizden hababam çıksa gülerim!
- küçükkene seyyar kasetçilere uydurduğum bi ismin
son kasedinin gelip gelmediğini, aklımca,
sorduğumu hatırlıyorum. adamakıllı dayak yememiş olacam ki yemedim,
şimdi ki aklımla, aklımca, denk gelsem,
kasedi geri sarar yine sorarım. uydurduğum isimde kendi ismim olurdu genelde.
- sekspeare'i, ulan dedim, bi gogulliim bakalım çıkacak mı,
şüphem de yok ya gerçi, çıktı tabi ki de.
- aziz başkan kalsın mı gitsin mi?... feneranduma gidilsin.
- intihar bombacının eylemi sonucunda belirtilen ölü sayısına
kendisi de dahil ediliyo mu?
- yarın o uzamı nasa'mda görmek istiyorum!
- bırak vö gibi olmayı paf yazarı gibi olabilsem ya keşke.
- tespitte hata olur!
- kulağın sadece deliğini kapatacak kadar büyüklükteki kulaklıklardan, bildiğin kulaklık işte, bi tanesi, bir kaç saat kadar kulağındayken, sağ kulak, sol kulak karıştırma şimdi sen, deliği kapatıyorken, muhtemel bi durum da, kaşınan kulağınınızın içini, deliğin çeperlerini, kulaklığı çıkararak kaşımanız hayrınıza olur. valla.
- diş fırçasına ihtiyacım olmadığı halde, biten macunumu tedarik için girdiğim marketten her defasında, nassolmasa fırçaya ihtiyacım olacak ha bugün ha yarın düşüncesiyle macunun yanına fırçayı da alışveriş listeme ekler çıkarım. sekitmez bu bende.
- kafa kütletmeyi, boynu sağa-sola, öne-arkaya hareket ettirerek değil de, çenenin altından bi eliyle, diğer eliyle de kafanın üstünden pozisyon alarak, filmlerdeki ölümcül darbeyi anımsatırcasına yapanlar, nerdesiniz be olum.
- asker kaçağı çakmakla kontrol edilmez!
- teşekkür ederim diyemiyoruz! kastım, gösterilen nezakete istinaden sağol anlamında bu kalıbı kullanmak gerek falan değil, o da pek yok ya gerçi, söylenmek istenildiğinde tam söylenilememesinden bahsediyom. bu kalıbı, kalıbımı basarım, doğru düzgün söyleyebilen çok az kişi bulursun sağda solda. teşekkür ederim, bizim dilimizden hakkı verilerek çıkmıyo kardeşim. acizane düşüncem budur. beni dinlediğiniz için teşkür ederm.
- müzik dinleme aparatında ki şarkılarda, bi müddet sonra değişikliğe gidilmediğinde, çalan şarkının hemen bitiminden sonra ki gelecek şarkıya kadar geçen saliselik zaman diliminde, cross fade anlamca yakın gibi, daha şarkı kulağa düşmeden hangi şarkının çalacağını % 000.9 hata payıyla, zannımca hepimiz tahmin edebiliyoruz. ya da ben edebiliyom. genellemeye vurmak gibi bi hatam mı var acep? bi müddet sessizlik istiyom. hah! tamam.
- yağan karı yemek için ağzını bayıra açanın, naifliğinden yola çıkıp, en alengirli konuda bile, ağzını hayra açmıyacağını söylemek güç gibi geliir baa. g.tün bayıra karşı açık kaldı galiba diyen varsa aranızda ki artık yoksa bile dememesi için bi neden yok, onlara tek lafım... yok lan bişii söyliyemiceem kulakların(m)a iş çıkarmiim şimdi. ehe ehe.
- bu bi kelimenin arasında parantez içine alınmış bi harfle de anlam zenginliği katma skine de tilt oluyom haa.
- birbirine şaka yapan çiftler arasına girip, çift olma durumlarını rahatsız edici şaka yaparsan ve buna karşılık işine gelmeyen bi takım laflarla paylanırsan şayet, işimize gelen paylamalar da var, şimdi araya girip de tadımızı bozma, ben mi diyen, evet sen, hiç durma pattadanak 'şaka yapıyosunuz''u yapıştır. valla şaka yapmıyorum.
- bundan kelli amına koyiim yerine kullanıdığım a.q yerine amk. yi kullancam. aldığım kararların kalitesine bakar mısın amk. vira bismillah.
- otobüslerde neyin koridor tarafında oturanın üzerine çıkmadan koridordan arkalara doğru ilerliyemiyonuz mu lan amk! hadi ilerlemeni yaparken, o kendini biliyo demem, telaşe mehal yok, 'burası iyi burda duriim ben' düşüncesiyle koridorun ortasında dikilen birinin yanından geçmek zorundaysan, dikilen de baaayansa, mümkün olduğunca temastan uzak kalmak yollu izanla, koridor tarafında oturanın üstüne çıkarak geçmeni anlarım, şişmancaysan da anlarım amma velakin 'kamyon geçer ordan' dedirtecek boşluk varken de üste çıkarak, sürterek geçmenizi zerre anlamıyon lan yarrrrrrrak hasanlar. her gün bindiğiniz araç lan bu, biraz otobüs içi toplum kuralları konusunda kendinizi geliştirin mal herifler. kızlara, bus seksten yana olan cıvırlara takdir edersin ki lafım yok. isterlerse kucağımda götürebilirim onları.
- yazıldığı herhangi bi kursa gidip gelmeyi boşladığında, kurstan alması gerekenleri bi kenara koyup, 'o kadar para verdik ziyan olmasın' düşüncesiyle kendini kursa gitmeye zorunlu hisseden, genelimiz itibariyle, insanlarız. bu kurs işleri falan düzenli adam işi olduğu söylenedursun, kaçırılan bi nokta da, kendini düzene sokmak için kurslara da gidilebileceği gerçeğidir. bu arada ingilizce kursuna gitmek, spora yazılmak gibi bi zaman moda olan akımlarda zayıfladı mı ne? e anladık herhal artık kurslara, sadece yazılmakla gemilerin yürümeyeceğini. hayatımızı esir almış amk. tıraş işler.
- inşaat sırasında en basitinden bi çivinin bile çakılması ameleyattır.
- bu dahil bütün tespitler yanlıştır! niçedir sallamıyodum, aradan çıktı zaar.
kış, kar neyin diyince
klişe gibi, klişemsi gibi
şeyler aklıma geldi
bi bokmuş gibi yaziim de aradan çıksın
- yılın ilk karı
- birazcık aklı olan, evden dışarı adımını atmaz
- kardan adamo! anlayana hesabı
- çocukken dışarı çıkmama izin verilmezdi, şimdi de benim çıkasım yok
- bi kaç aya kalmaz yollar da çukurlar peyda olur artık
- belediye üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır
- hava bayaa soğuk, ama istersen çıkarız
- ben askerliğimi kars'ta yapmış adamım, bu hava bana hava cıva hacı
- tuzlama çalışmaları tüm olumsuzluklara rağmen devam ediyor
- beldiye tüm imkanlarını seferber etmiş durumda
- devlet ne yapsın, gerçi bu mevsimsiz
- karda yürümeyi mi öğrendik lan, kırık çıkık haberi pek yok
- boğaz elli kusür yıl önceki gibi buz tutar mı lan dersin
- boğazın buzu değil olum onlar, nehirden sürüklenip gelmişleri, tuna mı ne
- allah bu soğukta dışarıda kalmak zorunda olanlara yardım etsin
- gazı mazı, fatura çok gelecek diye pek açmıyoruz
- karda yüremek güzeldir yürümüyorsan eğer, esinlen de gel!
- bu kadar kar, okullar tatile girmeden yağsaydı keşke
- evde battaniye ile oturuyoruz valla
- bilseydik sobayı kaldırmazdık
- kestanecilerin işi kebap şimdi haa
- boğazın iki yakasını birleştiren ana arterler de ana sorun
- antrenmandan sonra kar topu oynamayı da ihmal etmediler
- iyi işte, istanbullularda bi kar gördü
- sabah kalktım her yer bembeyaz, yolda ayak izi bırakan ilk ben oldum lan
- sabaha karşı buzlanma ve don olayı bekleniyor
- bir kaç gündür aralıksız yağan kar yağışının devam etmesi bekleniyor
- tatlı siparişi verdim ama üzerine kar isteyemedim
- görüş mesafesi yirmi metreye kadar düştü
- sağlam bi gocuğum var, alta sade bi tişörtle bile çıkarım dışarı
- kışın tam ortasındayız, artık hasta olmam, ben yazın hasta olurum abi
- bu kış iyi soğuk yaptı yalnız
- kendi işim olsa yola düşeni s.ksinler ama el işi işte
- asıl kar doğu'da abicim
- sibirya soğukları kapıda diyo haberler
- asıl soğuk hafta sonu
- bi de bunun hissedileni var di mi
- lan kardan adam olur ama senden ıhhı..
- kar en çok çocuklar sevindi
- kar yağışı ulaşımı aksattı
- kışın da yolar hiç çekilmiyo
- yedi yıldır aynı botları giyiyorum,
- kış yok ki abi istanbul'da
- 1256 köy yolu ulaşıma kapandı
- açık olsa çok gidiyonuz sanki
- ben dedim zincirsiz çıkma diye
- bu da kar mı bee, 84' de istanbul'a bi kar yağdı
- eve kapancan dvd izlicen, roman okucan, bi de sıcak şarap ooh miss..
- doğudakiler ne yapıyo acaba
- iki santim yağsa trafik felç a.q.
- ben soğuu ayaktan alıyorum
- benim de sadece ellerim üşüyo
- beyaz kabus can almaya devam ediyor
- yağsa bu kadar soğuk olmaz, hem mikrobu kırar
- yetkililerin uyarılarına rağmen bireysel alınmayan önlemler felakete davetiye çıkarıyor
- şu anda kar kalınlığı on santimetreyi aşmış durumda
- kalın olmayan ama bi kaç tane çorap üstüste giymek lazım
- atlet var, üstte iki tişört var, onun üstte gömlek var, onun da üstünde kazak var, palto var
- kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi, bu da çok net bee
- mini buzul çağına girmişiz, olacak o kadar
- sabah kalktığın da, sokakları 'beyaz örtü' altında görenler sürprizle karşılaştılar
- o kadar yayın boşa mı yapılıyo
- baksana abi hiç yere düşmek ister gibi yağmıyolar
- sibobu olmayan top! yapmayın oluum şunu..
- mümkün olduğu kadar toplu taşıma raçlarını kullanalım
- toplu taşıma araçlarını tercih edin denmesinin nedeni
sakın yolda kalan araçlarını ittirmemiz istendiği için olmasın lan
- hava buz gibi, bir hafta da banyo yapmayı ver ne var yani
- ocak ayındayız, kar o yüzden mi, aralıksız yağıyor
- yılbaşında yağacaktı ki bu kadar kar bi anlamı olacaktı
- kış yüzünü iyicene göstermeye başladı
- hava koşulları kaynaklı bi üşütme yaşayacağımı zannetmiyorum
- parkan üzerindeki ölü karını attan gel
- içeriye kadar kar getirdin mi
- her yerde kar var şarkını yazın dinliyeceksin, ha keza türevlerini de
- o kadar çok yağıyo ki, bi gözüm bi gözümü görmüyor
- dışarsı evin içinden sıcak valla
- sankit kar aşağıdan yukarı yağıyo haa
- olumsuz hava koşulları araçları ve sürücüleri mağdur etti
- mecbur kalmadıkça yollara düşmeyelim hacı
- aracımızla çıksak bile çekme halatı ile zincir kesinlikle bulunduralım
- soğuk ama çokta soğuk değil
- hava muhalefeti
- şehir gelinliğini giydi
- ara sokakların durumu daha da kötü
- şu anda içerideyim, dışarı da olup içeride olmak isterdim ama
- bu kış ilk defa adam akıllı üşüdüğümü hissettim
- e bazen de 'dinlemek' için konuşman gerekir!
- yangın haberleri verilirkene bile kullanıldığına şahit olduğum 'burnu bile kanamadı' klişesi yerine, yangından 'burnu bile' kanamadan kurtulanlara 'burnu bile yanmadı' denmesinin uygun düşeceğine olan inancımı 'sadece burnu kanamadı' diye tanımlanacak bi dayağa kadar yitireceğimi zannetmiyorum.
- zaten bayat çıktı, hem sevaptır, dağıtayım bari de, (- sevabı da nerde arıyo akıllım) ziyan olmasın duygusuyla; raf ömrü, saklanma koşulları b.ka sarmış, 'ama yol ağzı gelen gideni çok buranın helbet birilerine kakalarız' düşüncesiyle tezgahta, ilgili g.tveren tarafından muhafaza edilmiş, sonrada benim gibi mallara giydirilmiş atıştırmalık nevaleleri, (- e biliyon az buçuk bayat çıkacağını niye aynı tongaya düşüyon ki sende salazar) bi çok çakkaal gibi bende o sırada eğleştiğim yerdekilere, bi tane ağza atıp, ''yenmez lan bu'' teşhisini koymama rağmen, tadına sankit henüz bakmamışım gibi, (- ilgili g.tverenin yaptığından bunun ne farkı var) ikramda bulunmuşluğum, ''bi tane aliim, sağol'' a eşlik eden gnam gnamların ardından ''bayat ya lan bu ipne bayat olmasa vermezsin di mi şerrrefsiz'' le de niyetimin sorgulanmasına açık kapı bırakmışlığım olmuştur. yalan yok. (- nassı bayat olur yaa, du bende bi bakiim, gnam gnam, hakket haa, günahtır atmıyalım bari çöpe, öndekilere de uzatta ağız birliğiyle bitirelim şunu, çaktırma ama, ehe hehe)
- meğer '''meğer'le başlayan bi cümle okumuya başladıysan 'özlemişim'le bitmesine şaşmamak gerek'' gibi cümleler kurmayı ne kadar da özlemişim.
- sıklıkla kullandığı bi kelimenin kendisine bi lakap olarak geri dönmesi talihsizliğini yaşayanlar, artık o kelimeyi kullanmamaya kalkışsanız ne gam..
- başarılı yada başarısız her hakimin önünde bi kadın vardır!
- konuşurkene ayrılan dudaklarının ortasında, alt dudakla üst dudak arasında köprü görevi gören, birbirine bağlayan, katımsı ağız sıvısı, bariz görünen, karşılaşır gibi olduğumuzda görmemezlikten gelmeye çalıştığım, bi tanıdığım var.
- rendeye vurulup salataya 'yeşillik' olarak kullanılacak olan havucun bitimine doğru parmak uçlarının rendeye temasından imtina ederek, geriye kalan küçük parçasını, ağza atmak da mümkünken; bazen de ekseri tutulan oruçtan falan, ağza atmaktan geri durup, rendelenmiş olanlarının arasında, geriye kalan o küçük parça, yer verildiğinde ve de zamanı geldiğinde ağza diğer yeşilliklerle beraber, yardımcı yemek olarak alındığında, hissedilen katı sebzenin turp olamayacağını kim iddia edebilir lan!
- bulmaca çözmem, çözümlü bulmacanın üzerinde göz gezdirir, bilmediklerimi kendime sorun yaratırım.
- orta yada lise sıralarındayken okulun ön tarafa ve bayrak direğine bakan tarafında ki sınıflarımda, cam kenarında, eğitilen ve öğretilen bi öğrenciyken, dışarda dışardakilerin buyacağı bi hava mevcutken, içerde kalorifer yanında dersten bağımsız mayışırken, göndere çekili bayrağın şaklamasına sık sık daldığımı hatırlarımda, daldığım yere doğru bakan öğretmen ve diğer 'mesai' arkadaşlarımın neye bakmış olabileceğimi kestirememiş olmalarını daha bi hatırlarım. ben. (- bok mu vardı da bakıyodun?)
- cuma namazının ardından, cenazesi kalkacak olan er yada hatun kişi için namazdan önce, 'yine gitti biri' dedirten sela mı okunuyor yoksa her zaman ki gibi, cuma için mi sela okunuyor ve yahut da cenaze namazında, okunacak olan sübhanekeye ''ve celle senaük'' ün eklenmesi gibi, erkekler okur sadece bunu da, normal cuma için okunan sela'ya ilaveten, bi kaç kelimelik dua falan da okunuyo da, selaya iyi kulak verenler, bunu, hem cuma için hem de cenaze vara yorabiliyorlar da ben mi bilmiyorum. belki de kafadan bilmediğim, cumadan sonra cenazenin kaldırılmadığı da olabilir. (- hoca da gömün a.q. demiş)
- şükür kültürüne, işine gidip gelirken, parkta bi banka çökmüş aldığı gazetenin iş ilanlarına bakan adamların çaresizliğini görenler, daha bi yatkındırlar gibime geliyo.
- sigarasını bitirmeden, içmeye ara vermek zorunda kaldığında, sigarasının közünü, baş parmağa sürterek ivme kazandırdığı orta parmağı ile düşürerek, ilaveten ucundan birazcık da koparıp 'içilir ki daha bu' diyenler, yapılan, sonra geri alınan, ama toplayıp çıkardığında yapılmış olan zamdan etkilendiklerinden falan bu fiiliyatta buluyo değiller haa, yanlış idrak edilmesin, nihayetinde alışkanlık bu da, sigara gibi. ehe ehe. hatta zorlarsak sigara alışkanlığının diğer bi versiyonu da diyebiliriz.
- ölü gibi insanlar görüyorum!
- annenin yada babanın yaşı sorulduğunda net cevap verebiliyo musun?
- kasada falan 'ne kadar borcum var?' diyenlere ifrit oluyorum. kardeşim daha önce borç para mı almıştın kine 'ne kadar'ın götüne 'borcum'u takıyosun? bak günahım ne kadar de, ne kadar tuttu de, örnekse bi kola bi yarım et döner de, hatta hiç bi şi deme tutar sana söylensin falan ama borcum morcum deme, ayar etme beni taam mı? yalana olan borcumu senin üzerinden öderim, türlü dalaverelerle boğazına kadar borca sokarım seni o olur sonra. şimdi s.ktir git bana olan gıcık olma borcunu ödemişken! yoksa var ya tuna nehri kilinden yapma kiremitleri kafanda, borç harç, paralarım alimallah.
- artıkın, okullarda sanki bi bok öğretiliyomuş gibi, alaylı yol alan yada başka bi branş mezunuyken farklı bi iş yapan pozisyonundaki kimselerin, o iş sırasında kendisine ver edilen yardımları da göz önünde tutup, ortamına 'okul gibi' tanımlaması getirmesinler bana kalırsa. gına endüstrisi!
- laf ola beri gele, ''ilgi alanı her şey olan adamın, ilgi alanı hiç bir şey olan adamdan farkı, bu farkı merak eden adamla merak etmeyen adam arasında ki fark kadardır'', laf olsun torba dolsun.
- ev ekonomisi demek; eve gelen açılmasına izin verilmemiş, çukulat, cam şeker vb. paketlerin bi başka eve, gidiş nedenlerine uygun olarak, kaynak aktarımı hesabı isale edilmesi de demek.
- içimdeki çocuğu adam, dışımdaki adamı çocuk etmeyedir içtidadım.
- bi tarafa geçtiğinde geçtiği tarafı güçlü kılan diğer tarafa geçtiğinde de varlığı pek hissedilmeyen adam, kendi aramızda, zevkine diye tabirlenen halı saha maçlarında falan adam paylaşımını, alımını normalinden, bi kaç dakika daha fazla sürmesine sebep olan adamdır. (- tamam o zaman ilk yarı bizde)
- yabancıların sevilmediği bi coğrafyanın yerlilerindensin diyelim. bi an için bulunduğun ortama yabancılaştığında, bende ordaysam şayet 'sevildiğini bil' derim gibime geliyor.
- evinin direği karısının herifi olan babaları arkadaş ortamında gördüğünüzde tanıklık ettiklerinizin tamamının ortam gereği olduğunu biliniz. bildiriniz. yoksa üç çocuğu olan adam bu mu lan dersiniz yok yere eheh.
- işte, çeşitli sebeplerle falan, bir arada bulunduğun tanış olmadığın kimselerle bi masada bi yerde başbaşa kaldığında, vuku bulan sessizliğin sesine ses eklemek üçün, ''geyik ormanda sadece bir hayvan değildir'' diye uygun zamanı bekleyip ünlemek hiç adetim olmadığı gibi, çoğunlukla sessizliği, bi kaç saniye kadar ''ne dedi ki şimdi bu mal hesabı'' zifiri sessizliğe götürür, sonrasında ise taraflarda ''keşke o bi kaç dakika önceki sessizliğe gerisin geri dönsem'' temennisini beraberinde getirir. (- he a.q. genelle genelle!..)
- bi tanıdıkla teketek, ecnebi ağzıyla, small talk ederken iken, konuşmanın dışında kalan ama tanıklık edenlerin arasından; üstüne vazife olmadığından vs.den falan, sıcağı sıcağına muhabbetteki bazı noktalara dikkat çekmeyi erteleyip, doğru olanda bu zati, ekseri hoşbeşi harlayan, sırtlayan tarafın ara verip ortamdan bi müddet, mesafe olarak, uzak kalması durumunda, fırsattan istifade, nasihat babında, sabit olana ''uyma şuna'', ''seninle kafa buluyo'', ''bak yüz verdin astarını istiyo'' gibi cümleler kurarak ' geyiğe malzeme oluyon, meze olduyon haberin yok olum'a dem vuracak bi tanesinin çıkması da mümkün.
- otobüste, metroda neyin yerinden kalktığında falan, tutamaçlara kafan değdiğinde refleksle sankit sert bi yere çarpmışsın gibi kafayı eğmeler de filan hissettiğin aptal duyguyu hatırlatayım mı sana da?
- kafadan, daha yeni başlayan bi kavganın galibini, tek başına kavgaya müdale eden her kimse, o belirler abicim. ilk olarak, birbirine o an için hasım olanlardan yada hasım atma temelleri atanlardan hangisine ''koskoca adamlarsınız yakışıyo mu hiç'' denilerekten, arkasına geçilip belinden kavranarak beri tarafa çekiyorsa o, kan gövdeyi götürmese de, elde sağlam bi veri olmasa da, kazanandır. belli ki tutulduğuna göre diğerine nazaran daha bi dişli olandır. tabii bu söylediklerim, 'nasıl olmasa bi ayıran var' duygusu bi kenara bırakılıp, kavga devam ettirilmediği sürece ve de ayıranın gücü yetene müdahelesi ile değilde taraflardan güçlü gibi gözükenine müdalesi söz konusuysa pek tabii.
- anasının kendisini cıpcıp yapacağı sırada su geçirmezliğini kontrol için kolundan çıkarmadığı casio saatine bakarak kaç sularında kafaya tasın indiğini içine giren suyla zar zor tahmin eden çocuk şimdi genç adam. ehe ehe.
- satın aldığın gastenin yada derginin bağlı olduğu balyada altta yada üstte olan ilk gaste yada dergilerden biri mi olduğunu bir sonraki sayfayı çevirdiğinde tuttuğun yerin orta kısmında içe doğru bi yırtıklık olup olmadığından yada üzerinde 'ayak izi' gibi nedenlerden oluşan kirlenmelerden anlayabilirsiniz. alelacele almadıysanız tabi. yoksa bi başka dergi yada gasteyi isteyerek yersiz düşüncelerle kafayı yormamış olursunuz benden farklı olarak. ehe ehe.
- yerlere daha az damlattığı düşünülen, referanslı boya badanacılar bizim evde yere serilen gazetelere rağmen her defasında anında müdahele edilmediği sürece anne için sorun teşkil eden damlatmaları yaşatmışlardır. ipnalar.
- bi ara sekitmeden sıklıkla yemek yemek için gittiğin yerdeki ilgili kişiyle 'ekmek kapısı'nın önünde yada yolda bi yerde karşılaştığında verdiğin selamı sankit büyük bi hata yapıyomuşuz gibi, ahde vefalık bi durum varmış gibi, borç takmışız gibi, artıkın uğramadığımız için, sitemkar bi tonda almaları, daha sonraki karşılaşmalarda allahın selamı da olsa vermemeyi, gözleri kaçırmayı beraberinde getirir ben de. Hayır maaşını gelenlerin yoğunluğu, özelde benim gelmem, belirlese amenna, gene de çokta penis gerçi ya, lakin gitmesem de fiks maaş alıyon, ne bu nağme anasını satayım. hadi abicim sen çayına çorbana bak bende 50'lik sade suya apranax aliim
- gelebilecek olası lafları tahayyül yetisi olmayan bi arkadaş, at yarışı bülteninde benim adımda bi at olduğunu ve üzerime binen jokerin de işte bilmem kim dolduğunu söylediğinde, karagöz hazırcevaplılığı hesabı '' benden inip sana binmesi de yakındır ehe hehe'' ile, madem şaka devam o zaman duygusuyla hareket ettiğimde, pek anlamadı gibi geldi bana. gerçi aman aman da üzerinde durmadım lakin anlamadıysa artık binmesine de gerek yok adı bilmem kim olan köylünün eheh, zaten eşşekmiş arkadaş. çıkardığım kişneme seslerini çözdüğümüzde bu sonuç çıkıyor. evet.
- aştığımı düşündüğü haddimi bildirmek için aportta bekleyenlere 'tut oğlum' diyerekten, şu an itibariyle, düşündükleri had bildirme eylemlerini hayata geçirmeleri için sağlam done veriyorum, daha ne istiyolar anlamadım ki? şaka yapma eheh eheh.
birçok yazar tarafından eleştirilmesine rağmen asla görmemezlikten gelinmeyen yazar. ilginç bir üslubu ve bitmek tükenmek bilmeyen özgüveniyle eleştirilen yaklaşımlara kör noktalardan bakan ve bu özelliği ile dikkatleri üzerine çekebilen yazar.
- o vakit geldiğinde münker ve nekir melekleri sorgu suale geçmeden önce ''hesabı alabilir miyim?'' şakası ile ortamı yumuşatmayı planlıyorum ben. allah utandırmaz inşaallah. hatta hesap vakti diye gaipten sesler duyarsam da ki artık gaiplikten çıkan sesler olacaklardır o sesler ''allahtan başka kimseye verilecek hesabım yok'' da diyebileceğim gibi ''azaplardan azap beğen kuş beyinli seni'' ile mükabele edilirsem de '''abi' valla stresten ne dediğimi bilmiyorum' da derim galiba.
- kendisi hakkında lafın edildiğini pekala bilmesine rağmen; duymamış, duysa da anlamamış olabileceği düşüncesiyle yada kızıştırmak, körükle gitmek daha da bi altını çizmek üçün üçüncü bi kişinin edilen lafı tekrardan kendisine iletmesinde, ''ben tanıyorum onu söylemez o şeyler'' le geçiştirmek de var, ''hasssiktir lan g.t öyle mi söyledi o adam'' yada ''çarpıtma a.q. adam ne diyo sen ne diyon'' demek de var, ''doğrudan söylemek istediğini alsam, gidip ağzını burnunu kırabilirim, iyisi mi lay lay loma vurayım da yumuşak zemine geçiş yapayım'' da var gibime geliyor.
- askerde devren olan dominant biriyle en iyi ihtimalle tartıştığında, açılan arayla, konulan mesafeyle beraber, dominantın yanında, aslı, g.tünü sağlama almakken, baskın bi tip ya, devrecilik ayağına, devrecilikse biz neciiiyik a.q., hemşehricilik ayağına kelimenin tam manasıyla asalak olarak vatani görevini yapanlarında, sayıca birden fazla beşten azdır, açılan araya, konulan mesafeye ortak olmalarını daha bariz yaşar er kişi.
- kolunu camdan dışarı, yağan yağmurun şiddetini, yoğunluğunu, yok a.q metrekareye ne kadar düştüğünü, uzun yol söförü gibi saldığında avuçlarına düşen damlalardan tahmin etmeye çalışırken alınan tadın yanı sıra, dışarı bakıldığında, sırtını karanlık bi yere vermiş bi noktaya, doğrusunu söylesene lan şunun, arka fonuna karanlığın denk geldiği bi yere bakarakta bi kanıya varıldığı görülmüştür. damga.
- muhabbet etmeyi, basitçe söylersek, muhatabını halt etmek, ağzının payını vermek zanneden ve ona göre kendini konumlandıran amatör geyikçilerin bilmesi gerekenler arasında başı, kanıksanmış bi yığın düşüncenin bi kenara bırakılması gerektiği bilgisi gelse iyi olur.