- insanoğlunu cennete gitmek için inşaa ettiği bi çok şeyden çalıyo da gibime geliyor.
- eğlenceye dönük bi yapım pek yok açıkçası.
- politik açıdan muhalif olduğumda söylenemez.
- at üstündeki boğa gureşçisi kadar kendimden eminim diyebilirim ama.
- rock müzik tarihine 'twin guitars' konseptini sokan rock grubu wishbone ashi ya
ne gereği vardı diye yaklaşmışlığım da olmuştur yer yer.
- politik açıdan muhalif olmasamda, toplumsal değişim ve ilerlemeleri dakkasında fark eden bi yapım olduğunu söyleyebilirim.
- telefonla yayına bağlanan kişinin oradaki şarkıcının bi şarkısı ile giriş yapması kadar daha fena ne olabilir ki.
- hem hiç kimseyi dinlemem, hemde herkesi dinlerim bu ne yaman çelişkidir yarab.
- insanların bönlüğünü yüzüne vurmayı amaçlayanların yanındayımdır her zaman derim laftan öteye geçemem.
- dünyayı değiştirmeyi planlayanlara yönelik olarak 'e bi bildikleri var ki böyle bi
plana girişmişler' diyen yaklaşırım.
- banka hesabının statüyle alakasını anlamakta güçlük çekerim. statümle alakalı galiba.
- der ve uzaklasir genç adam ne yapabildiğim 'sefa' ise kim olduğumdur.
- imgeleri becermeyi, kelimelerle sevişmeye terih ederim.
- gerçek bilgiyle işi olmaz, aldatıcı bilgini peşinde koşarım.
- kendime sık sık 'bunca yıl ne yaptın' diye sorarım, aklımı da herşeyden arındırmayı planlayarak yanıt vermekten kaçınır, pekte başarılı olurum.
- hayata dair bekaretimi çok sık kayberim.
- gerektiğinde tam anlamıyla bi it olabilirim.
- 'onu kızdıranları kızdığını göstermek için' yiyen hannibal lecter nerde, kendimi
kızdıranları kızdığımı göstermek için bi s.k yiyemeyen ben nerde.
- sendikalar eceviti, tüccarlar demirel'i tuttuysa bi dönem e yapacak bişii yok artık.
geçmiş zaman.
- sıfırdan başlamak, geçmişe sünger çekmek, beyaz bi sayfa açmak, yeniden doğmuş gibi
olmak, yeni bi hayata başlamak, ufka yelken açmak bende laf bunlar.
- kendimi yenilemekte zorluk çeker, toplumsal bi takım değişimin uzağına düşen uğraşılara vakit ayırırım.
- 'kendi zekasına duyduğu aşırı hayranlık' la bazılarımız helak olaak ya du bakalım.
- kuyruğuma ve de skime kimseyi takmam. şapka hariç bittabi.
- cahilce politik yorumlardan mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışır, başarılı da olurum.
- gece yarısından sabaha akıllıca planlar yaparak çıkacağım gunler var mı benimde
diye merak içerisimdeyim.
- sevişmekten öte herşey yalan. bi nevi besmelem gibi bişiim benim.
- partnerimin kalbini, memelerini, kalçalarını enikonu okşarım.
- ne yalan söyliim en çokta memeleri ellemeyi severim.
- yeni fikirleri saniyesinde kabul etmekte ne a.q. derim.
- bi hocaya ne hocası olduğunu sorduktan ve de her türlü hocayım yanıtını aldıktan
sonra nevrimin değiştiğini itiraf etmek isterim. her türlü hocayım ne a.q. her türlü
mallık gibi bişşii galiba.
- güncel politik göndermeli yazıları okumaktan hiçte haz ettiğim söylenemez.
- meydan okuyucu her türlü fiilden, sözden vs. den uzak durmaya çalışırım. salya sümük
ısırılmak bana göre değili de eklemek isterim.
- çılgın romantik olabileceğim gibi kiralık sevgili de olabilirim, öldürmeye hazır da
olabilirim, cani de...
-modern gelişmelere ayak uydurabilmem için aradan biraz zamanın geçmesini bekler,
taze boka saniyesinde konan sinek miyim ben mesajı vermek isterim.
-bize ait sorunlara eyvallah başımla beraber yaklaşımıma paralel olarak geri kalanın g.tüne korum.
- daha söyleyeceklerim var ama kısa bi ara demek yerine şimdilik bu kadar demeyi yeğlerim.
ezikliklerim üzerine;
uzatmaya gerek yok zaten bir ton ezikliğim var.
-karda yürüyüp izini belli etmeyenlerden olamadım.
-toplu taşıma araçlarında önlere ilerleyemedim. (hep arkalara anasının satayım)
-sevişme kaslarım henüz tam anlamıyla vücut bulmadı.
-aileen wuornos ile tanışamıyacağım.
-büyük sanatçı petek dinçöz e ait bir albümüm olmadı.
-mekap ve esem spor ayakkabılarım olmadı.(bu oldu lan. yalan söylemiiiim)
-daha önce memişhaneyi cümle içinde kullanamadım. (bu cümle hariç)
-absent içemeden şu fani dünyadan göçüp gidecem.
-gotik bir kız arkadaşım olmadı. (hep erken çağ baroku)
-çokokremi kaşıklayarak yiyemedim. annemin direktifleri ile hep ekmeğin arasına sürdüm.
-macar olmadığım için hiç bir fotoğrafı güzel çekemedim.
-bilgisayar oyunlarında mario dan öteye geçemedim.
-atılgan ile bir tur atamadım.
-çayın taşı ile çayın kuşunu vuramadım.
-ışık evlerinde, meçhul evlerde bir gece bile kalamadım.
-resmi görüşüm ile sohbet görüşlerimi hep karıştırmışımdır.
-mezeleme oyunu nedir ne değildir hiç bir fikrim yok.
-internetin, international ile network un kısa yazılışı olduğunu bile yeni öğrendim.
-othello sendromuna yakalanmış bir kız arkadaşım olmadı.
- Bi arkadaşla bi çafe, lokanta, börekçi gibi bi yerde iken, sipariş edilen her neyse onun yanı sıra kendine başka bi siparişte daha bulunmak, aradan biraz zamanın geçmesi, ama halen siparişe cevap alamamak, buna müteakip arkadaşın bizden önce davranarak o sırada masanın yanından geçmekte olan ilgili kişiye, atıyorum ''arkadaşın bi yarımı daha vardı'' demesi, bana kalırsa, yine atıyorum kendisine gelmesi gereken bi kahvenin gelmemesi durumunda takınacağı tavırdan daha rahat ve nettir, niyeyse konunun öznesi olmayınca daha bi belirgin hal ve harekât içine giriyoruz.
- çep telefonu kullanmıyorum. Daha doğrusu 15 gün kadar öncesine kadar kullanmıyordum. Hay yine kullanmaz olaydım. Lan bu ne a.q. yahu zırt pırt mesaj geldi mi acaba diye telefonu kontrol etmekten manyadım resmen. Tamam, mesaj neyim gelince telefon sana bunu hissettirmek için tüm teknolojisini kullanıyor ama ya ben tüm bunlara rağmen gelen mesajı duymadıysam. Yok, kardeşim bırakıyorum ben bu telefon kullanma işini. Bu alet edevat hiç bana göre değil. Bi de onu taşımak işi var ki yanımda not defterimin dışında başka bişii taşıyamam ben. Ahanda nokta.
- Bi arkadaşım, evde geniş çaplı temizlik yapılıyor, saklayacak yer kalmadı diye çok sevdiği bi iki porno çidisini, kimseye de güvenip vermeyerek, temizlik nihayetlenene kadar yanında taşımasını.
- Yanımda oturan kişi yer verdi diye bende yer vermek zorunda kalmışlığım çoktur. Şöyle ki onca yer varken iki yaşlıca kanki teyze gelir abiçim senin başına dikilir, yanındaki mülayim tip eksik kalmasın teyzelerden bi tanesine yerini verir toplumsal görevini yerine getirir, ''şuu eşeğe bakar mısınız sen neden yer vermiyorsun terbiyesiz ahlaksız'' bakışlarına maruz kalmamak için e sende diğerine yer vermek zorunda kalırsın, oysaki o gün kimseye yer vermeyecektin, oysa o gün sende yorgundun ama ne gam yanındaki iyi aile çocuğu planını altüst etmiştir. Tabii yer vermeye de bilirsin ama o sırada oluşan mahalle baskısına benzer bi otobüs baskısı hâsıl oluyor ki önüne geçmek imkansıza yakın bi şiidir.
- Zamanında, zengin bi kız ''ayarlama'', zamanında da ne demekse artık, ilk buluşma anı, biraz yürüme faslı, wç ye gitmem gerek demesi, o sırada gördüğüm bi minareyi işaret ederek ''şurada bi camii var galiba'' demem,''ne camisi be'' tepkisine maruz kalmam, tövbe tövbe şimdi bişii diyecektim ama neyse, biraz sessizlik, gördüğü ilk pastaneye girmemiz, ''tuvaleti kullanabilir miyim?''ricasında bulunması, mal mal beklemem, hacetini gidermesi.. ilk ve son buluşma. Peki yorum. Aha da yorumum. ''A.ına koduğumun kızına bak lan, lan ne var, caminin tuvaletine patlayanlar insan değil mi çok affedersiniz, nesin sen, kraliyet ailesinin varisi falan mı ha, ne kadar kıymetli götun varmış anlamadım ki iyi paketin vardıya gerçi'' dememi beklemiyorsunuz yaa. Çiçek gibi kız var yanımda ettiğim lafa bak a.q. ''Şurada bi cami var galiba ''bu da laf mı şimdi. Yanındaki nuri falan değil ki bu lafı edesin. Ah salak kafam ahh. ''Şurada bi yere gireriz'' desem iş bitecek ama gel gör ki sağlam bi pot?! kırma ve de şutlanma.
- Tekere çift lastik takmak, patlamaya kesin çözüm arayışının tezahürü...
- Ön kaldırmak...
- Bi tur versene abi demek ya da bi tur niyetine verdiğin bisikletten neredeyse ümidi kesmek...
- Arka teker, arka frenlerin sıklıkla kullanılıyor olmasından dolayı ön tekere nazaran daha fazla aşınır, 'kabaklaşır'. Hatta zamanla ön tekerin lastiği ile arka tekerin lastiği yer değiştirilmediği veya arka tekere yeni ya da bi bisikletçiden veya bi arkadaşta fazladan olan lakin kabaklaşmamış birazda olsa kullanılmış bi lastik temin edilmediğinde zaman sonra frene basa basa arkayı kaydıra kaydıra kabaklaşan tekerin enikonu içine sıçılarak şambrelin görülmesi ve halen inatla kullanmaya devam etmek...
- Süratli giderken, bi iki defa kontrollü frene basıp durmak varken, artistlik babında bi hareketi besmele belleyip, frene bi kez dokunup hızı bi nebze olsun yavaşlatmak biraz yol almak tekrar frene bi kez dokunup hızı bi nebzeden biraz daha fazla yavaşlatmak, taa ki durana kadar devam etmek...
- Siyah elektrik bantlarıyla bisikletin direksiyonu, direksiyona takılan boynuzlar başta olmak üzere bi iyicene bantlamak...
- Ayağı ekseriyetle arka tekerin arasına sıkıştırarak fren mahiyetinde kullanmak...
- Önüne bisikleti iyi kullandığına inandığın bi arkadaşını alıp, direksiyonu ona teslim edip sadece pedal çevirmek...
- Bisikletten hareket halindeyken, örnekse bi bacağı diğer tarafa almak, seleyi göti arka tarafa atarak terk etmek, inmek...
- Zincire paçayı kaptırarak dize kadar yırtmak...
- Zincirleri gereğinden fazla yağlamaktan dolayı paçaların olduğu gibi yağ olduğunu idrak etmek...Ve de anneden yenilen papara...
- Bi kaç arkadaşla, refleksleri ölçmeye yönelik, hareket halindeyken aniden direksiyonu birbirinin önüne kırarak düşürmeye çalışmak...
- Arka ve ön tekere 'kapak' takmak, zaman sonra ön tekerdeki kapağı, rüzgâr ve yapılan süratle beraber vuku bulan direksiyon hâkimiyetinin zayıflığından dolayı çıkarmak...
- Araç yoğunluğunun kısmen az olduğu bi yerde slalom yaparak kullanmak, yapılan slalomları kısa bi mesafe içerisinde yapmaya niyetlenildiği an büyük olasılıkla yere kapaklanmak...
- Tam bi araç şoförü gibi kendini hissedip bi araçın arkasında takip mesafesini ayarlayarak yol almak...
- Ayaklık ve de bi yere dayama imkânı yoksa kaldırıma, pedalı dengeli bi şekilde ayarlayarak koymak...
- Ekseriyetle arka tekere pet şişe sıkıştırmak...
- El pompasından korna yapmak...
- Daha önce bisiklet ile gitmediğin, gitmeye cesaret edemediğin bi yere bi iki arkadaşı da ikna ederek gitmek, başı göğe ermek...
- Ayakkabısız pedal çevirmek...
- Eriyen arka pabuçları neredeyse hiç erimemiş ön pabuçlarla değiştirmek...
- Ekseriyetle hızlı bi vaziyette giderken sanki bisiklete bi bok olmuşta, sanki bisikletten gelmemesi gereken bi ses geliyormuş ta hemen çakozlamış deneyimli kullanıcı ayağına yatıp ani bi frenle bisikletten inip bisikleti şöyle bi kolaçan etmek...
- Bisiklet sevdasına düşmek ve de buna müteakip bi bisiklet temin etmek, kullanmaya başlamak, zaman sonra o bisikletlerden bi tanesini kesin çaldırmış olmak...
- ''burnumuz havada, 'artisiiz yaa' ( 'artisiiz yaa' ya dikkatinizi çekmek isterim) işin altından kalkacaaaz ama nereye kalkıyon a.q.'' gibi ifadelerle bi özeleştiri getirme biçimi de delikanlılık raconu icabı olsa gerek.
- yanında seyahat vs gibi nelerden dolayı oturan ama ''amaan kimse kim'' kolpalığı ile kim olduğunu, tipinin nasıl bişi olduğunu, büyük bi merakın teması olabileceği halde hasıraltı ederek bakmayı biraz geçiştirmek, zaman sonra onun bulunduğu istikamete bakılırsa ancak görebileceğin bişiiye bakıyomış gibi yapıp, kaçamak bakışlar atıp, kafanda nasıl bi insan olabileceğini tahmin etmeye çalışmak, bi kaç kez tekrarlamak, sonunda yakalanıp gözgöze gelerek sırıtmak zorunda kalmak, sende bıraktığı intibaya göre artık, bi merhaba vs. demek ya da gözlerini bakışları tiz elden kaçırmak.
- ''festivale gitmiyorum ama evde iyi film izleyerek vicdanımı rahatlatıyorum.'' istanbul film festivaline gitmeyi tercih etmediğini, nedenlerini de arkadaşına sıralamıştır muhakkak ama kulak misafiri olmamdan öncesine denk düşüyor olmalı ki bu konuda bi s.k duy(a)madım, ayrıca iyi bi kulak misafirliği geçmişim vardır ehe, ne diyodum haa,ama bunun kendince sorun olmadığını hatta festival filmine gidip gitmemenin vicdanla bi nevi bağlantısı, alakası olduğunu vurgulamaya çalışan üzerinde entellektüel yaklaşımların sığ durduğu bi tipden duyduğum cümle. paylaşmak istedim...
- fakirlerin götünü yıkamadığını düşünen ve bunu da sesli olarak dile getirmekten imtina etmeyen durumu bi hayli iyi olan arkadaşıma bi iki çift laf ettim. enikonu kırdım kalbini. sonra aslında doğru da olabilir diyerek alltan aldım tabii .adam zengin oğlum. anlasana. artık arkadaşım değil de diyemem, adamın durumu iyi dediğim gibi, arayı, böyle düşünüyo diye bozacak değilim. işimiz düşüyo anasını satayım. alla allaa.. gerçi bu yazdıklarımı okumuyacağını bildiğim için rahatlıkla burdan kendisine g.tveren gibi laflar edebilirim. hatta dayanamıyorum ediyorum ve de lafı evelemeden, gevelemeden g.tveren olduğunu haykırmak istiyorum, adamın ettiği lafa bak a.q.
- zengin erkeklerin dibini dövdürdüklerini düşünen bi arkadaşım var. hassiktir lan ordan. e yetere ama.
- banknotu, hadi kağıt para diye de yazayım, ekseriyetle ulaşım araçları içinde muavine, şöföre veya küçük bi esnafa uzatırken orta parmaamız ile işaret parmaamız arasında, uzattığımız kişiye paranın daha fazla tarafı kalacak şekilde uzatmayı yeğlemek ile (''bunu veriyorum ama bende daha bundan çok var ki'' ) buruşuk bi şekilde uzatmayı yeğlemekte (''bunu veriyorum ama bu son param valla'')öncelikli olan şey o sırada uzatılan paranın dışında cebimizde ki mevcut paranın ne kadar olduğu ile ilişkilidir gibime geliyor.
- karikatür dergilerimi karıştıran ilkokul 3' e giden yeğenimden duyduğum, ee haliyle karikatürleri işaret ederek,''bunları çizenlerde hiç resimden anlamıyo'' demesi ile ''eşşek kadar oldun, hala çizgi şeyleri mi okuyosun''
diye bi eleştiri getiren yetişkin arasında tek fark, baa kalırsa, yetişkinin daha fazla banyo yapmış olmasıdır. gerisi teferruat.
- müzik kanallarında bi şarkı çıkıyo zırt pırt.. sözleri de ''ne oldu dilini mi yuttun, rengin sarardı sustun'' diye.. yemin ediyorum, gram abartmıyorum duyduğum andan itibaren zihnime kazındı, kazıyıpta atamıyorum üstelik. resmen besmelem oldu a.q.. uyanıyorum kafamdan geçen bu sözler, yatıyorum, üç kulhu bi fatihayı bile bastırdı ehe,kafamdan geçen bu sözler, hakeza gün içinde de... ne pooh yiyecem bilmiyorum. ne oldu dilini mi yuttun, rengin sarardı sustun, ne oldu dilini mi yuttun, rengin sarardı sustun... lan hakketten nerelere gidem ne poohhlar yiyeem.
- peki annenin seni yıkamaya son verdiği yada artık seni annenin yıkamasının nihayetlenmesi gerektiği düşüncesi bi takım uzuvların kılanmaya başlanması ile paralellik göstermesine ne demeli.
- bacak bacak üstüne attıktan sonra bacağın aldığı şekle bakmak, görünen çorabın verdiği resmi irdelemek, giyilen aykkabının yada pantolun bacak bacak üstüne atılmalık bi ayakkabı, pantol mu olduğunu masaya yatırmak.
- bacak bacak üstüne atmak özgüven işareti gibi. hayır neyin özgüveni anlamıyorum. psikoloji bunu gerektiriyosa da yapacak bişi yok gerçi. açıkçası bacak bacak üstüne atmazsak dünyanın en ezik adamıymışız gibi gelebilir endişesi de var. artık devamlı izlendiğini düşünen adam sendromuna mı işaret bu ahval ve şerait onu bilemem..
- bi de bacak bacak üstüne atılı bi vaziyette bi hayli oturduktan sonra bacakların ağrıması ile ayakların yerlerini değiştirmek, ama kendini daha özgüvenli yaptığına inandığın pozisyona ağrı geçtikten sonra tekrar geri dönmek.
- ''ülkemizin birliğe ve beraberliğe ihtiyacı olduğu şu günlerde'' diye başlayan bi cümleye pek itibar etmeyelim derim ben. bu tip bi giriş, söyleyecek sözü olmayan, yuvarlak lakırtılarla konuyu açmaya bayılan adamın giriş cümlesi olabilir ancak a dostlar gibime geliyor. yahu bi kere bu lafı söylemesi pek muhtemel kişi olan sözü olan adamın bile kullanması kılçıklı bi durum yaratır benim nazarımda. kaldı ki sana ne oluyu a.q.
- Yahu sırada falanken sıranın çok olduğunu görünce sözde şaşıran, ağzını yüzünü buruşturanları anlamıyorum ve de kardeşim siz mal mısınız demek istiyorum. Açık açık.. Lan sıranın haylice 'oluyo olmasına' şaşıracağın en son ülke de yaşıyosun zaten, ne şaşırması ne ağzını çemçük ağızlılar gibi oynatman. Nee.. Ha şunu anlarım birader, öyle bi şii için ordasındır ki daha öncede ki tecrübelerinin sağlaması sana burada sıra olmazı verir, haburayadır bu ahval ve şeraiti anlarım, anlarım da yine de sıra olmasına şaşırmanı anlamam. Anlamam. ''eee Türkiye burası'' gibi bişi de söylemek istemem lakin hakikat bu yapacak bişi yok. Normalde kafana kazınan, 'ana baba gibidir orası' gibi bi yere vardığında ise ve de hemen hemen hiç sıra göremediğinde bak, şaşır ve bize de şaşırdığını o tipsiz mimiklerinle hissettir. O zaman yanındayım merak etme sen. Neyse anam görüşürüz. Fatura yatıracam sıra çoktur şimdi, gideyim de şaşırayım. Puhaaaa.
- ''Haksızsam haksızsın de'' sualine cevap alma olasılığımız çok düşüktür gibi gibi. Hassiktir lan gibi bi şii mi aklından geçiyo. Tamam kabul... yer yer cevap almasına alıyoruz ama o da zaten, pişkince bir eda ile dile getirilen haksızsın yanıtı ile nihayet bulur gibime de geliyor. işin gerçeği bu pespaye suali kendimizce artık mevzu ne ise o mevzuda haklı olduğumuza kesin inanıyor iken soruyoruz. Haklı olsak bile büyük bir ihtimalle de haksızsın cevabını alıyoruz. Haklı olduğumuza muhatabımız da inanıyorsa şayet zaman sonra 'haklısın haklısın' diyor, şaka yollu haksızsın dediğini vurguluyor o ayrı. 'Sen olmadan da yaşatırım bu aşkı'
- Haklı, haksız gibi kelimeler sık tekrarlanmasın bana da kalırsa. Evet. Haksızsam haksızsın de?
- şu, kadınlar şey gibidir erkekler ise bilmem ne gibidir gibi ne üdüğü belirsiz benzetmeler ne zaman sona erecek de kurtulacaaz a.q.
- Öyle bi ülkede yaşıyoruz ki. bakınız. ''ülkemizin birliğe ve beraberliğe ihtiyacı olduğu şu günlerde'' .
- Benim bulunduğum odada uyuyan herhangi biri salt yatıyor olması hasebiyle bile rahatlıkla beni çilden çıkarabilir. Afakanlar basıyo resmen beni yahu 'sekter git başka yerde yat a.q. yaa. Ben bi yere gidemem kusura bakma, sen gidip başka bi yerde yatacan ama o kadar.'
- kim bilir kaç yazıda tırnak içine alınması düşünülen bi cümlenin başı tırnak
içine alınıpta cümlenin sonunda tırnağın kapatılması unutuldu. nee.. bana dert birader.
- eve türlü tamirler maksadıyla gelen ustalardan makbulu, tamirini amaçladığı her neyse ise onunla uğraş verirken bi çıkmaza girdiği anda sesli düşünerek bi yol arayan ustadır. ''şu kabloyu şuradan alsak alltan da üçlü prizle...'' gibi. ketum ustalar sakalını sıvazlar, götünü başını düzeltir, sende mal mal bakarsın, bu adam ne yapmaya çalışıyo diye, o sırada bizimle ne düşündüğünü paylaşsa, ufaktan mini bi futbol vs geyiği yaşansa ''bi çay daha içer misin? diye sorabilirim oysa ''yanlız üçlü prizle alırsak bi tanesi açıkta kalmaz mı?''
- Bir arkadaşım güzel bi kız gördüğünde 'birileri bunu çatır çatır skiyo' demekte kendini alıkoyamadığını itiraf etti. Bi iki çift laf ettim kırdım kalbini. Pişman falan da değilim. Ayrıca arkadaşım falan da değil artık. G.tveren.
- Beden dersinde eşofmanını getirmesine rağmen hocasından izin alıp sınıfta ders çalışmayı yeğleyen dostum, şıklarda 10 var mı?
- Mehmet Ali Birand kermit' e mi benziyor ne..
- Bi bilmem ne sırası bekleme esnasında bizim arkamızda bizim gibi sırada olan ve - ister istemez kulak misafiri oluyorsun - yaşadıkları ilişkileri birbirine kusan kızları etkilerimde ekmek çıkar yollu düşünceyle hareket eden bi arkadaşımın, tabiatında bu var çünkü pezonun, işi gücü yalandan birileri etkilemek, lan burdan yoksa ''bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyliyeyim'' geyiğinden hakkımda atıp tutmalar peyda olmasın sakın, olur olur, her neyse, ne diyodum haa, diğer bi arkadaşımın sarf ettiği ''ben bi işyerini arayayım iyisi mi'' demesi üzerine kendinden emin, yavşakça bi ifade ile ve buna paralel olarak, ee amaç kızlara ''oohvv ne kadar kul bi erkekmiş!'' dedirttirmek olduğuna göre kızlarıda pis pis kesmeyi de ihmal etmiyerek, ''yok ya bizde tam onu düşünüyoduk'' demesi, kendine biçtiği rol gereği laf koyarak, arkadaşını aşağılayarak prim yapma sevdasına yenik düşmüş şeareffsizsiliğe açık bi örnek. g.tveren...
- tanımadığı kızların yanında laf koyma, arkadaşını aşağılama yöntemlerinin dışında ne yapacağını bilmeyen,olası tanışma faslında muhabbeti nasıl harlıyacağından tabiri caizse bihaber olan adamın bacaklarını sabitleyememesi, parmak uçları ile ayaklarını indirip kaldırması...
- ''başkaları aleyhine konuşmadan kendilerini anlatamayan insanlar''. nerde okudum bu lafı hatırlamıyorum ama bence müthiş bi laf.
- Sınav sırasında nerdeyse herkes kimliğini, kafa kâğıdını gizlemeye çalışıyor. Tahminen herkes kimliğinde ki resminden rahatsız ve bunu da sınav sırasında resmi sıraya görünmeyecek bi şekilde konumlandırarak, ters çevirerek geçiştirmeye çalışıyor.
- Ambalajlı dergileri özellikle ambalajlı erkek dergilerini '' lütfen ambalajlı dergileri açmayınız'' gibi uyarılara rağmen açma cesaretini gösteren adam, sen olmasan, bu tip ambalajlı dergileri özellikle erkek dergilerini para verip almayacağım ama bi yandan da ne menem yazılar ıı resimler olduğunu da merak ettiğim için karıştırma fırsatı yakalayamazdım. Eyvaalalh.
- Ayağımızı yıkıyomuş gibi yapmamıza ne demeli peki.
- ''imza atmasını bilmiyoruz idare edin imzası atıyoruz''
- Yeni alınan deftere''artık güzel güzel yazacam, kenarlarını neyim katlamayacaaam, sayfaları buruşturmayacam ,başlıkları kırmızı kalemle yazacaam'' diye başlamak, zaman sonra ''eee skecem haaa, yeter bu kadar çiçek gibi yazdığım''yolu düşünceyle tabiri caizse defterin ağzına sıçmak.
- Çikolata, gofret gibi bişiiler aldıktan sonra arkadaşlarla buluşmak zorunda kalındığında kendine ait nevaleden otlanabilirler düşüncesiyle alışveriş sırasında bu farkındalığa varıp öteberiden birer tane fazla almak.
- Kavga eden tarafların arayı düzeltmeye başladıkları zaman dilimi içerisinde birbirleri ile kavga etmeden önceki döneme nazaran daha fazla ilgilenmeleri ve taraflardan birinin ortaya attığı geyiklik bi konuyu kimsenin zerre umurunda olmasa bile diğer tarafın harlamaya çalışması.
- Cep telefonu görüşmesi sırasında, bi yerde belirlenen zaman dilimi içerisinde bulunulmadığından dolayı, ''neredesin hala?'' diye sorulduğunda ''köşeyi dönüyorum beş dakika içinde ordayım''safsatasını bi kenara bırakalım kardeşim. Hadi beş dakikayı anlarım da ''köşeyi dönüyorum'' ne. en kısa sürede oradayım cümlesinin altını çizen muhatabı kesinkes ikna eden bi laf mı ki.
- Bi ara, telefon açtıktan sonra telefonu kapatmadan önce ''0''a basarsan karşı tarafa yazıyomuş diye bi tevatür vardı. Üzerinize afiyet inceden pinti olan bi dayım bizi her aradığında telefonu kapatmadan önce bi tuşa basıyodu ki o da ''0''dır muhakkak, beni dakikalarca güldürüyodu yaa.
- Her yeni evlenen çiftin ilk gecelerini vurgulamak için ''bu gece deprem var eheh'' şakası benim içinde yapılacak mı acaba. Ne acabası oğlum kesin yapılacaktır.. ne acabası. Hangi topraklarda yaşıyon sen ve de ne acabasından bahsediyon. haa..
- Yolun ortasında ayakkabının bağcığının çözüldüğünü bildiğin halde domalarak çömelerek 'erkekliğime halel gelir' yollu gerzek düşünceyle, hay s.kecem senin erkekliğini, sanki bağcığın çözük olduğunun farkında değilmişi oynayarak yaylanmak. Kendince erkekliğe halelin gelmeyeceği bi yerde ''aaa bağcığım çözülmüş''terennümü eşliğinde sorunu çözmek. Erkekliğe bok sürülecek diye çektiğimiz çilelere bak a.q.
- Yan yana olan pisuarlarda arkadaşla eş zamanlı etin suyunu çıkarırken arkadaşın çüke bakma merakını anlamış değilim. Ulan Türk çükü dediğin üç aşağı beş yukarı aynıdır. Gerçi benimki ortalamanın üç aşağısı değil de beş yukarısıdır o ayrı ehhe.
- Komutanın sakal tıraşı olmadığımı görmesi, niye tıraş olmadığımı sorması, kem küm etmem ''lan ben tıraş olduysam senin dünden olman gerekirdi''demesi ve benim bu laftan istifade, birazda ortamı yumuşatırım yollu düşünceyle ''zaten dünden oldum eheh''demem. Amacıma ulaşmam.
- Bi çok er kişide, özellikle ergenliğini hala devam ettirenlerde, ''eskiden psikopattım yemediğim bok kalmadı a.q. ama şimdi duruldum'' havası var gibime geliyor. Ne gereği varsa artık. işimiz gücümüz kolpalık a.q.
- Küçükkene bakkala gönderilmek, siparişlerden bi kaç tanesini eksik veya yanlış almak, geri gönderilmek istenmek, sanki asrın hatasını yapmışta büyük bi utanç sebebiymiş de inat edip bakkala tekrar geri gitmemek için direnmek. Nafileydi nafile.
- Atatürk' ün dişlerini bariz gördüğümüz yada yanında kendinden daha uzun boylu biriyle çekilmiş bi resmi var mı? Hayır dişlerini görme meraklısı bi adam değilim merak ettim sadece. Bu güne kadar hiç tanık olmadım da onu için soruyorum. Bence bilinçli hareket edilmiş gibi. Ha ne dersin?
- Kalabalık bi ortamın içinde vuku bulan bağırış çağırıştan istifade edilerek sarf edilen uygunsuz bi kaç lafın tamda bağırış çağırışın sonunda çıkması halinde herkesin bi an için dikkatini üzerine çekmek.
- Sifonu çektiğin halde, halen olay mahallinde yüzmekte olan b.kun gerekli mercilere gönderilememesinde en önemli etken o b.kun erkek b.ku olmasından kaynaklanır. Yok bilmem nede su kalmamış falan hikaye. o b.k erkek b.kuysa sifon ilk etapta yetersiz kalır kardeşim, ben bunu bilir bunu söylerim.
- B.ka yenik düşmek.
- Oturduğu yerden rahat gaz çıkışı sağlamak için popo loplarından bi tanesini kaldıran birine tanıklık etmek neyse de, her iki lobu da tam olarak ihtiyaca cevap verecek şekilde kaldıran birine tanıklık etmek rahatlıkla söyleyebilirim ki, rahatlıkla bi insanın hayattan soğutan şeyler arasında yerini alır. Ha bi de bu eylemi yerine getirenin ''hassiktir yakalandım''yollu bakışlarını unutmamak gerek.
- Ekseriyetle tuvalet gibi bi yerde bulunduğun yerin neme bi yer olduğunu unutup derin bi nefes alındığında o müthiş kokudan mütevellit burnun direğinin sızladığını anı hatırlatmak ister deli gönül.
- Çok affedersiniz skinin kıllarını uzun zamandır kesmemiş arkadaşın kilodu perdeleme amaçlı kullanıp ''orman orman''diye sağa sola göstermesini hatırlatmak ister deli gönül.
- gazete neyim okurken yanında bulunan tanımadığın herhangi bi kişinin göz ucuyla gazetenin kendince ilgi çekici yerini dikizlediğine veya salt bi şiiler okumak için çalıştığına kanaat getirdikten sonra elimizin altında kalan haberin devamını okumak isteyebilir düşüncesiyle elimizi oradan çekmek veya sayfayı, haberin devamını okumayı bitirmiştir herhalde diye çevirmek.
- Kibrit kutusu içinde yaklaşık 40 çöp olacağına yaklaşık 40 kişi karar vermiş.
- Bana kalırsa kibrit kutusu üzerine yaklaşık 40 çöp yazılmasının nedenleri arasında en sağlam olanı kibriti satanın yer yer içinden bi iki tane alarak işini görebileceği düşüncesi.
- Bi otobüsün içinde veya bi cafede örnekse Internet cafede ayakkabının tekini türlü sebeplerden ötürü çıkarıp ta bi an için yerinde bulamama anı tuhaf, komik vs. bi an. içe düşen kurda ne demeli peki.
- Dürüm, döner vs gibi nevaleyi 'elde yerken' kağıtlı kısmı çekmek için nevaleyi dişlerimizin arasında tutarak alttan kağıdı çekmiyor muyuz?. Ben şahsen bunu yapmadan önce muhakkak bi iki diş kağıttan da nemalanmış olurum.
- Yıllarca hayvanat bahçelerini gezmem onca belgesel izlemem seninle tanıştıktan sonra bi hiç imiş onu anladım dedim bi arkadaşıma. Pişmanım.
- Dağınık gazete görüntüsü benim için rahatlıkla çin işkencesi olabilir.
- Muhtelif yerlerde kayıt altına aldığım yaşanmışlıklarımın belgesi niteliğindeki fotoğraflarımı birisi ile paylaşırken illa fotoğraflara o birisi ile beraber bakmak zorundaymışım gibi hissediyorum kendimi. O ana onun tek başına benim fotolarıma bakması sırasında büyük bi eksiklik hissediyorum. Sankit büyük bi yanlış anlama olacakmış ta vebal altına girecekmişim gibime geliyor. Hüsnü kuruntum işte canım.
- Hani hocanın gelmesini beklersin de normalde çoktan gelmiş olması gerektiğini idrak edersin ya daha gelmez galiba kanaatine gark olursun da sınıfı terk edersin ya tek başına cesaret edemeyip kandırdığın arkadaşınla tuvalete yönelip saçlarınızı ıslatırsınız ya, diğer sınıflardan gelen seslere kulak kabartıp koridorda takılıp kantine yol alırken hocayla, müdürle karşılaşırsın ya ben işte o anı yaşamayı o kadar özledim ki. O kadar olur işte.
- Bi adam sürekli el şakası yapıyordur, kafana artık el şakası yapan adam olarak kazınmıştır, zaman sonra bi muhabbet sırasında, elini sallaması ''şaka yapacak ibüne galiba''diye savunmaya geçilmesi, ama şakadan ziyade konuşmasını güçlendirmek için salladığının idrak edilmesi ama işin işten geçmiş olması ve o an oradakilere komik bi resim verilmesi.
- Götü yıkadıktan sonra taharet eline yapılan tüm müdahalelere rağmen sinmiş olan kokuyu kolonya ile bastırmaya çalışmamız, bunlar bizim gerçeğimiz.
- Muhatapla karşılıklı görüşmenin bi an için gerçekleştirilemediği anlarda örnekse sen tuvalettesin muhatap lavaboda, konuşmaya devam etmek ama muhatabın haber vermeden siktir olup gitmesi, söylediklerinin havada kalması, işini bitirip çıktığın anda başka birinin lavaboda olduğunu görmek, biraz önceki durumdan mütevellit kendini salak gibi hissetmek.
- Hee hepimiz doktora gidecez hele bu dünde geçsinde.
- dinlediği kişinin doğruyu söylemediğini, gerçeği yansıtmayan lakırtılar ettiğini düşünen adamın, diğer muhataplara ''adam atıyo oğlum, söyledikleri külliyen yalan''sırıtışlarını hatılıyosun sende.
- Bu siyasetçilerin birbirleri hakkında atıp tutarken karşılayan tarafın söylemleri ''talihsizlik''olarak değerlendirmesi talihsizlik değilde ne a.q. muazzam gıcık bi laf değil mi sence de. Talihsizlikmiş, yaradan sen baaaa sabır ver.
- Şaka yollu kankiye yumruk attıktan sonra eli acıdı numarası yaparak kendisinin de şaka yollu da olsa olası yumruk atmasının önüne geçerim düşüncesine paralel olarak ''elim zaten acıdı ben belamı buldum, senin vurmana gerek yok'' mesajı vermek var gibi . çok p.çiz haa.
- Misal bi markete girdik 'tost ekmeği var mı?'' diye sorduk, kalmadığı yanıtını aldığımız halde neden tekrar ''kalmadı mı?''diye sorarız ki. kalmadı dedi ye işte adam daha ne a.q.
- Plastik futbol topunun yamuk olup olmadığını anlamak için havaya uygun şekilde fırlatmak. Unutulmaz ki.
- Bulunduğu yerden, konumdan memnun değili oynayarak, olası, yerinden, konumundan s.ktir edilme durumlarını bertaraf etmeyi planlayan adamlar var. ilk bakışta ''iyi de nasıl olacak ki?'' sorusu akla geliyo ama var böyle bişii.
- Baş neyim oynarken dizili olan misketlere hamle yapıldığı sırada kaybolan gafliğin ilk düştüğü yerden hareketle strateji geliştirerek bulmaya çalışmak, bulamamak, yerini tespit eden g.tveren arkadaşın, gafliğin nerde olduğunu bildiği, yerini tespit ettiği halde ''tam benlik gaflik lan''düşüncesiyle ''s.kerim lan banane kaybetmeseymiş''manifestosu eşliğinde, hafifte olsa çamurlu bir arazide oynanıyorsa şayet gafliği daha sonra almak suretiyle, ''bunlarla top oynanmayacak demedim mi ayakkabısı''nı geçirmiş olduğu ayağı yardımıyla gömmesi yada kimsenin göremeyeceği zula bi yere ''bulamasın ibneler okula giderken alirım''yollu düşünceyle tepiklemesi, şahit olduğumuz, öznesi olduğumuz şeyler di bunlar. Allah var şimdi.
- Berberde sıra beklemeden direk koltuğa oturtulduğun anda, şayet sıra varsa bekleme süresi içerisinde sankit büyük bi ikrammış gibi çay ikramı zaten yapılmış olur, önüne konulan çayı ''çok teşekkür ederim, şimdi içtim, eyvallah'' gibi bir kolpayla mı geri çevirsin, yoksa sesini çıkarmaz ikram edilen imamın abdest suyuyla yapılmış olması muhtemel olan çaya ''ayıp olmasın içeyim bari'' yollu düşünceyle, neyin ayıbıysa artık, göz mü yumarsın yoksa hadi göz yumdun, önüne dayadılar çayı, berber kardeş değdirmeleri eşliğinde işini yaparken çayı içmek için uygun zamanı kendin mi belirlersin yada berberin bi yudumluk zamanı vermesini mi beklersin.(sıklıkla gidilmeyen berber dükkanı için geçerlidir)
- Kaldırımı kullanmanın mümkün olmadığı bi yerde, araçların geçişini etkilemeyecek bi şekilde kenardan kenardan ilerlerken, arkadan gelen aracın geçişini engelliyor muyum acaba düşüncesi eşliğinde ilerlemesini beklerken, kafamızı araca sabitleyerek, bi an durup g.tümüzü sağlama almıyor muyuz bana bu durum açıkçası bi hayli komik geliyo.
- ''iki yıllık kazandım ama gitmedim''geyiğini senelerdir duyarım. e gideydin seni tutan mı vardı ki. Şimdi dante gibi ortasından ömrün. Yalan mı? baktın olmuyo iki yıllık miki yıllık gidip okuyacan kardeşim.
- Bişiii tutmaya, uzanmaya çalışırken defalarca başarısız olma anını ve s.kecem haaa repliği ile beraber gelen anı hatırlatmak istedim sana.
- ekseriyetle, mecburen bir arada, bi müddet yaşamak zorunda kalmış olan adamlar, zaman sonra ayrılık vakti gelip çattığında ve buna paralel olarak buluşmak üzere sözleştiklerinde neden illa ''bi güzel içeeceez ama ben ısmaralayacam'' falan derler ki. zaten şüphe götürmez biri gerçek var ki o da buluşmayacak olmanızdır. hikayeciler. işiniz gücünüz kurusıkı a.q.
- çok basit bi tarih belirlemeye yada çok basit matematiksel bi işleme cevap bulmaya çalışırken, muhatabına soru-cevap şeklinde yönelterek, onu da aktif olarak amacına hizmet etmeye yönlendirmeye çalışmak.
- ''yapıştırıcı bişii olan var mı?'' sorusunu yönelttikten sonra, olası ''eheh'' eşliğinde ''spermlerim var, doğal yağıştırıcı'' esprisine maruz kalmamak için, bu sorudan sonra ''sperm hariç'' demeliyiz. demeliyiz ki bu aportta bekleyenlere fırsat tanımayalım. tanımayalım ki...
- Berber çırağına ''alışsın'' diye teslim edilen müşteri olmuşluğumuzda var çok şükür.
- Mahalle maçında penaltı kullanırken penaltıyı kullanmak için açılan, hatta bokunu çıkartıp abanmayı planlayarak taa orta sahaya kadar açılan çocuk şutu gerçekleştirmeden, takım arkadaşından biri araya girip penaltıyı çekmiyor muydu. Gol olursa, golü yiyen tarafın, o kadar açılan çocuğun golü atamama ihtimalini göz önünde bulundurup ''sayılmaz ki''diye çıkışmaları yeri göğü inletmiyor muydu. Atış tekrarlanmıyor muydu. Gol olursa golü olan taraf ''al yine gol hem de boru gibi''diye laf geçirmeye çalışmıyor muydu. Gol olmazsa, golü yemeyen taraf ''ne malum gol olacağı''düşüncesinden ekmek yediği için atışı tekrarlatmanın mutluluğunu yaşamıyor muydu.
- Bana kalırsa, gerçi ufak çaplı bi araştırmam neticesinde bana kalırsa diyorum ama olsun, babaanne, anane falan tahin helvasına bayılıyorlar.
- Aynada özellikle asansör, tuvalet aynaları gibi insan sirkülasyonun hallice olduğu ortamlarda mimik çalışması adı altında türlü şaklabanlıklar yaparken ''deli galiba'' bakışları eşliğinde yakalanmak.
- Bişii hakkında atıp tutarken misal uzun saçlı erkekler hakkında misal keller hakkında, o sırada atıp tutuğun konunun öznesi olan adamla göz göze gelindiğinde istem dışı bi sırıtma bünyede hasıl oluyor ki ''bi eşeklik ettik, sırıtalım da şakasına söylendiği sonucuna varılsın üstelenmesin bari''ye mi denk düşüyor nedir?
- Her türk bi çok türküye aşinadır lakin bi kaç tanesinin sözlerini tam olarak bilir. Eksik yerlerini götünden uydurur. Yeri geldi mi mangalda kül bırakmaz, türkü sevdalısıdır. Yahu sevdalıysan türküye, bi zahmet ette tam öğren, türkünün hakkını ver. ama bi çok şey olmadığı gibi bu da yok sende.
- Kim bilir kaç defa yaşanılan bi iki aksilikten dolayı ''kimseye iyilik yapmıcaksın'' diye kendi kendimize vaatte bulunduk ve buna paralel olarak da ''bundan sonra iyilik miyilik yok s.keceksin''dedik. Kim bilir.
- istanbul için, ''bu şehirde araba kullananlar dünyanın her yerinde araba kullanabilirler'' denirde kardeşim kullanamıyoruz ki, kullansak dediğin doğru da, lakin kullanamıyoruz be abicim, e haliylede dünyanın hiç bi yerinde de kullanamayacağız.
- ''Biliyorsunuz''bi girişle yöneltilen suale cevap veren adamı sevmem. Nerden bileyim a.q. ben bilsem bana sorarlardı sana değil. Havada kalmasın, kastım ''cevaba zemin hazırlamak için kullanılan biliyorsunuz''değil, baya baya ''sualin cevabı olan biliyorsunuz''. inna sabirin.. derde bak adamda ki.
- 'asıl askerlik askerlikten sonra başlıyor''. yıllardır askere gitmekten imtina eden, gerçi sonra ya seve seve ya s.ke s.ke durumu peyda olacaktır ya neyse, yada askerde olupta şartlarının kötü olduğundan şikayetçi olanlara yönelik söylenen laf.. gereksiz laflar arasında yeri sağlamdır.
- ''Giy git kim seni görecek''En baba anne lafı. Unutulmaz.
- Bardağın temiz olduğundan ne kadar emin olursak olalım ekseriyetle su içerken mutlak olan bişii varsa oda şudur ki; içi dolu olan bardağı ağza götürürken, bardakla dudaklarımızı buluşturacağımız yerden birazcık su akıtmamız, dökmemiz orayı içilebilir yer olarak kesinleştirmeye çalışmamızdır.
- Seyredilen kanalın uydudan kaynaklanan bi sorunundan ötürü kesik kesik gelmesi sırasında ''cd bozuk galiba eheh''esprisi yapılmazsa bi şiiler eksik kalır gibi ha ne dersin?
- Burun karıştırmak için en ideal parmak işaret parmaa olmasına rağmen bazen yerini baş parmaa veya serçe parmaa bıraktığı anlar oluyo ki inatçı tatakla adeta bi ölüm kalım savaşımı verildiği anlardır bu anlar.
- Anne ile pazara gidip de anne ile aynı anda eve gelen çocuk sayısı az gibime geliyor. Anne pazardan dönerken pazara yeni gitmekte olan komşu 'karılarla'muhakkak laflar, elleri poşet dolu çocuk elleri poşetli görünmekten zaten rahatsız olduğundan bi de üstelik okuldan yada mahalleden hoşlandığı kıza rast gelme ihtimalini ''elleri poşetli annenin konuşmasını bekleyen çocuk''olarak artırdığını düşünerek, anneye de buna zemin hazırladığı için bi iyicene sinirlenerek, hızlı adımlarla, annenin arkadan seslenmesini hiçe sayarak eve yol alır, belki de poşetleri eve bile sokmaz kapının önüne atarak sokaklarda sürtmeye devam eder. kim bilir.
- Kapı pervazının karşılıklı iki kenarına ayakları yerleştirmeye çalışarak kapının yukarısına doğru tırmanmaya çalışmak ve bunu da aksiyon olarak bellemek.
- Kavgayı ayırmaya çalışan adamın kavga eden taraflardan bi tanesinin ''çekil lan sende aradan s.kik'',''bak s.kecem belanı'' vs. gibi laflar etmesi neticesinde kendisinde kavgada yer alması bana hep komik gelmiştir. bu sefer de kavgadan bi anlamda elenen adam yeni cereyan eden kavgayı ayırmaya çalışır ki bu daha da komik gelmiştir bana. Ha o sırada ben niye kavgayı ayırmıyorum. Cevabımı verdiğime inanıyorum.
- askerde revire çıkma talebinde bulunupta revine çıkana kadar iyileşirsin. hadi diyelim revire hasta olduğun an çıktın. bu seferede ilaçları temin edene kadar iyileşirsin. hoş askerde hastalanmak suçtur. ''devlet sana kamuflaj, parke neyim vermiyo mu? e hastalanmaman lazım o zaman'' diye sorarlar adama.
- Evde halının üzerinde tek tabanca misket oynayarak iyi vakit geçirmişliğim vardır çocukluğuma dair.
- Sunucunun konuğuna yönelttiği suale cevap aldığı sırada kurduğu göz temasını bi an kaçırıp monitöre doğru baktığına şahit olmak komik gibi gibi.
- Camide tespihten kopup kaybolan boncuğun yerine tedarik edilen başka bi renkte ki boncuk gibiyim.Lafa geeel.
- Topun ağaçta asılı kalması neticesinde ağacı mı sallamadık, diğer bi topla veya bi taşla isabet ettirip düşürmeye mi çalışmadık daha da ileri gidip ağaca mı tırmanmadık, tüm bunlar sonuç vermeyince topa s.ktirti çekip başka bi top mu almadık, zaman sonra o topun ordan fırlama bi p.çin bi şekilde alıp sahiplendiğine mi şahit olmadık, bu yüzden o piçle ağzı burun birbirimize mi girmedik, iyi bi dayak mı yemedik, s.ktirecek kimsen olmadığı halde ''s.ktiricem lan seni''diye kolpadan veryansın mı etmedik.
- Fena bi dayak yediğimi hatırlıyorum da çocuk (ağaçta kalan topumu alan çocuk) resmen beni filmlerdeki adamlar gibi dövmüştü, yere kapaklanıyodum abicim kaldırıyodu tekrar bi yumruk sallıyodu tekrar yere kapaklanıyodum. Çok fecidi. Bazen görüyorum g.tvereni de hep aklıma geliyo bu sahne. Hala s.ktiremedim adamı. Ama s.tirmem yakındır. Hala umudumu yitirmiş değilim. Çalışmalarım bu minvalde devam etmektedir.
- ''eline fırsat geçmişken beni öldürmeliydin''. vazgeçilmez bi film repliği. ''lan adam insanlık etmiş, büyüklük bende kalsın demiş zamanında ebeni s.kmemiş'' ama sen ne yapıyon ''madem ki kötü adamım, madem ki itin g.tüyüm, şeaeerafsizin tekiyim, bunu her atmosferde devam ettirim'' yollu mesajlarla o 'büyük' zatın hafsalasına, eğer kurtulursa ki çoğunlukla adamız paçayı yırtar, postu deldirmez, kurtulur ''s.kersen sevilirsin seversen s.kilirisin' i kazı. adamın merhamet yüklü yüreğini katılaştır. bu günün yarını da var, o adam er yada geç s.kecek belanı, şu aşamada belki paçayı yırttı, postu deldirmedi lakin adam uygun zaman gelince g.tünden kal almayı eksik etmeyecek, benden söylemesi. bi çeki düzen verme zamanı gelmedi kendine sence de.
- işlenilen bi suç veya kabahat hakkında, suçun veya kabahatin nasıl cereyan ettiğini merak edip, bunu suale dönüştüren ilk kişi, o suç veya kabahatin müsebbibi gibi görünmüyor mu? Görünüyor. o halde hemen zıplamayalım bazı şeylere kardeşim. Akıllı olalım biraz yahu. eheehler falan.
- ''Çıkık veya kırık olsa duramazsın''dedi genç adam.
- Girdiğim herhangi bir lokantada siparişini verip de siparişini verdiğim yemekler arasıdan, yemeğim bir yemeğin hesabını ödeyeceğim sırada ilgili kişinin, ''yemekte bi sorun mu vardı efendim''yaklaşımı neticesinde toplam hesaptan, yemediğim yemeğin ederini düşürdüğü taktirde, beğenmediğim yemeği ''du bi kez daha deneyeyim belki o güne has bişiiidi''düşüncesiyle, o lokantaya tekrar gitmişliğim, yemeği yine beğenmeyip yememişliğim ama bu sefer parasını ödemek zorunda kalmışlığım vardır. Lan g.tveren daha önce hesaptan düşmüş para almamıştın şimdi ne oldu s.kiyosun beni a.q.uuum.
- Ben askere gelmeden önce yıllarca adi yürüyüşte yürümüşümde haberim yok imiş.
- abicim her kel mi berbere adımını atar atmaz ekseriyetle sıra varsa, hemen işini bitirmek arzusuyla ''bende saç yok ki iki dakka sürmez benim iş eheh''esprisi yapmak zorunda kalır.
- ''hayat yaptıklarından ibarettir, hissettiklerinden değil'' diye bi laf var. bana kalırsa önce yaptıkların ne ise onları hissetmen icap eder, bi şii yapmadan önce hissetmezsen bi s.kime benzemez gibime geliyor o yaptığın. Acizane.
- ekmek arası bişiler yaparken ekmeğin arasına nevale enikonu yedirilemediği vakit, alınan bi dişin sadece ekmekli kısma denk gelmesinden şüphelenilerek, şüpheyse şüphe, nevaleli kısımdan ufak bi diş alıp ikinci bi dişlede nevalesiz, salt ekmekli kısımla dengeyi sağlamak. aha şimdi bu 'kutsal metin' leri yazarken yaptığım şeyler.
- dağınık battaniye, yorgan görüntüsünün bende yarattığı sıkıntı, sıçmak için fırsat bulmayıp da içine düştüğüm halet-i ruhiyeye denk bi sıkıntı. ne bi eksik ne de fazla. denk.
- kah ''şimdi bişii derdim ama kırılırsın'' diyerek bişii diyememe çıkmazıma yol açmaya çalışırım. yaparım bunu.
- bi ortamda gazete, dergi neyim okurken burnu karıştırma ihtiyacı hissetmek, gasteyi, dergiyi perde niyetine kullanıp burun karıştırma ihtiyacına yavru kedi tedirginliğince cevap vermek.
- iletişim kurtmaktan aciz miletin, iletişimin kilometre taşı olan cep telefonu elinden düşürmemesi açık ve net.
- ailesinin durumu ortalamanın üzerinde olan ve okumasını isteyen bi aileye sahip, ama kafanın derslere pekte bastığı söylenemeyen, üniversiteye kapak atana kadar akla karayı seçen, kapak attıktan sonra da bitirmek için akla karayı seçen, ekseriyetle değil kesinlikle kilolu bi çok erkek çocuğu tanıyorum.
- bahsi edilen konu hakkında yada söz konusu olan alet edavatın neyim ne olduğu noktasında fikir sahibi olmayanların ''yeniliyo mu içiliyo mu?'' diyerek çokta s.kimdeye dem vurmaları yer yer içten bile değil.
- küçükkene bi takıntım vardı ki o da şudur; yatağımın açık olan taraflarına yastık, battaniye neyim koyarak kendimi bi nevi güvenlik şeridi içine alır öyle uyurdum. aksi takdirde uyumam için sağlam bi dayak yemiş olmam gerekirdi.
- ben iyi bi sopadan sonra çekilen uykunun yerini hiç bi uyku ilacının falan dolduracağına inanmıyorum kardeşim.
- hocanın kendisine takmasından mütevellit inceden de olsa keyif alan adamlar var gibime geliyor. parmakla gösterilmekte, vitrinlik olmakta bi beis görmeyen adamlar arasından çıkması pek muhtemeldir.
- ellerimizi neyim yıkamayı bitirdikten sonra, çeşmenin başının her daim pis olduğundan kıllanıp, çeşmeyi kapatırken boşa çıkan elimizin avucuna su biriktirip, çeşmeyi kapattıktan sonra her iki elimizi de son bi defa suya çalmamız ve bunu sekittirmeden yapmamıza bayılıyorum.
- gizli sakli burun karıştırıken yakalanmak ne feci bişii abii. tabii hep burnumuz kaşınmıştır o an tabii.
- berber çırağına teslim edilen ergeni anlarımda, ergene ne yapsan beğendiremezsin, bu açıdan sorun teşkil edecek bi durum olmayabilir, yetişkin bi adamı da teslim etmeyelim a.q. çocuk, kafada ne saç bıraktı ne de baş. deneme tahtası gibi kullanıyo, üstüne üstelik makası tutmaktan aciz olduğunu bilen kalfası, ustası tarafından da patak yiyiyo. lan bilmiyo musun bi s.k yiyemiyecek bu çocuk ne diye uğraştırıyosun çocuğuda beni de usta bozuntusu. sen şimdi araya adam da alırsın iki dakikalık işi var diye.
- askerlikten bi nebzede olsa bahsediyorsam şayet gerekçesi var a.q. yoksa meraklısı değilim yani. gerekçem de şudur ki bahsetmezsen sankit asker ocağında, ocağıma incir ağacı dikiyolar daha açık dillendirireceksek ebemi s.kiyolarmış gibi bi intiba hasıl olabiliyo ki gerçek olan, şu aşamada çiçek gibi askerlik yaptığımdır.
- nerde olduğu sorulan birisinin bulunamaması durumunda ''s.ktim öldü'' diyenleri daha çok duyarım gibime geliyor.
- kendisinden yaşça küçük ve de daha zeki adama tahammül edebilecek olgunlukta birey sayısının tatmin edici çoğunlukta olmadığını düşünüyorum.
- ''o lafın altında kalacağına gel benim altımda kal daha iyi'' diyenleri, geçen gün, nerde olduklarını birileri mi sormuştu ne s.ktim öldüler demek aklıma bile gelmedi.
- babamın işi dolayısıyla hiç bi s.k yiyemedim, hiç bi yeri gezemedim..
- paran olcak orda yaşayacaksın.
- bi arkadaşım babasının paraya yaklaşımını ''para bulsa sevinmez, para kaybetse üzülmez'' gibi bi cümle ile özetledi ki, lakırtı enfesmiş.
- kaka yaparken biriyle konuşmak, her iki açıklığıda kullanmak.
- arkadaşlarla gecenin geç saatlerine kadar muhabbet edilmiş olunmasına rağmen, ışıkların neyim kapatılmasının ardından, yatakta muhabbeti harlamaya, ışıkların kapatılmasının ardından muhabbete dahil olmayı bırakmış ''tamam artık yeter a.q.'' diyerek de en zayıf halka olduğunu ispatlayarak pes eden arkadaşın çıkışmasına kadar devam etmek.
- bi cafe de falan cafenin nimetlerinden faidelendikten sonra mekanı terkederken yaptığım ödemeden sonra, ''bu çocuk güvenilir'' mesajı aşılamak yollu düşünceyle, zaman sonra yaşanması aksilikleri, paranın çıkışmaması gibi, en aza indirgemek için, ''hayırlı işler, kolay gelsin'' gibi temennilerinin ardından, tam ödeme yaptığımı bildiğim halde, ''bi de kola vardı aldınız mı?'' gibi cümleler sarfetmekten imtine ettiğimi, geri durduğumu hatırlamıyorum.
- kumbaraya bi kaç yapılıp atılan banknot parayı zaman sonra çıkarmaya uğraşırken az yırtmışlığım yoktur.
- misket oynamaya müsait bi yerde misketler arasından gafliklik olabilecekleri belirlemek için alıştırma yapan çocukların az gafliğini ütmemişimdir haa. ( - oğlum oynarken belli olur gafliklik olup olmadığı eeheh)
- öğrenim hayatım boyunca ne kadar türkiye haritası çizdiysem artık şu anda gözü kapalı bi çok ayrıntısına kadar çizebilirim anasını satayım.
- ben bedenimi zırt pırt, her an hareket ettirmeyi amaçlayan adı spor olsun olmasın hiç bişii sevmiyorum kardeşim.
- yorganın altında neyim atari, tetris, gameboy oynamanın keyfini hatırladım da bi portatif dvd oynatıcı mı alsam ne.
- kürt böreğinde 'kenar' ı tercih ederim.
- kilolu birinin kilosu kaç noktasında ki tahminlere uzağım.
- kredi kartı borcunun olmasından mütevellit inceden de olsa keyif alan adamlar var gibime geliyor. 'bende onlardanımcı'lar arasından çıkması pek muhtemeldir.
- bi alışverişin sonucunda para üstü olarak fazlaca verilen parayı bi kaç kez iç etmişliğim vardır.
- ''hırsız gireceği evi bilir''. yıllardır bizimkilerden duyduğum laf. bunu söylerken o kadar eminler ki sanırsın evde hiç bi s.kim yok. hedef göstermiş gibi olmayayım da. ben hırsız olsam bizim eve tereddütsüz girerim.
- millette para var a.q.
- küçükkene çatıdan çatıya geçmekten aldığım zevki kelimelerle?! ifade etmem namümkün kardeşim. o kadar zevkli idiki sankit yeni bi kıta keşfeden kaşif gibi hissettiğimi hatırlıyorum. yer yer ekseriyetle tuğlaların çatlamış, kırılmış yerlerine ayaklarını geçirir tırmanır yer yer de, yapılaşmanın hızlandığı neredeyse her yerde inşaat halinde yapıların olduğu bi dönem olması hasebiylede her evin çatısında yığılı kum olurdu, evlerin önündaki yığılı kumları zaten belirtmeme gerek yok, birinci ikinci kattan kuma atlar bi binadan diğer bi binaya transfer olurdum. tabi bazen bi kaç kat yüksekliğinde bi yerden atladığın için izlediğin güzargahtan geri dönemeye biliyordun mecburen mahrum kaldığın evin merdivenleri kullanarak sokakla buluşmayı amaçlardın lakin bu amaca ulaşırken sorunlar yaşamıyorda değildi hani. merdivenlerden aşağı koşar adım inerken karşılaştığın bina sakininden yediğin piç kuruları, sik kırığı mı var lan götünüzde serzenişleriyle muhatap olur kahta göte yenilen tepikle sokakla buluşurdun.
- parmaklara bulanan, bulaşan puding, dondurma vs. gibi bişii yaladıktan sonra, o yalanan parmaaa bi koklada ne demek isitiyo genç adam enikonu bi anla.
- bi iki gün dişleri fırçalamazken, ağzı açıp işaret ve baş parmaa üst dudağın ortasından alt dudağa doğru götürmek ve bu işaret ve baş parmaa koklamak, yalanan parmak kokusuna beş çeker.
- casio saat kullanmak farz mı lan bize ki herkes bi ara, bi arada olsa özellikle hesap makinalı olanlarını kullandı.
- balık tutmaktan ziyade balık tutmaya çalışmayı seviyorum ben şahsen. balık tutmaksa amacım ne kendimi sıkıntıya sokacam anam bacım. zaten tutulmuşları var bi yerlerde. bu tutulmuş olanların satıldığı çarşılar bile var yaa gider ordan tedarik ederim neme gerek. balık tutmaya çalışırken balık tutarsam da iyi olur helbet ehehe.
- muhatabının hoşuna gitmediğini hissettiğin bi iki çift lafın ardından elimizi, suratı beş karış olmuş adeta mahkeme duvarına dönmüş olan muhatabımızın omzuna götürürek bunun bi şaka olduğunun altının çizilmesi istemsiz kas hareketi gibi bişidir. önüne geçmemiz namümkündür.
- her yerde insanlar var bi uyum sorunu yaşaman normal dedim bi arkadaşıma, kıçı başı belli olmayan bi konunun ardından. pişmanım.
- metroya, tramvaya binen bi çok insanda indikten sonra ''acelem yetişmem gereken yerler var'' edalı koşuşturmasının ne anlamı olabilir ki. metroyu tramvayı terk eder iken koşuşturan adam otobüsten minibüsten indikten sonra hiç bi tip triplere girmediği düşünüyorum açıkçası. sankit seyahat edilen araç ne kadar hızlıysa seyahat sona erdikten sonrada o kadar hızlı olay mahalini terketmek gerekiyomuş gibi. e o vakit uçaktan inen her kimse koşar adım hatta koşarak limanı terketmesi gerekmez mi? kuruntularıma bakar mısın?
- pioneer teypleri neyim bi dönem eve döşeme, evde randıman alma dönemi vardı ki ne modaydı haa. gümbür gümbür eehe.
- tarkan'ın sevilen hit olan neredeyse bi çok şarkısı önce yadırganır, ''ne yani o kadar ara verdin sonuç bu mu?'' denir de, tarkan için yadırganan, garipsenen şarkı dinlendikçe, sevildikçe sevilir deyip fazla abartmış olmayayımda nihayetinde sevilir. son örnek ise vay anam vay.
- yahu her gazetenin spor sayfaları var. ekstradan spor gazetesi almanın ne alemi var anlamdım gitti. hayır ayrıntı mayrıntı diyeceksen boşuna çeneni yorma kardeşim. ne ayrıntısından bahsediyon sen. aldığın spor gazetesinde ne kadar ayrıntı olabilir ki. zati bütün spor gazeteleri futbol ağırlıklı değil mi? e futbolda da ne kadar ayrıntıya yer verilebilir ki? golü kimin attığını mı merak ediyosun, her gazete de var, haftaya kiminle maç edileceğini merak ediyosun, o da var her gazetede. tabii örnekler çoğaltılabilir de ayrıtıya girmiş olacaaaz ehehe. daha ne. esasında gereksiz yere uzatıyorum, sporu muporu sevmiyorum deyip çekileyim bi kenara.
- bi asker arakadaşım porno sitelerine girmek ister, bi türlü başaramaz, ardından o kadar sıkılır o kadar sıkılır ki sıkılmayla birlikte terlemeye başlar, ve ''ee s.kecem haa'' repliği ile beraber direk googlea ''.m istiyorum'' diye arattırır. bi kaç bişi dedim kırdım kalbini. ne gereği var oysa yardım et çocuğa di mi. evet. pişmanım.
- patronun velediyle ilgilenirken ince bi çizginin varlığından haberdar olmakta fayda var, hatırlatmak istedim. üstüme vazife mi? şimdilik evet.ne var yani. indir elini kolunu bak.hareket yapma. harekeiın allahını görürsün anam avradım olsun ki.
- ''hareketin allahı'', lafın allahı.
- ''anam avradım olsun'' çok iddialı gibi görünen içi boş koftiden lakırdı.
- ''çimento fabrikası var, şimdi şeye el atmış, araba satıyomuş, sıfırdan başlamış, allah yürü ya kulum demiş, devleti destekleyen de bi adam, bu da ne demekse, ama cümle kurmaktan, konuşmak aciz abi'' yılların geyiğine örmek.
- bi arkadaşın diyelim, yaptığı bi müdahalenin; çimçik alma, omza yumruk atma, enseye tokat g.te parmak gibi bedende yarattığı acıyı yok sayıp, ''acımadı ki ehe ehe'' yollu düşünceyi hissettirmemeye çalışmak, acıdığını hasır altı ederek takışmayı, muhtemel itişme kakışmayı bertaraf etmeye çalışmak, aksi durumda karşılık vermek zorunda kalmanın zorunluluğunu hissetmek.
- bebek yüzlü olup da şrekvari ellere sahip çocukları sevmem. bunlara karşı büyük bi önyargı besliyorum açıkcası.
- iki yıl hayvancılıkla uğraştım bir yılda senle uğraşırım ne var yani dedim bi arkadaşıma. pişmanım.
-bi kalemin kapağını kalemin götüne takarak yazı yazarken ne yazdığıma hayatta konsantre olamıyorum. ne lan öyle emanet gibi . bi de dengeyi bozuyu gibi o kapak o kalemin götünde olunca.
- kavga eden tarafların, sakinleşip, bi çıkarıma varılamayan kavgalarının ardından, bi kenarda birbirlerini kim haklı kim haksız konusunda ikna etmeye çalışmaları görülmeye değer. komik bi kerem.
- ortamda bi kaç kişi muhabbet ediyodur, haliyle bi konu açılır, lan zaten muhabbetin olması için bi konunun olması gerekir salazar, neyse, ardından bi konu daha açılır, derken açılan yeni bi konu sankit kendisine nazire olsun diye açılmış gibi ani çıkışta bulunan, ve müthiş serzenişlerle meramını anlatma ihtiyacı hisseden adam bi dur, bi dur bee. bi kez olsun dur ne var yani. eni konu durumu değerlendir, ondan sonra ne diyeceksen de, söz, günlerce dinlerim bak seni o zaman. zor gibime geliyor ama bakacaaaz artık.
- ekseriyetle lisede, aralarında teneffüste, derste neyim, salakça bi nedenden dolayı olması pek muhtemel, bi husumet peyda olanlarından kavgaya, işin artisliğine daha meraklı olanının ''çıkışta bekle'', ''bak seni nasıl s.kiyorum'' demelerini çok duydumda bir anlık horozlanma imiş bunu gördüm. ergen işte a.q.
- aynı yerde, aynı ortamı paylaşmak zorunda kalan ama birbirlerinden haz etmeyen adamların söylenmesi, dile getirilmesi gerekeken bazı şeyleri ''neme lazım a.q. zaten aramız limoni, hayır söyleyeceklerim dokunur mokunur pezevenge, bi de onla uğraşmayalım'' yollu düşünceyle hasır altı etmelerine tanıklık etmeye bayılıyorum. benim için tam bi seyirlik olay. tabii bi de şey var, her iki taraf için de işine gelebilir dile getirilmemesinde bazı şeylerin. tabii evet bu da var. az ibne değil bunlar haaa.
- uyumuyor olsam bile rahatlıkla, yatakta saatlerimi günlerimi geçirebilirim. bana mısın demem bu durum için.
- bi sayıyı rakamla yazdıktan sonra yazı ile de parantez içinde belirtmekten, sayının ehemmiyetinin altının çizildiği zannıyla yıllardır bu düşünceyi hayata geçiriyoruz. bi randıman alınmış mıdır? bilmem o kadarı canım ben. nerden bileyim allasen. sen yapma bari.
- biz o kadar kale taşlarını nereden buluyoduk yahu, şimdi bi çakıl taşı bulamıyon ki camı, pencereyi tıklatasın. hatırlarım, yarın ki maçta ilazım olur diye kaybolur endişesiyle taşları saklardır bi yerlere.
- sıçmaya giderken ''atatürk'e borcu mu ödiim de geleyim'' diyen bi katıksız şeaareeffiz gördüm. benzetmeye bak itteki.