Depresyona girince yapılan bir takım hareketlerdir.
Ağlamak.
Sebepsiz sinirlenip, ortalığı birbirine katmak.
Tüm gün dizi, film izlemek.
Melankolik şarkılar dinleyip bunalıma girmek.
Çok uyumak.
Az uyumak.
Kendini eve kapatıp, kendi kendine “mutsuzum” triplerine girmek.
Hunharca yemek, tatlı vs. Yemek ya da hiç yememek.
Sigara,kahve ve alkole abanmak.
Yalnız kalmanın yollarını aramak.
Bunlar sadece bir kaçı. Hepsinin bir çaresi var ya.
Perdeler kapalıdır, yataktan çıkmamak için deyim yerindeyse sürünürsünüz. Sonra bir an içinde bulunduğunuz loş odadan sıkılırsınız. Ne kadar süredir hareket etmediğinizi farkedersiniz. Ani bir kararla dışarı çıkmayı, en azından temiz bir hava alma fikrini uygulamaya koyarsınız. Bir anda yorganı üzerinizden atar ve üzerinize dışarıya uygun bir şeyler bakmaya başlarsınız.
Ama o da ne? Kaç gündür dışarı çıkmadığınız için havanın nasıl olduğu hakkında bilginiz yoktur. Telefondan hava durumuna bakarsınız, anlam veremezsiniz. Pencereyi açıp, hafif dışarı çıkıp havanın nasıl olduğuna karar vermeyi düşünürsünüz.
Güneşliği açtığınız anda dışarıdan gelen gün ışığı gözlerinizi alır, güzel bir gün dersiniz. Güzel bir günün verdiği hafif mutlulukla pencereyi açar, hafif sarkarsınız. Hava güzeldir, üzerinize hafif bir şeyler alıp dolaşmak için idealdir. O ara siz dışarıyı süzerken karşıdan gelen bir çift görürsünüz. El ele tutuşmuş ve mutlu oldukları hallerinden bellidir.
Çifti gördüğünüz anda tekrar derin bir acıyla yüzleşirsiniz. Pencereyi, perdeyi ve güneşliği sırasıyla kapatırsınız. Pijamalarınızı geri giyinip az önce çıktığınız yorganın altına tekrar girersiniz. Ne yatak ne yorgan henüz soğumamıştır.
bunlar bir psikolog veya psiyatriste danışılsa en doğru aktivite yapılmış olur. depresyon hafife alınacak veya dalga geçilecek bir duygudurum bozukluğu değildir. hızla tedaviye başlamak tercih edilmelidir.
Gözlerimi doldurup pufun üstüne oturup gece vakti yıldızlı gökyüzüne bakmak. Yıldızlı dediysem çok da değil aslında bi tane görebildim hep ışıklar yüzünden. Kutup yıldızı mı o acaba o parlak olan. Heralde kutup yıldızı bence öyle.
Fazla yemek, , fazla tedirgin olmak, ve oldukları konularda gereksiz kişilerden medet ummak, sürekli birine ihtiyacı olduğu duygusu içinde olmalarını gözlemledim.
Yanlış veya doğru bilemem.
Bitkiyle konuşmak. Ben bir keresinde depresyona girmiştim evdeki kaktüsle konuşup rahatlıyordum. ismini de kaktüs şakir koymuştum. Bir sene önce bahçeye ektim ne yaptı hayata tutundu mu meçhul tabi. Ah Kaktüs şakir yegane dostum.
insan sürekli uyumak ve çevreden gelen uyarılara bütünüyle kapanmak ister.
en ufak basit bir karar vermek çok zor gelir ve rahatsız eder, örneğin, hangi tişörtü giyeceği.
libido neredeyse tamamen yok olur.
her haber muazzam abartılır ve felaket senaryoları yazılır.