hiçbir mantıklı ve geçerli sebep olmaksızın hayattan zevk al(a)mama durumudur. Her günün birbirinin aynı olması, tekdüze ve monoton yaşam çizgisi, yaşantınızın depresyonla geçen, sayısız yıllarının ardından hayatın boktanlığını yaşamın ta kendisi sanma düşüncesi ya da yanılgısının getirdiği umutsuz, ümitsiz, mutsuz ve hiçbirşeyin düzelmeyeceğine yönelik inanış, saplantılı ve obsesif kompulsif bozuk bünyenizin hayatınızı kelimenin tam anlamıyla bir f tipi hapishaneye çevirmiş hal ve haleti ruhiye durumudur.
günümüzde insanların kendine yardım edemediklerinde ortaya çıkan durumdur.
hiç anlamam böyle insanları. biz de sıkılıyoruz anacım, bazen duvarlar gerçekten de üstüme üstüme geliyormuş gibi hissettiğim oluyor evet. e ama sen oturup beklersen duvarlar ezer seni tabi.
kaçsana be güzel arkadaşım
çık bir hava al, uzun zamandır görüşemediğin bir arkadaşını ara, bir çay iç.
internetten kitap beğen git al, sinemaya git, tiyatroya git.
her yer ücretsiz etkinlik dolu.
gizlice galalara dal, kokteyllere salça ol.
örneğin ben bu tarz durumlarda kendimi şımartmayı tercih ediyorum. tek başıma deniz kenarında bi yandan uykusuz ya da penguen okuyup bi yandan da çayımı yudumluyorum. bakıyorum ki hava kararmış evime dönüyorum. ya da dışarıda yemek yiyorum, sevdiğim bir yerde.
anlaşılması gereken nokta kişinin bu durumdan çıkabilmek için kendi kendi teselli etmesi gerektiği. başkasının seni çukurdan çıkarmasını beklemek yerine toprağı eşele.
böyle durumlardan kurtulmanın en iyi yolu bir hobi edinmektir. becerebildiğiniz bir konuda insanlara yardımcı olup dünyada gereksiz olmadığınızı görebilirsiniz.
2 dakikada insanı daraltma potansiyeline sahip kişilere özgü bir can sıkıntısıdır. onlara göre, hayatın tüm kazıkları onları bulur. hiç mi bir şeyleri olumlu gitmez kardeşim? yeter ulan!!
hiçbir şeyden mutlu olmayan, sıkkın bir ruh haline sahip, ya da ne yapması gerektiğini bilmeyen
insanlarda vuku bulan ruh hali.
öyle bir bünyedir ki bu, boşluktadır bazen. yanlış yola sapabilir,
yaptığı her şeyi akabinden sorgular ''lan niye öyle yaptım ki ben, yine yanlış davrandım'' diye saçmalar.
hayatındaki hiçbir şeyden lezzet almaması da onu alır çıkmazların zirvesine bırakır.
bir zat-ı muhterem vardır, inanç sahibi olup inancına sığınır; ''rabbim sıkıntımı al der.'' ve bu yönelmenin kendini rahatlatabileceğini düşünür.
sebepsiz değildir onun için sıkıntı, yaratıcısına yönelme sebebi olarak tezahür eder bünyesinde.
insanların yemek içmek gibi ihtiyaçları olduğuna göre ruhlarının da bir maneviyat açlığı bulunmaktadır ve böyle giderilir.
başka bir zat ise inançlı olmamasına mütevellit, onun için yaşamanın bile bir sebebi yoktur.
''lan yaşıyoruz işte, bakalım nereye kadar giderse'' der.
sebepler dairesinde ilerlemek onu hayatın farklı çıkmazlarına yöneltir.
isyana gidebilir...
depresif bir bünyeye sahip olmadan anlaşılmayacak can sıkıntısıdır. insanın canı hiçbir şey yapmak istemez. bazen bu depresif hal uzun sürer insan ölmek için yalvarır allaha ama hepsi bu kadardır işte. saçmadır. hatta bu başlığa bu entryi yazarken bile içinden milyonlarca şey gelmesine rağmen yazmak istemez. anlamaz çünkü insanlar. bazen her derdinizi anlamazlar bazen insanlara mantıksız gelen şey sizin içinizi acıtır içinizde öyle bir yer eder ki çıkmaz. her şeyden vazgeçersin hatta ondan bile vazgeçersin.
sebepsiz olmayan can sıkıntısıdır. beyin kimyasındaki aksaklıklardan kayaklanır. insanın var kalmasına neden bulmak için gereken hormonlar beyninde salgılanmamaktadır. bu durum sebepsiz görünen bir sıkıntıyı peydahlamaktadır. ilaç ile tedavisi büyük ölçüde mümkündür.
hem ygs hem lys hem vizeler hem finaller hemde polislik için sınava girilecektir. aile bu 'lanet' şehirde kalmamı isterken benim düşüncem gitmektir. herşey karmakarışık olmuştur derslerde yeterince kötüdür.