girilen entrylerde doğu-güneydoğu da deprem olmasına sevinir olarak algılanan ve "7.2 yetmedi mi?" tarzı yakıştırmalar-söylemlerin içeriğini anlamak için beyin olmalı.
eksilemekten, düşünmeye fırsat bulamayan kuşbeyinliler maalesef çoğunlukta. ezbere dayalı eğitim sisteminde(eksilemekte bunun etkisi yadsınamaz) okuduğunu sanan cahiller kendini geliştiremediği için bu tepkiyi vermeleri normal.
oysa,bölge halkı yerel yönetimlerin kaynakları feodal-aşiret ve bölücü terör yandaşlarına aktarmasını sorgulasa idi, bu doğal olaylar fekaket olarak dillendirilmez ve kişinin, doğal olay ile felaketin bir arada kullanılarak bir tanım olarak ifade edilmesinin insanlık ayıbı olduğunu görürlerdi.
1999 dan sonra yeni deprem yöneltmeliği ve imar yasası hatta mühendislik ve denetleme kriretlerini(yetersiz olsa bile ciddi uygulama ile yarar bir çalışma) özellikle doğu illerinde hemen uygulanması(yerleşkelerin yapısal gerçekliği açısından aciliyet ifade etmesi) bölge halkınca yöneticilerine iletilse veya neden uygulanmadığı sorgulansa idi ölümler için deprem gerekçe olmazdı.
yerel yöneticiler, bölücü terör örgütünün lojistik oluşumu gibi çalışacağına, hatta sivil itaatsizliği organize edeceğine, kaynakları bu amaç(teröre destek için) ile harcayacağına, tabelalara kürtçe yazılar yerine evlere ve alt yapıya mühendislik hizmeti verildiği yönünde yazılar yazmaya uğraşsa, bu deprem felaket olmaz idi.
doğuyu komple yıksak ve yeniden inşa etsek terör için harcayacağımız paranın yarısını harcar idik. bu sırada devletin vergi ve teşvik kolaylığı hatta şirketlere hazine arazilerinin üst kullanım haklarını, bazı vergi ve sosyal güvenlik muafiyeti vb kolaylıklar ve teşvikler ile bu maliyet daha da aşşağı çekilir ve nakit kaynak sıkıntısı da çekilmez idi.
bu sırada bölge halkı çocuklarını sokaklardan çekerek, yaşanan ölümlere ispanya da olduğu gibi(eta) sokaklara çıkarak protesto ile aşiret ve pkk ya kaynak sağlamayarak, projelerde yer alarak mühendislik hizmetleri ve iş gücü maliyetini daha da aşşağıya çekebilirdi.
oysa genetik aptallığımız buna izin vermiyor. haini ve kahramanı,
cahili ve okumuşu,
akıllısı ve delisi aynı oranda olan ender milletiz.
eminim, bu tür bilgi formatlı oluşumlarda bile ne denmek istediği anlaşılmamıştır. eksileme yada küfür etmek eleştiri değildir.
"bir musubet, bin nasihattan iyidir" diyerek "he yarram he, depreme seviniyoruz" diye bakınız verip geçilecek konu.
asıl sevineceğimiz zaman ise, istanbul un yıkılacağı an olup, işte o' zaman anamızın *mına kar yağacak.
bakalım tüm türkiye bir istanbul edecek mi?
eğer türkiye kalır ise?
siz humanist duygular ile üzüledurun, salaklar.