Sadece iki günlüğüne akrabalarımın yanına kalmaya gittiğim ve o sırada tanık olduğum büyük depremdir.
en çok hatırladığım ,sürekli yapılan belediye anonsları,kamyonla dağıtılan ekmekler ve maalesef pis koku.
Hatirlayip yorum yapanlar ortalama 94 ve oncesinde dogan yazarlardir.
Ben 9 yasindaydim annem beni kucakladigi gibi disari cikarmisti. Simdi konusu acilinca kazik kadar olmana ragmen yine olsa yine ayni sekilde kucakladigim gibi cikaririm disari der.
bir iki gün sokakta yatmış yazardır. cenaze için memlekete gidip döndüğünde aylarca çadırda kalmış yazardır. depremle çok küçük yaşta tanışmış yazardır. şehri devler bastığı için deprem olduğuna inanıp deprem sırası ve sonrasında korkudan gözlerini kapatan yazardır. ve şimdi en küçük bir sarsıntıda yerle bir olup zangır zangır titreyip hüngür hüngür ağlayan yazardır.
özellikler gölcük ve yalova civarında ki kardeşlerimizdir. biride ben oluyorum tabi. 7 yaşındaydım apartmanın 5. katındayız. biz hiç bir şeyden haberdar olmadan anne ve babamızın kucağında koştura koştura aşağı iniyoruz. elektrik yok. herkes bi telaş içinde. rahmetli remziye teyzem allah razı olsun. insanlar o kargaşada aşşağı inmeye çalışırken o merdiven başlarına insanlar düşmesin diye düşünerek yaktığı mumları koyuyordu.
99 marmara depremi. ucuz malzemelerle yapılmış binanın 5. katı. antreden kapıya ulaşmak için koşma çabası. 2 metrelik yolda sağa sola çarpa çarpa yürümeye çalışmam... merdivenlerden inmeyi anlatmayacağım. alt kattaki zalim komşunun dışarıda bıraktığı oğlunu kucağıma alıp aşağıya zar zor inmiştim. kendimi bir anda burnum kanamış ve omuzlarım morluk içinde bulmam... olaylar sakinleştikten sonra alt komşunun oğlunu ondan habersiz indirmem konusunda bana ailesiyle linç girişimi...
17 ağustos u değil ama 27 haziran adana -ceyhan depremini yaşamış biriyim de şurda yazılanları görünce kendi adıma yazmasam daha iyi olur diye düşündüm.bizimkisi biraz korktuğumuz bir şeydi o kadar.biz can kaybetmedik ama kaybedenler kadar üzüldük yinede.tüm kaybedenlere yitirilen canlara selam olsun.sorumluların canı cehenneme...
depremden sağ kurtulduktan sonra klostrofobik olarak hayata devam eden, sevdiklerini kaybetme korkusunu yaşadığı için etrafındakilere daha bir sıkı sarılan yazarlardır.
çadırkenti, katalitik sobayı, hasar tespit komisyonunu, kira yardımını, toz ve ceset kokusunu iyi hatırlayan ama memleketinin eski halini sadece fotoğraflardan hatırlayabilen yazarlardır.
üzerinden yıllar geçmesine rağmen neredeyse her gün "deprem mi oluyor" diye telaşlanan, en ufak kıpırtıda anlık beyin felci geçiren ve en hafif sallantıda zırıl zırıl ağlayan biri olarak ben de bu gruptayım. sanırım bi psikologla görüşmem mantıklı olurdu ama sanki yaşamımın bir parçası gibi artık bu korku.
keşke hiç olmasaydı, hala zerre ders çıkarmış değiliz.
deprem degil bina öldürür.
binanın oturdugu zemin çok önemlidir.
Unutmayın!Önceden hazırlıklı olmak,hayat kurtarır!
En Erken Uyarı Sistemi, Belleğinizdir!