yeraltındaki tabakaların hareketleri sonucu olan yer sarsıntısı. bu tabaka hareketleri sadece yer sarsıntısı olarak değilde tusunami olarakta görüle bilir. ama ne olursa olsun sonuçu ürkütücü ve üzücü oluyor. olmaması temennimiz ama doğayı kontrol etmek imkansız. eğer biz doğayı kontrol edemiyorsak üzülmemek için bizim doğaya ayak uydurmamaız gerekiyor.
insanın neresi acırsa canı ordador derler ya deprem de nerede hissedilse oraya aitmiş gibi lanse edilir hep.
misal istanbul'da hissettiniz depremi.
tamam. kesin istanbul depremidir o.
bursa, kocaeli, tekirdağ olamaz.
yav bir durun soluklanın, hemen sahiplenmeyin kardeşim depremi. *
Deprem, sarsıntı anlamına gelir. üzerine bastığımız kütlenin bir sıvı üzerinde yüzmesinden kaynaklanır. devamlılık gösteren bir durumdur. ancak siddeti yüksek olunca farkedilir. onu durdurmak gibi bir önlem sözkonusu değildir. sadece sığınma alanları daha sağlam yapılarak ve belli eşyalar sabitlenerek depremin zararı en aza indirilebilir. ayrıca trt teleteks 199. sayfaya girilerek ülkemizdeki 3 ve üzerineki depremlerin merkezleri takip edilebilir.
istanbul belediye başkan adaylarının üzerinde en çok durduğu konu. hepsi deprem ile ilgili alınabilecek önlemler hakkında proje üzerine proje üretiyor... diye yazabilsek ne güzel olurdu di mi? ama kimin umrunda. adaylar birbirini suçlamakla meşgul. istanbul deprem bekliyormuş, yerle yeksan olurmuş, kimin umrunda. tey tey tey.
tam şu dakika içersinde eskişehirde hissedilmiş olay.
bitti hatta 1-2 saniye bile sürmedi ama çok, çok kötü bir şey abi bu! götümden terler akıyor her seferinde. her an ölebilme hissi uyanıyor o iki saniye içinde insanın içinde.
26 ocak 2009 tarihinde 14:10 sularında bursa'da hissedilen hadise. umarız merkez üssü bursa'dır, zira burada bu kadar hissedilen şey kilometrelerce uzakta önemli ölçüde yıkıntı yaratabilir...
saat 22.23'te kayseri erkilet'te meydana gelmiş ve benim evden hızlı bir şekilde kaçmama neden olmuş kötü olay. sanki birisi koltuğuma tekme attı. masam, monitörüm etrafımda ne varsa çok pis sallandım birinci katta oturmama rağmen...
evimiz vardı yok
kapımız vardı yok
kapımız yok
bacamız yok
kar yagıyor ustumuze
usuyoruz coluk cocuk...
sesimizi duyan gelsin
gelip bize bir el versin
allahını seven gelsin
gelsin...
daha fazla soze gerek yoktur hele ki bu dizeleri su an aglayarak yazıyorken...
mükemmel baslara, süper davul ataklarına, zekice sözlere sahip malt şarkısı. harika da bir klibe sahiptir. elemanın demet evgar'a çaktığı omuz olayı bitirir zaten! klibin yönetmenliğini davulcuları yapmıştır. sevilesi, deli gibi dinlenilesidir.
edit 1: o nasıl bir bas girişidir be?
edit 2: demet evgar'a omuz atan abimiz ertan saban'mış.
ankaralılar için ulan nasılsa yıkılmaz burası deprem bölgesi değil dedirten ama içten içe acabalar yaratan yaratan doğa olayı. acaba yıkılır mı ki ya deprem bölgesi değil diyolar ama psikolojisi daha beterdir.