Canımızı çok yaktı. ilkokul 4 ten sonra kesinlikle coğrafya ve jeoloji dersleri şart. Bilsek böyle yarak kürek binalar yapmayız hiç. Hükümetin en kolay feragat ettiği şey eğitim olduğu için bu cehaletimiz de kolay kolay temizlenmez.
Zengin fakir herkesi eşit şartlarda sıfıra indirgeyen hede. Paran olsa da işe yaramıyor zaten.
Bilgisayar oyunu gibi ta sil baştan bir şeyler kurmaya vs başlıyorsun.
Hem de ta sil baştan. Ateş yakmak, karın doyurmak levılından başlıyor sen hesap et.
yol açtığı yıkım uygarlıkları bile yok edebilecekken, övündüğümüz teknolojik gelişmelerin hala kendisini engellemekte yetersiz kaldığını görüyor ve acizliğimizi bir kez daha anlıyoruz.
La aq yarrak kafalılarına bak deprem beğenmiyolar. Şu şiddette böyle 1-2 saniye değil de 15 saniye sallasa istanbul'un yarısı aşağı iner. illa 7 şiddetine gerek yok. Ki onu da yaşadık. görürsün ananın canını o zaman.
her deprem olduğunda öncelikle aklıma gelen meçhul taksiciyle aramızdaki diyalog:
-deprem olmuş abi, bilgin var mı?
- keyifli keyifli sırıtarak '' biz hep sallanıyoruz be abi, hiç haberim yok''.
Bu gün gündüz vakti Akdeniz'de gerçekleşen ve buralara kadar gelen bir deprem oldu.
Evin bahçesinde üst kattaki oğlanın golden köpeğiyle benim köpeğim vardı. O saatte bahçedeler. Normalde evin içinde dolaşırlar. Alttaki teyzenin kedisi zaten hep evin içinde.
Deprem olduğunda yanılmıyorsam saat 3.35 civarı falandı. Deprem merkez üssü Antalya'ymış ama burada da bayağı hissedildi. Zaten o kadar uzak bir yerde değil.
Deprem olmadan hemen önce bizim telefonlarımıza yakınlarda deprem olduğuna dair bildirim geldi ama bizim köpeklerden ses yok. Bizimkiler depremden sonra havlamaya başladılar.