Emin olunuz ki bu kadar gündemi işgal etmeyecek bir konu olurdu. Hiç kimse valiye küfretmez aynı Marmara depreminde olduğu gibi kaderine terk edilen bir halk, yine kendi halkının gündeminden ve hafızasından kısa sürede silinip kendi kaderine terk edilmeye mahkum olurdu.
yapılan yardım çağrılarının 100 de biri yapılmazdı.
yozgat'ta hiç kimse askere ateş açmazdı.
yozgat'ta hiç kimse yardımları yağmalamazdı.
yozgat'ta hiç kimse polise ve gazetecilere saldırmaz, canlı yayın aracı taşlamaz ve yakmazdı.
yozgat'ta van'dakinin 3 katı yıkım ve ölü bile olsa şu an ki koparılan yaygaranın 10 da biri koparılmazdı.
yozgata yapılan yardımlar pkknın eline geçmezdi.
yozgat belediye başkanı kalkıp propaganda yapmazdı.
yozgat belediye başkanı çalışması gerekirken, kalkıpta devlete küfretmezdi.
uzar gider...
Şakirtlerin kafası karışacaktı, belki de kısa devre yapacaktı.
Kanal 7'de geçen gün bir tartışma vardı: Deprem Allah'ın kullarına bir ikazı mı diye. Muhtemelen tüm şakirtler afallayacaktı, Yozgat bu, hem alabildiğine Türk hem günah, zina, hile hurda bilmez; Türkiye'nin en bi müslüman, en bi muhafazakar ili, en bi temiz yerlerinden. Anti-gavur adeta. Neyin ikazı daha?
daha farklı olurdu. şöyle ki;
- ne bu kadar yardım talebi olur, ne bu kadar yardım edilirdi.
- insanlar metanetini korurlardı, bu durumda bile devlete laf atmaya çalışmazlardı.
- komşu ülkeler bile bu kadar yardım talebinde bulunmazdı.
- bu kadar gündemde kalmazdı.
"oh olsun iyi oldu." diyenler olmayacağı için gündem onlara cevap vermekle işgal olmayacaktı. devlet yine yetersiz kalacaktı ve yine basının yansıttığı kadarı bilinecekti. sözlükte ve sosyal medyada sataşmalardan çok dualar dolaşacaktı.
van'da bayram ilan edilirdi.
tıpkı istanbulun susuzluk çektiği dönemde otobüste kürt asıllı bir vatandaşımızdan duyduğum "haha öleceksiniz lan burada susuzluktan, ölün ahha" şeklindeki söylemin benzeri söylenecektir bazıları tarafından.
yozgat'ta da tıpkı van'da ki , erzincan'da ki , gölcük'te ki , varto'da ki gibi insanlar enkaz altında kalır , sokaklarda yaşar , tıpkı buralara giden yardımlar gibi oraya da yardım eli uzanırdı. hiçbir farkı olmazdı . insanları insan olarak görmeyenler için ise her zaman uydurulacak iğrenç bahaneler olurdu .
diyarbakır, hakkari, van, muş, bitlis, şırnak gibi yerlerden kamyonlara yüzlerce kişi bindirilip yozgata götürülür ve enkaz altında kalan insanların malları yağmalanırdı. sonra bu kişiler o bölgede kalır ve yardımları kendileri alırdı. yozgatlılar il dışına yapılan boktan binalara sürülür, şehir merkezini yağmaya gelen barzolar ele geçirirdi.
türkiye de yaşayan çoğu kişinin yapacağı iş farklı olurdu. *. *. *. **
misal ben :
--kızılay a sms hattından bol bol mesaj atar bağış yapardım.
--kurbanımı kızılay a bağışlar yozgat taki kardeşimin et yemesini sağlardım.
--şu andolapta beklemekte olan, giymediğim mont, pantolon, hırka, ceket, kazak ( kışlık hem de sıcacık ohhh misss. dolapta duruyor ) ne varsa hemen kargo ile gönderiridim.
-- kilerde bekleyen kışlık kuru gıda bakliyat vb. ( bizi diğer kışa kadar idare eder o kadar fazla yani. kilerde. ) ne varsa koliler hepsini gönderirdim.
--çeşitli bankalarda açılan hesap numaralarına bağış yapardım.
yaklaşık 9 yıldır devletimizin ve bazı aydın yalakalarımızın aman kürtler incinmesin, aman kürtler yanlış düşünmesin, aman kürtler, canım kürtler diye diye diye şimdi akıllara gelen ihtimal.
Nüfusunun çoğunluğu türk olan bütün illerde aynı sonuç olurdu:
kastamonu, Sinop, Çankırı, Bartın, Sinop, Yozgat, Karabük vs olsa , hepsi hapı yutmuştu...
pkk ya ayrımıcı deyip ayrımcılığın daniskasını yapan ırkçıların tespitidir. van nasıl ki türkiye cumhuriyeti toprağı ise yozgat ilimizde türkiye cumhuriyetinin toprağıdır.
böyle bir ayrım yapan pkk lı şerefsizlerden farkı yoktur.
