yazın çok sıcak, kışın üzerinde kahverengi bir duman eksik olmayan, sıkış tepiş, plansız, düzensiz -yeni yapılan şehrin üst kısımları hariç- her geçen yıl nüfusu artan, ev fiyatlarının hızla arttığı, sokaklarında eskisi gibi rahatça yürünemeyen bir ege şehri.
--spoiler--
laodikya kazı heyeti başkanı prof. dr. celal şimşek, çürüksu ovasının 3'te birini kapsayan bir gölün varlığını tespit ettiklerini, denizli adının bu gölden geldiğini öne sürdü.
pamukkale üniversitesi fen edebiyat fakültesi arkeoloji bölümü ve laodikya kazı heyeti başkanı prof. dr. celal şimşek, denizli adının, yörede yaşayan domuzlardan geldiği yönündeki inanışların doğru olmadığını, denizli adının yörede varlığını tespit ettikleri bir gölden geldiğini söyledi.
sazan krizi
denizli adının "tonguzlu" ve "tengizli" sözcüklerinden gelip daha sonra denizli'ye dönüştüğü yönündeki bilgileri, buldukları tarihi kanıtların yalanladığını söyleyen prof. şimşek, "laodikya ovasının ortasında bir göl olduğunu belirledik. bu göl ovanın 3'te 1'ini kapsıyor. uydu fotoğraflarından da tespit edilen bu göl ve menderes nehri sal taşımacılığı için kullanıldı. bu göl denizli adının nereden geldiğini gösteriyor. türkler göle 'deniz' derler. denizli adı da söylendiği gibi domuzlardan değil, bu gölden gelir. domuzlu, tonguzlu, tengizli şeklinde kelimeler uydurma. bölgede 11. yüzyıldan itibaren türk vardır. laodikya'nın adı önce ladik daha sonra ise denizli olmuş" diye konuştu.
denizli'ye adını veren gölün laodikyalılar ve hierapolisliler arasında sazan krizine yol açtığını söyleyen prof. dr. şimşek, şu açıklamaları yaptı: "antik dönemde yiyeceklerin en başında balık ve şarap gelir. burada hierapolis ve laodikya arasında bir problem yaşanmış. laodikyalılar söz konusu gölden sazan tutan hierapolislilerden, 'bizim sınırlarımıza giriyorsunuz' diye para istemiş. onlar da konuyu conventus valisi'ne aktarmış. ancak laodikyalılar o valiyi dikkate almamış. daha sonra konu imparator namzedi sayılan efes'teki prokonsüle taşınmış. bu da işe yaramayınca hierapolisliler sazan krizini imparator adrian'a aktarmış. m.s. 125 yılında geçen kriz, imparator adrian'ın 'balıklar için hierapolislilerden para alınmasın' emri ile aşılmış."
son yıllarda görülen belki de en efsane dolu yağışının yaşandığı şehir. neyse, akşam toprak kokusunu içime çeke çeke çamlığa yürüyüşe çıkarım artık. mis gibi.
iç anadolu'ya gidip gleiyorum Denizli'ye hayran kalıyorum.
izmir'e gidip geliyorum Denizli'ye sövüyorum.
Güzel şehirsin hoş şehirsin tamam da gezilcek görülcek hiçbir yer yok aq.
Sokakları ezberledim lan nerdeyse.
Çamlık kampüs e başka nereye gidelim yeter artık.
demografik yapısı tamamen bozulmuş bir şehirdir. insanlar keskin çizgilerle gelir düzeylerine göre mahallelere ayrıştırılmıştır. ne çınar eski çınar'dır? kocaman traverten döşenmiş bir meydan. ne ulus eski ülkende mülteci gibi hissedersin. çamlık ve kıbrıs şehitler öğrenci endeksli saçma sapan mekanlara sahiptir. fahiş fiyatlar filan. etmeyecek şeyler etmeyecek ücretlere satılır. saltak, halk caddesi, akonak trafikten geçilmez. arabası olan şehirden uzaklaşıp servergazi, yeşilköy, bereketli, yenişehir gibi mahallere taşınmıştır. dokuzkavaklar, sevindik ve karşıyaka en samimi yerleri olsa da oralarda eskisi gibi değildir. büyük şehir yapacağız ayağına bir şehir nasıl zikip sulanacaksa öyle boku çıkarılmıştır.
denizli aracın yoksa senide yok sayar.
Bugun baharın geldigini dibine kadar hissettirdi. Gece saat 12.00 - 01.00 arası amfi parkta tam bir saat leyla ile mecnun’un yavuz hirsizindan döndüre döndüre “göğe bakma durağını” dinlettirdi. Bu öyle bir gündü ki ismail abi’nin sekerparesini bulup fevkalade hislere gark oldugu gunu animsatti ve gecenin sonunda parkta sekerparesi giden ismail abi gibi huzunlendirdi. Bir farki vardi ne ben mecnundum leylami gordum ne de ismail abiydim sekerparemi buldum. Kendim uydurdum kendim avundum.
insanı gariptir, kendisi gariptir, tozu dumanı asla bitmez. Başka özelliği de burdan kurtulsanız bile sonunda geri dönmek zorunda kalırsınız. Resmen bataklık bir şehirdir kendileri.