denizli'nin adı ile ilgili hikayeden habersiz olmaktır. rivayete göre adı önceden domuzlu olan denizli'nin müslüman ahalisi, fi tarihinde dini nedenlerle bu adın değiştirilmesini ister ve domuzlu'ya en yakın isim bu ile verilir.
yok artık yanılgısıdır. çocuk yaşta denizli'ye gidene kadar devam eder ve her fırsatta, ''denizlide deniz yoksa neden adı denizli'' sorusu yöneltilip itina ile ebeveynler fitil edilir. hala denizli'de deniz olup olmadığını çözemeyen coğrafya özürlüler varsa onlara hiç birşey diyemiyeceğim.
sonu -lı, -li, -lu, -lü şeklinde biten yer isimlerinde bu tarz sorunsallarla karşılaşablirsiniz.
farz-ı misal, şişli'de şiş var sanmak ereğli'de ereğ var sanmak polatlı'da polat var sanmak şefaatli'de şefaat var sanmak erdemli'de erdem var sanmak elmalı'da elma var sanmak * karaisalı'da kara isa var sanmak şemdinli'de şemdin var sanmak bu böyle gider.
yunanların istanbulu kendilerine ait sanmasından daha kabul edilebilir bir sanıştır.. sanan kişiye evladım senin coğrafya hocan kimdi diye iğrenç bir soru sorulmasıda muhtemeldir.. *
hiç atlas karıştırmamış, ülkesinin coğrafyasından bihaber insanın düştüğü durumdur. hatta bazısı denizlide deniz olduğunda gayet ısrarlıdır:
x:denizli de deniz yok mu şimdi?
k:oha, yok tabi.
x:e niye denizli o zaman, ya yeme beni.
k:nası ya?*denizli, hani muğla ısparta aydın falan o civarda, sahil şeridini saysana bana egedeki?
x:izmir, antalya falan, e denizli de ortada işte
k:ha, peki, görüşürüz o zaman.***
pamukkale üniversitesine denizi var umuduyla gitme durumudur. ohh deniz, kum, güneş, kızlar diyerek giden tipler varmış. hayır bu ne biçim bi coğrafya yoksunluğudur be adam. insan açar bir haritaya bakar.