nihat behram'ın olanaksız $iiri. (bkz: ba$kaldırıyorum) albümünde ahmet kaya tarafından nasıl yorumlandığını dinlerken, arkada bir azalıp bir artan; ısrarengiz bir $ekilde yüreğinize çentik atan bir müzik ke$fedecek ve " du bi dakka ya nörüyoğruz? " demekten kendinizi alamayacaksınız, diyorum.
ne demeli şimdi
bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
onun kavradıkça derinleşen şarkısını
vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
ya görevin ne senin görevin
oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
senden gelen ısıyla koruyorsam
ne demeli simdi
ey serçelerin sabahlarla bölüştüğü cıvıltı
ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkati çeken hayal
kalbimi çevreleyen sevda gözeneği
acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
beni düşün öyleyse
beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
beni fitillerde başlayan bir fısıltı
anında ilk satırını yazarken bir bildirinin
kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
beni dar camlarda değil
bir bulutun seyrinde düşün
burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerin
dalga ve martı sesleriyle başlar, derinlerden eşlik eder orkestra, ortalara doğru bir kaç yerde inceden bir çoban kavalı duyulur.. şiir biter ve gittikçe hırçınlaşan hafiften bir marş girer, dövmeye başlar dalgalar karşı kıyıları.. kıyıya vuran her dalga az da olsa bir şeyler çalar kıyıdan, zamanın bizden çaldıkları gibi.. yüreğine sağlık usta..
demin ekşide görüp yeminimi bozarak tekrar dinlediğim , insanı alıp öte dünyalara götüren eser.
harika bir müzik , nefis şiir okuyan bir adam ve gerçekten güzel bir şiir.
daha ne olsun.
Ne demeli şimdi
Bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
Göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
Öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
Ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
Dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
Oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
Onun kavradıkça derinleşen şarkısını
Vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
Vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
Telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
Ya görevin ne senin görevin
Oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
Ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
Sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
Ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
Senden gelen ısıyla koruyorsam
Ne demeli simdi
Ey serçelerin sabahlarla doluştuğu cıvıltı
Ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkatti çeken hayal
Kalbimi çevreleyen sevda gözeneyi
Acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
Beni düşün öyleyse
Beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
Beni fitillerde başlayan bir fısıltı
Anında ilk satırı yazarken bir bildirinin
Kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
Beni dar camlarda değil
Bir bulutun seyrinde düşün
Burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerim
nihat behram yazmış; ahmet kaya can vermiş, yaşatmıştır.
nihat behram'ın buruk şiiri. ahmet kaya da bestelemiş zaten. hüzün üstüne hüzün.
ne demeli şimdi
bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
onun kavradıkça derinleşen şarkısını
vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
ya görevin ne senin görevin
oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
senden gelen ısıyla koruyorsam
ne demeli simdi
ey serçelerin sabahlarla bölüştüğü cıvıltı
ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkati çeken hayal
kalbimi çevreleyen sevda gözeneği
acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
beni düşün öyleyse
beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
beni fitillerde başlayan bir fısıltı
anında ilk satırını yazarken bir bildirinin
kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
beni dar camlarda değil
bir bulutun seyrinde düşün
burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerin