denizin ardı özgürlük

entry9 galeri0
    1.
  1. nihat behram'ın olanaksız $iiri. (bkz: ba$kaldırıyorum) albümünde ahmet kaya tarafından nasıl yorumlandığını dinlerken, arkada bir azalıp bir artan; ısrarengiz bir $ekilde yüreğinize çentik atan bir müzik ke$fedecek ve " du bi dakka ya nörüyoğruz? " demekten kendinizi alamayacaksınız, diyorum.
    2 ...
  2. 2.
  3. ne demeli şimdi
    bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
    göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
    öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
    ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
    dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
    oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
    ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
    onun kavradıkça derinleşen şarkısını
    vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
    vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
    telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
    ya görevin ne senin görevin
    oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
    ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
    sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
    ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
    senden gelen ısıyla koruyorsam
    ne demeli simdi
    ey serçelerin sabahlarla bölüştüğü cıvıltı
    ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkati çeken hayal
    kalbimi çevreleyen sevda gözeneği
    acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
    beni düşün öyleyse
    beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
    beni fitillerde başlayan bir fısıltı
    anında ilk satırını yazarken bir bildirinin
    kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
    beni dar camlarda değil
    bir bulutun seyrinde düşün
    burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerin
    3 ...
  4. 3.
  5. dalga ve martı sesleriyle başlar, derinlerden eşlik eder orkestra, ortalara doğru bir kaç yerde inceden bir çoban kavalı duyulur.. şiir biter ve gittikçe hırçınlaşan hafiften bir marş girer, dövmeye başlar dalgalar karşı kıyıları.. kıyıya vuran her dalga az da olsa bir şeyler çalar kıyıdan, zamanın bizden çaldıkları gibi.. yüreğine sağlık usta..
    1 ...
  6. 4.
  7. demin ekşide görüp yeminimi bozarak tekrar dinlediğim , insanı alıp öte dünyalara götüren eser.
    harika bir müzik , nefis şiir okuyan bir adam ve gerçekten güzel bir şiir.
    daha ne olsun.
    3 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. sözleri:

    Ne demeli şimdi
    Bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
    Göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
    Öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
    Ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
    Dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
    Oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
    ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
    Onun kavradıkça derinleşen şarkısını
    Vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
    Vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
    Telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
    Ya görevin ne senin görevin
    Oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
    Ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
    Sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
    Ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
    Senden gelen ısıyla koruyorsam
    Ne demeli simdi
    Ey serçelerin sabahlarla doluştuğu cıvıltı
    Ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkatti çeken hayal
    Kalbimi çevreleyen sevda gözeneyi
    Acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
    Beni düşün öyleyse
    Beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
    Beni fitillerde başlayan bir fısıltı
    Anında ilk satırı yazarken bir bildirinin
    Kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
    Beni dar camlarda değil
    Bir bulutun seyrinde düşün
    Burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerim

    nihat behram yazmış; ahmet kaya can vermiş, yaşatmıştır.
    4 ...
  11. 7.
  12. Öbür tarafta dünya'dan ne anladın diye sorarlarsa; bu şiiri okur atarım kendimi yere.
    3 ...
  13. 8.
  14. insan kaçakçılığı ile para kazananların en eski ve en etkili cümlesi.
    0 ...
  15. 9.
  16. nihat behram'ın buruk şiiri. ahmet kaya da bestelemiş zaten. hüzün üstüne hüzün.

    ne demeli şimdi
    bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
    göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
    öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
    ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
    dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
    oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
    ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
    onun kavradıkça derinleşen şarkısını
    vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
    vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
    telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
    ya görevin ne senin görevin
    oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
    ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten
    sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
    ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
    senden gelen ısıyla koruyorsam
    ne demeli simdi
    ey serçelerin sabahlarla bölüştüğü cıvıltı
    ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkati çeken hayal
    kalbimi çevreleyen sevda gözeneği
    acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
    beni düşün öyleyse
    beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
    beni fitillerde başlayan bir fısıltı
    anında ilk satırını yazarken bir bildirinin
    kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
    beni dar camlarda değil
    bir bulutun seyrinde düşün
    burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerin
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük