uyumaya çalışırken, kendini deniz dalgalarının ortasında hissetmek yüzünden .-olabilir
sanki yatakta degil, sırtüstü denizde uzanıyor gibisinizdir.
uyku tutmaz ya da beşikte gibi sallanıyormuşçasına uykuya dalınır.
böylesi güzeldir ama..
oynak dalgaların sesi kulağınızı okşuyordur hala ve çıplak bedeninize çarşafın serinliği yetmiyordur. aklınız kumsaldaki iğde ağaçlarında kalmıştır. uykunuzu bir martı alıp dağa kaçırmıştır. siz artık yosunların koynunda bir düşün esirisinizdir.
hele yat gezisinden gelindiyse daha feci bir durumdur. hem kumsaldakinden iki kat fazla yanmışsınızdır, hemde bütün gün sallanmanın verdiği alışkanlık gece de devam eder. sarhoş olduktan sonra yatakta kıvranıp durmaya benzer. ikisinde de etraf bir türlü durmaz döner, durur....
hele bir de deli gibi du yutmuşsan ve sırtın yanmışsa uyumak mümkün değildir. denge sağlanamaz, en incesinden tişört bile giyilemez. sabaha doğru sızmayı başaran bünye * birkaç dakika sonra 17 ağustos depremini yaşamış, perişan bir vaziyette dışarı koşarken anneden * şeklinde uyarı almıştır.
gözünüzü kapattığınız anda suyun içinde olduğunuzu hissedip nefes alamadığınızı hissedersiniz, hele bir de yanan taraflarınızın sızlaması cabasıyla birlikte sıkıntılı bi durumdur.
mevsim yaz dır, hava sıcaktır, genç kişi ise ilkbaharla birlikte harekete geçen hormonlarının etkisi altındadır hala. zor geçen bir kış tan sonra sahillere inilir, turist-yerli farketmez, amaç bellidir.
derken genç kişi sahaya iner ve bikinili, tangalı, mayokinili, üstsüz hatta altsız rus, alman, ingiliz ve türk cins i latifler le dolu plajda, gözünde siyah gözlüklerle akşama kadar seyrüsefer ettikten sonra odasına dönüp, yatağına uzanıp, gözünü yumduğunda beyninde canlanan olası manzaralar dikkate alındığında normal karşılanabilecek hadise.