çok saçma bir söz. nası yani şimdi diyelim ki babam denize giriyor sonra kayboluyor, sonra birdenbire çıkıyor bende çok acıkmışım sonra babamı yiyiyorum. anlamadım valla. en iyisi gidip hayat bilgisi ödevimi bitiriyim.
valla tarım ürünleri, ya hormonlu, ya ilaçlı, ya genetiğiyle oynanmış, ya ne şekilde hazırlandığı belirsiz, ya boyalı veya koruyucu dedikleri kanserojen madde dolu, ya tatsız tuzsuz sera ürünü. hayvansal gıdalar malum, tavuk 3 ay ayakta sabit şekilde dikilip ışık altında küspe yiyip stres dolu hayatının tüm adrenalini, kortizolüyle dolmuş. dana desen ha keza. bir tek deniz balığı var doğala özdeş. onu da yemezsek ne zıkkımın kökünü yiyelim kardeşim.
bir balık bulmuşlar. küçük, böyle kağıt gibi buruşuk derili, iki tane uzun sivri eğri dişiyle çirkin, şekilsiz bir şey. hiç yenilir, yutulur gibi değil. adı da drakula balığı konmuş. koca koca gözler filan, bööğğk.
deniz insanlarının söylediği, muhtemelen hayvan hakları savunucularını kızdıracak bir sözcük toplamıdır. küçükken adaların kıyılarına yüzerek kabuğunu kırıp yediğimiz deniz kestanelerini aklıma getirmektedir.