2020 yazında bir keresinde o açılmıştım ki kıyı gözükmüyordu neredeyse. Çok rahat yüzmüştüm ama. Deniz yatağını yakalamaya çalışıyordum ama ben gittikçe deniz yatağı da gidiyordu. Cankurtaran teknesiyle kıyıya gelmiştim. Herkes ayakta beni bekliyordu, ben de el sallamıştım başkan gibi. *
Sahilde “deniz çarrrrrşaf gibi” amcaları (ve teyzeler grubu) vardır ya; kör itin öldüğü saatte yüzerler falan.. onlar aslında haklıdır.
Sabah 8:30’dan önce denizde bir akıntı olmuyor. Bunlar da, kelleleri yanmasın diye takarlar şapkaları, ağır aksak 2-3 km açılırlar. Kadınlar ayrıca günlük dedikodularını da bu zaman aralığında hallediyorlar.
Fakat burada önemli bir faktör var, o da döneceğin saati doğru belirlemek. Çünkü çok belli, çok kesin bir saatte akıntı başlıyor ve sizi açığa atıyor. Yoruluyorsunuz ve en sonunda 2 yaz evvel sakine teyze’nin kocasının yaptığı gibi, eşiniz sizi 28 gün sonra karşıdaki yunan adası’nda aramayı aklına getiriyor.
Bir de, yine ege-akdeniz gibi sahillerde başka bir mevzuya rastladım, bir defalık..
Kendi grubundan bile ileri açılan (eşittir: şahit yok) teyzelerden biri, geçen yaz olması lazım, denizde bir balina ile göz göze geldiğini iddia etti.. biz de, yok ebesinin a.ı falan dedik ama kadın net tarif verdi. işte şu kadar gözü vardı, birbirimize baktık, çok korktum, sonra o kendi yoluna gitti, falan diye..
Kadın bir daha o kadar açılmadı, grubundan ayrılmadı, sonrasında da bunama emareleri göstermedi ve dolayısıyla biz kontrpiyede kaldık. Yalan da olabilir, belki bir ihtimal, gerçek de..
Tehlikeli iş. Ben kolay kolay açılmam. Yanımda illah biri olacak. Kramp falan girerse al başına belayı. Bir keresinde Mudanya Armutlu arası yüzecektik arkadaşla sonra cesaret edemeden döndük.