sahilden yüzerek kıbrısa gitme hayallerimi yarıda kesmeme neden olan amcalardır. Beyaz şapkalarının büyük gizemi kafamdaki tüm kıbrıs düşüncelerini alt üst ettive beni derin bir şekilde kendine çekti. şapka ve amca beni denizin bir ucuna doğru kulaç atmaya zorladı. çırpındım, yırtındım ama ne amcaya ne de şapkaya ulaşabildim. ve bu yıllar boyu gizemini sürdürmeye devam etti. amca ve şapka her gün saat altıda denizin derinliklerinde görülmekte ve esrarengiz bir şekilde kaybolmakta.
bugun denize girerken gördüğüm bir amcayı daha sonradan kaybettim derinlere gitti sonra ben çıkarken kıyıya ambulans geldi amcayı dalgalar yerden yere vurmuş o kadar derinlere gitti bir şey olmadı kıyıda boguluyormuş hayata bak anasını satayım.
karada beyaz şapkalı ve kolsuz atletleriyle gördüğümüz emekli subay amcalardır. denize girince on kaplan gücünde olurlar. ufukta nokta olana kadar gözden uzaklaşıp saatlerce orada kalıp sonra geri dönerler ve bunu her gün yaparlar. sırları henüz çözülebilmiş değil.
yanına gittiğiniz anda sizi kendi ülkesine misafir etmiş gibi karşılayan amcadır. denizden çıkana kadar en yakın dostunuz olmuştur. denizden çıktığınızda bulamassınız o amcaları sanki hep orda yaşıyorlar gibi hissedersiniz.
evde oturup tv izlemekten sıkılıp,denize gidip kıyıda yüzüp milletin sesleriyle uğraşacağına,metrelerce gidip kafasını rahatlatan adamlardır. bir kaç dakika huzur bulur o adamlar.
ben bazen görüyorum böyle amcalar. esrarengiz bir şekilde deniz kıyısından bir açılıyorlar bir açılıyorlar gidiyorlar bayağı bir uzaklara. bildiğin samatya sahilinden bile açılanlarını gördüm. hiç yorulmuyorlar da. genelde kel kafalı ve göbekli oluyorlar.