bir meslek olarak değil de, bir yaşam tarzı olarak karşımıza çıkar bu. çünkü şundan,
her meslek kendi kişiliğini belirler. bir mesleği uzun süre yaparsanız kişiliğiniz de ona göre değişir büyük ölçüde. başka bir deyişle; kişiliğimize göre meslek seçmiyoruz. mesleğimiz kişiliğimizi belirliyor. maalesef.
her mesleğin kendine gör kriterleri vardır. avantajları vardır. dezavantajları da vardır. toplumdan topluma değişir bu. denizciliğin avantajları;
1.çok para kazanırsınız,
tabi bu çok para insanı hemen cezbedebilir ama bahsettiğim türkiye şartlarına göre alınan maaş. genelde dolar üzerine endeksli bir sektör olduğundan enflasyona maruz kalmazsınız. hele ki bekarsanız, ne kira verirsiniz, ne elektrik faturası, ne su faturası. yemek zaten en kalitelisinden gemi tarafından karşılanır. ama telefon parası ile o faturaların bir kısmı resetlenir ya neyse... yeterliliğinize göre 2000$-5000$ arası bir ücret alırsınız (tabii ki okulunu okuduktan sonra. aksi taktirde, personel iseniz 700$-1000$ arası)
2.dünyayı gezersiniz,
şimdi bu son dönemde kalmadı. gelecekte hiç olmayacak. eskiden yükleme-boşaltma sistemlerinin zayıflığı gemilerin limanda yani aslında karada kalma süresini arttıyordu. artık o kadar hızlı yapılıyor ki bu operasyonlar, denizcilier dışarıya çıkamıyorlar bile. ama yine de (bir sayı vermek çok güc) orta büyüklükteki bir kuru yük gemisinde ortalama bir limanda (ne demekse) gemi 4-7 gün kalır. bu süre içinde o ülkede dilediğinizce dolaşabilirsiniz.
3.sorunlardan kaçarsınız (yersen)
"hayatınız denizlerde geçmiş, zor olmuştur, nasıl katlandınız?" demişler uzakların kaptanına. o da "asıl siz demiş, bu hayata nasıl katlandınız?". yani uzaklaşamıyorsunuz aslında. yine aynı yerdesiniz. zihniniz sizinle geliyor. en azından gürültüden uzak.
dezavantajları;
1.hasrelik çekersiniz,
yaşamdan uzak bir hayat sürer, özlersiniz. bunu kelimelerle anlatmak pek mümkün değil. askerlikten tek farkı, orada zoraki durursunuz. kafanız istediğinde çıkıp gelemezsiniz. gemide ise, para için aslında oradasınızdır. ne zor.
2.fiziken yorulursunuz,
yeri gelir, soğuktan sıcağa 1-2 gün içinde geçersiniz, günde 18 saat çalışırsınız. fırtınada gemi bir hafta boyunca beşik misali sanllnır ve ne olduğunuzu şaşarsınız. uzatmayalım. götünüzden ter akar.
3.asosyal bir manda olursunuz.
kendinize ayıracak vaktiniz çok olsa da, uzun süreler yanlız kalsanız da eve geldiğinizde neleri kaçırdığınızı düşünmeye başlarsınız. konserler, sinemalar, tiyatrolar, güncel olaylar, sivil toplum örgütleri vs...
daha çok iyi yanı ve kötü yanı var bu mesleğin lakin bu biraz radikal bir iş. her yönüyle zor, her yönüyle farklı. insanların ulaşmak için çabaladığı birçok şey edlinizin altında; ama insanların hep elinde olana siz açsınız. şunun gibi, insanlar bir şekilde ekmeği buluyor, amaç pasta almakta/alabilmekte. oysa denizcilerin her zaman pastası var. dilediğince... ama ekmek için çabalıyor o da...
''davulun sesi uzaktan hoş gelir'' atasözünün cuk oturduğu bir meslek türüdür. aslında meslek demek yersiz olur zira denizcilik, bir yaşam tarzıdır. evden çıkıp, yedi ay dönmemektir. genelde, denizciler hakkında en çok üretilen dedikodu ''çapkın oldukları'' ve her limanda bir sevgili tandanslı geyiklerdir. ancak bu durum maalesef yalandır. gelişen teknolojiyle birlikte gemilerin de limanda kalma süresi oldukça kısalmıştır zira.
ama şunu da bilmek lazım ki, maddi açıdan oldukça tatmin edici bir meslektir. gemide parayı yiyecek bir yer bulamadığınızdan dolayı, paranız çok rahat birikir. iyi ve kaliteli bir mühendisin on senede kazanacağı parayı siz en fazla dört senede kazanabilirsiniz. tabi ailenizden ve sevdiklerinizden uzak kalmayı göze almanız şartıyla.
DENiZCiLiK kuruluşlarımızı şu haber de aşka getirmezse başka hiçbir şey de getirmeyecek demektir: Yunan armatörlerden Gerasimos Agudimos istanbul'da ingilizce çıkan " Daily News " gazetesiyle Türk yatırımcılara çağrıda bulunmuş ve ülkesindeki denizcilik şirketlerinin her biri 80-100 milyon Avro eden gemilerinden çoğunu yarı fiyatına satışa çıkardıklarını duyurmuş. Kriz yüzünden kredi taksitlerini ödemekte sıkıntı çekenler ellerindeki yolcu gemileriyle feribotları satıyorlarmış. Limanlar arası tarifeli sefer yapan şirketler de satılıkmış.
" Üç tarafı " diye nutuk atmaya bayılan, ama üç tarafın kıyısını yolcu gemisiz bırakan denizcilik dünyamız için müthiş fırsat değil mi?
O kıyıların insanları ki, başta Karadenizliler olmak üzere, kendi yörelerine özgü bir deniz yolculuğu kültürü geliştirmiş ve neredeyse bütün yaşamlarını o yolculukların anılarıyla süslemişlerdir.
Aksu, Güneysu, Ege, izmir, Ankara, Tarı, Cumhuriyet gibi vapur adları kolay unutulur mu? Marmara ve Ege'den ta iskenderun'a kadar Akdeniz seferlerinin iç turizme katkısı da unutulmaz.
Ama şimdi o insanlar, yanı başlarındaki deniz dururken her yana otobüsle gitmek zorunda kalmış durumdalar. Yunanların satış furyası yeniden denize dönmek için değerlendirilemez mi?
Ama, Yunan donatanlarından alınabilecek olan, sade ucuz gemilerden ibaret olmamalı. Onların adalar arasını dantel örer gibi yolcu seferleriyle nasıl ördüklerini, kıyılara uygun ne gibi gemi tipleri bulduklarını, iskeleleri işgal etmemek ve yolcuya vakit kazandırmak için ne tür yanaşma kolaylıkları sağladıklarını öğrenmek de yararlıdır.
Kullanamadığımız bir denizde başkalarının gidip gelişine tatil köylerinden bakmakla yetinmek utanç verici bir uyuşukluk değil mi?
Kıyı yolculuğu ve taşımacılığında geri kalışımızın nedenini yalnız denizcilik kuruluşlarımızın ve donatanlarımızın hatalarında aramak, bir başka eksikliği göz ardı etmek olur. Gemi yapım mühendislerimiz yabancıların siparişleri istenen biçimde karşılamakta gösterdikleri başarıyı ne yazık ki bu ülkeye uygun yerli gemi tipleri bulmakta göstermiş sayılmazlar. Bunu başarırlarsa deniz yolculuğunu benimsetmeye büyük katkıları olacağını bilmelidirler.
Uygarlıkların gelişmesinde çok büyük payı olan ulaştırma yollarından biridir. Gemide çalışan için, " özlem, ayrılık ve uzaklıktır. " Karada olan birisi için ise denizcilik ulaşılması ve yapılması zor olan bir iştir.
madenciklikten sonra dünyanın en son mesleği olduğu söylenen, makinacıların gök yüzünün rengini unutmamaları için apoletlerinin ortaları mavi düşünülmüş, gerçekleşen çocukluk hayali mesleğim.
yalnızlığı iliklerinize kadar hissettiğiniz, sevdiklerinizin hayatında konuk oyuncu rolü oynamanıza sebep olan, içki ve sigara müptelası olmanıza büyük katkılar sağayıp, 25 yaşında bembeyaz saçlara sahip olarak yazlık üniformanızı kombine ettiğiniz, çok ama çok uzaklarda olmanızdan mütevellit hayattan bi haber olmanızı sağlayan mesleğim pardon yaşam tarzım. maaşı fazla olabilir ama üç günlük ömrü denizlerde noktalamak kolay iş değildir biz bi hata yaptık siz yapmayın.
Çok çok eski yıllardan günümüze kadar ulaşan, insan var oldukça var olacak, çeşitli alanlara yayılan yaşam tarzıdır. Uluslar arası denizcilik örgütünün kısaltması IMO' dur. Denizciliğin en bilinen alanı ise gemiciliktir. Hani halk diliyle çok para kazanan, her limanda sevgilisi olan kısım. Bence en zor olan alanda gemiciliktir. Evet, fazla para kazanırlar ama çok zor şartlarda. Bu mesleği yapmak isteyen, eğitimini almak isteyenlere önerim bir anlık heves ile bu yaşam tarzına atılmasınlar. herkes yapamaz bu işi. Fedakarlık ister, cesaret ister, yürek ister... Sonrasında çok çok pişman olabilirler. Severek yapanlar için ise sorun yok tabi. Dünya onlara güzel. bu işinde çok güzel yönleri var.
Bir meslek olarak yorumlanamayacak yaşam tarzı. Gerçekten bir meslekten daha ötedir denizcilik bir cezadır aslında insana bir zulümdür hayattan kopuştur yaşamdan uzaklaşmaktır mutsuzluklardan hayal kırıklıklarından kaçış için sığınılan liman seçilen meslektir. Çocuk yaşta denizci olduk be sözlük 14 yaşında girdim ben denizcilik meslek lisesine çocuktuk daha bilmiyorduk ki uzakyol kaptanlığı neymiş bilmiyorduk ki ömrümüzü altı aylık kontratlarla armatörlere satacağımızı o zamanlar deniz demek vapur demekti bize sonra öğrendik nedir denizcilik doğumlara ölümlere geç kalmak nedir sonra öğrendik.
sağlamından bir süvari bey ilen 3-4 metrelik kayık kurtarma operasyonu yapmışlığım var sahilde. kendimi kürek çeken köle gibi hissetmiştim o kayığı kurtarırken. o kadar teknik konuşup, bağırırsan tekneyi sırtlanır giderim daha rahat.