denizi seven denizde çalışan ve muhtemelen denizde ölecek olan insandır gemi adamı olarakta tabir edilir bu insan karada yaşayınca adeta erir biter mutsuz olur ama deniz çıkınca mutlu olur kendine gelir.
(bkz: oldu gazoz ağacı)
her denize çıktığında karayı özleyip, karaya çıktığında da sudan çıkmış balığa dönen, bütün tanıdıklarının hayatında da misafir oyuncu rolünü üstlenmiş insanlar topluluğu...
Jean Genet'in ayrıntı yayınları tarafından basılan romanı.Yazardan beklendiği üzre eşcinsellik,suç,şiddet,aşk,nefret gibi konuları en sivri biçimde ele alır ve sınırlarla oynar.Psikolojik açıdan okumakta zorlanılabilir.Bu romanın bir filmide çekilmiştir.
denizde yaşayan çapkın yaratıklardır. kitaplarda, filmlerde gördüğümüz üzeri acayip piç olurlar. yanlış anlamayın hemen; hatunların efendi erkek yerine piç tercihi meselesi. yani çok kız kaldırırlar demeye getiriyorum. ayrıca genelde rahat insanlar olurlar her şeyi kafalarına takmazlar... en azından öyle düşünüyorum.
denize karadan bakmak ile
>denize denizden bakmanın farkı nedir
>bilirmisin
>deniz:
>
>elveda demenin buyrukluğunu
>mavinin tonlarıyla avutmaktır
>sevdiklerinden
>her saniye uzaklaşıp
>yine her saniye
>onları göreceğin güne yaklaşmaktır
>özlemin adını
>sözlükten daha iyi
>telafüz etmektir
>
>sensizliğe
>şiirler yazmaktır
>dört mevsimi
>bir bavula sığdırmaktır
>hayal bile edemeyeceğin
>uzakların
>okadarda uzak olmadığını
>bilmektir
>mavi ile yeşilin
>sarhoş olduğu yeri
>360 kertede görmektir
>kimsenin bilmediği
>bir dili konuşmaktır
>yakamozun her
>rengini görmektir
>yokluğunda
>sevgi gibi acıtmasıdır
>
>deniz:
>en kara bulutları
>en sert rüzgarları
>en büyük dalgaları
>insanlarla uğraşmaya
>tercih etmektir
>sancak ve iskeleyi
>adını bilmediğin bir yıldızdan almaktır
>
>gerçek kuzeyi bilmektir
>
>ülkeni
>dünyanın her yerinde
>temsil etmenin gururudur
>kendi yazdığın efsanelerin
>baş rolünü oynamaktır
>her limanda bir sevgili değiminden
>nefret etmektir
>deniz:
>insanın düşünce balonlarıyla
>dolaştığı yerlerdir
>deniz tutmasını
>alkol sarhoşluğuna
>benzetmektir
>
>yokluğun aslında
>nasıl bir erdem olduğunu
>keşfetmektir
>
>fırtınanın hayallerini
>yenemeyeceğine
>inanmaktır
>ufka bakıp
>dünyayı küçümsemektir
>deniz:
>hep geleceği düşünüp
>bu günü harcamaktır
>
>keşke belki kelimesini
>aklından çıkarmaktır
>uykulardan kanter içinde uyanıp
>dua etmektir
>sabretmenin erdemidir
>
>deniz:
>tanrıyla buluşmaktır
>
>insanın
>inandığı herşeyin
>aslında bir yalan olduğuna
>inanmaktır
>
>ölmekten korkmamaktır
>duvarın bir kenarına çöküp
>ağlanacak haline ağlamaktır
>hayatinda birkere bile olsa
>gidip bir daha dönmemeyi̇
>düşünmektir
>
>deniz:
>doğumlara ve ölümlere geç kalmaktır
>insanın yanlız doğduğunu
>ve yine yanlız öleceğini
>hatırlamaktır
>bir son varsa
>sonuna kadar gidilecek
>yerdir
>
>deniz inanmaktır
>yaşamaktır
>
>sevmektir ölesiye sevmektir şimdi söyle
>sen karadaki sen denizi sevdiğinimi zannediyorsun...
denizci 4 mevsimi bie bavula sığdıran insandır. geleceği için bugünü yaşayamayan insandır.
dünyayı gezerler fakat . genede tam bir mutlu olamazlar .çünkü ,her zamn yalnızdır, samini bir dostu sevgili olmadan gezmek. ne kadar gezmektir.
vakti zamanında tattık efendim. Hani şu kıçına deniz suyu değen bırakamaz lafı vardır ya, 6 senedir karadayım memuriyet vesilesiyle, ama aklım fikrim hep o ucunu bucağını göremeyip radarla gözle dürbünle "hiçmi insan yok bu koca okyanusta aq" dediğim günleri özlediğimi hatırladım. Ahhh ahhhh, ne olurdu o salakçasına laf olsun dye girdiğim kpss den puan alamasaydım bea....
seviyorum denizi vesselam.
özlemlerin, zorlukların, maceraların insanıdır. bazı şeylerden kazanırken, birçok şeyden de kaybeden insandır. kara şartlarına göre çok güzel maaş aldıkları açık bir gerçektir, fakat hemen hemen hepsi "değer mi ulan?" sorusunu sormaktadır kendisine denizdeyken. peki ne için değer mi? bütün sevdiklerini arkanda bırakmaya, ömrünün belki de en güzel yıllarını yaşayacakken bunu denizde harcamaya, her gece yatağa uzandığında "kötü birşeyler oldu karada galiba" hissine kapılmaya değer mi? eksileri ve artılarının çok olduğu bir mesleği yapmaktadılar. tartıya koyduklarında ağır basan taraf her zaman degismektedir. deniz suyu kaçmıştır bir kere g.tlerine. ben "denizciyim" demiştir bu insanlar ve olay artık kopmuştur. topraktan gelip toprağa gidecek bir canlı olduğu halde suda yaşamayı inatla sürdüreceklerdir. evliliklerine, dostluklarına, arkadaşlıklarına her dönüşlerinde aynı insanlarla yeniden başlayan insanlardır. ortada uzun süre yok olmasının vermiş olduğu bir özlem, ondan habersiz değişen birçok şey bekler onları her dönüşlerinde. acılar, mutluluklar, doğumlar, ölümler...değişmeyen tek şey kendi hissettikleridir.
yazacak anlatacak çok şeyleri vardır, fakat onların bir çoğunu anlamak için denizci olmak lazımdır!!!
karadayken denizi, denizdeyken karadan daha fazla özleyen karaya çıktıgında 1 ay kendine gelemeyen tam kendine geldiginde tekrar denize dönen testestoron seviyesi oldukça yüksek çetin,mücadeleci bireyler.