adam zikinin keyfine gel sana bir tur attırayım dememiştir. göreve giderken onu atmıştır denizaltının arkasına götürmüştür. denizaltıya bir kişi fazla bindi diye ne fazla yakıt harcanmıştır ne de devlet malına zarar verilmiştir.
sonuç olarak denizaltı mücidi olan almanları bile bilimum tatbikatlarda göt gibi bırakan denizaltı komutanıdır. ancak türkiye gündemine oturabilmek(!) için ancak bu tarz olaylara gerek vardır.
-hacı keyfin kaçtı galiba. hayrola?
+bi şey yok.
-söyle be. yüzün tezek gibi.
+olum, buyur gel. keyifli vakit geçiririz dediydin, getirdin soktun denizaltına. ben de sandım ki beyoğlu'nda tur atıp bi şeyler içeriz. oradan gecelere akarız.
-dert ettiğin şeye bak. istersen çekeyim dolmabahçe'nin oraya. oradan da gecelere. hı? ne dersin?
+bırak allasen ya. işin gücün hava atmak. beni bizim evin orada bırak.
-oldu mına koyim. istersen bi de domalayım. olum sizin ev eskişehir'de. nası bırakacam seni?
+bilmem artık. onu yanına çağırmadan önce düşünecektin.
-suç bendeki çağırdım... hişşştt, gelsene lan. dürbünle felaket etek altı yapılıyor.
+çekil bi bakam.
denizaltını ve meslek hayatını bi tarafına kaçırmayı göze almış yüksek rütbeli askerdir.
unuttuğu nokta "asker" ve askeri kurallar olmuştur. onun içi kural koymak değil kuralları uygulamak ve uygulatmaktır.
gerçi şu da var, denizaltına hatun da atabilirdi. o zaman durum daha vahim olacaktır.