Deniz çakır stratejik bir tercih çünkü kendisi yakın zamanda eşkıya dünyaya hükümdar olmaz adlı dizide karadenizli bir silah kaçakçısı olan reis lakaplı hızır çakırbeyli ile evliydi. Yapımcı özel hayatının dizinin hedef kitlesinde rahatsızlık yarattığı ve kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini söylediği halde deniz çakır duruşunu kimse için değiştiren biri değilim dediği için dizi ile yolları ayrılmış biri.
Aynı dizi daha önce de alkol alırken fotoğraf çekileceği sırada rakı bardaklarinin kaldırılması ile gündeme gelmişti.
Özetle dindar kesim deniz çakır hakkında daha önceden bu olayla da tanındığı için seçilmiş olabilir.
'Başörtülü kadınlar barda içkiden rahatsızlık duydu. Deniz Çakır, masadaki arkadaşlarına 'Burası Atatürk Türkiyesi, içtiğime-çektiğime ne karışılıyor burası Arabistan mı?' dedi'
işte bundan korkuyordum. azmaya başladılar. demokrasi dediler özgürlük dediler istedikleri her şeyi serbest bıraktırdılar ve şimdi başka düşüncelere zulümler başladı.
100 mumluk ampule yarım metre mesafeden bakıp, sonra gözlerimi ampulden ayırıp bu kadının gözlerinin içine baksam o gözleri yine görürüm. ateş ediyor ateş.
tam benim kafadan bu kadın, atatürk türkiye'si istiyor. biz bu kadınla bi cumhuriyet kursak yeni zelanda kıskanır bizi.
iki türbanlı deniz çakır'a laf atacak cesareti nereden buluyor? kime güveniyor bu bacılar merak ediyorum. olayın şahidi olan iki garson tamamen deniz çakır'ın haklı olduğunu söyledi ve türbanlı bacıların belden aşağı sözlerle yaptıkları sataşma ve tahrikleri anlatmadılar mı?
ikinci sorum; deniz çakır'ın yaptığı "ifade özgürlüğü" değil mi? bu ülkede "gezi olaylarına katılanların kafaları kesilsin" deyip ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilen haber spikeri var.
üçüncüsü; hazır her fırsatta arap taşağı yalayan, hatta yalamaya doymayan bir gürüha burasının arabistan olmadığının hatırlatılması kabahat mi? belli ki anlamıyor bacılarımız.
kendi yapamadıkları, özlem duydukları, öykündükleri hatta içlerinin gittiği ne varsa diğer insanların keyiflerinden ve özgürlüklerinden hınç alır gibi çıkarmaya çalışan bu dinci takımının %90'ı, akp yarın iktidardan düşse en azılı solcu olurlar.
Neredeyse topla, tüfekle üzerine gidilen kadın. Deniz Çakır, çok da hoşlanmadığım, samimi bulmadığım bir figür. Ama kadının üzerine biraz fazla abanıldığını, dozun kaçtığını düşünüyorum.
2. kabataş vakası olması kuvvetle ihtimal dahilinde.
mevcut hükümete yakınlığı ile bilinen ece erken dahi olayın meydana geldiği kafeye gidip garsonla konuştuktan sonra "hiçbir şey göründüğü gibi değil, deniz çakır haklı" diyebiliyorsa dahası deniz çakır ısrarla, ortada kamera kayıtları var her şey orada açıp bakın ddiye ısrarla yineliyorsa bir düşünmek lazım. kaldı ki garson da gelip mahkemede şahitlik yapacağım deniz çakır haklıdır dedi diye bir haber de okumadım değil.
olay, deniz çakır veyahut bir başkası hiç önemli değil eğer birinin giyim kuşamından rahatsızlık duyuyor ve bir de hakaret yolu ile rencide ediyorsan yaptıklarının sonuçlarına da katlanma mükellefi olursun ancak daha ortada daha somut hiçbir şey yokken bu denli linç de insanı şüphelendirmiyor değil.
Başörtülü bacılar deniz çakıra laf atma cesaretini nerden buluyor demişler pardon ama Deniz Çakır kim ya? Senin benim gibi insan eğer varsa bir haksızlık tabi ki sessiz kalınmayacak. Şu ucubeleri bu kadar büyütmeyin gözünüzde.
bir başka "kabataş olayı" vakasına kurban giden güzel kadın.
tabi bu da o kabataş olayı gibi yalan dolan. olay şöyle oluyor; alkollü mekanda eğlenen deniz çakır'a çıkışta kapalı kadınlar "şuna bak ya nasıl içmiş, ayıp ayıp" tarzında laflar ediyor. e haliyle buna sinirlenen deniz çakır da "tahammül edemiyorsan siktir git arabistan'a" diyor.
akp'ye de bu durumdan mağduriyet çıkarmak kalıyor.