aslında ilkokuldayken bir arkadaşım denizlerdeki tuzluluk sebebine balina spermlerinden dolayı demişti. Tek sıvazlamada 20 25 litre püskürtüyorlar demişti. Hiç araştırmadım ama çok mantıklı gelmişti.. Hala mantıklı geliyor mk.
Yeryüzündeki kayaçların aşınması sonucu ortaya asit ve iyot çıkıyor. Bunlar da akarsular sayesinde denizlere ve okyanuslara ulaşıyor. Zamanla temiz olan yağmur suyu denizlerin üzerinde güneşten buharlaşıyor ve tuzlu su kalıyor. Bir diğer sebebi ise deniz altındaki volkanlarmış.
Kaynak: bilimgenç.tubitak
Deniz suyunun ortalama tuzluluk derecesi ağırlığa oranla % 3.5dir. Bu, 1 mil suda yaklaşık 186 milyon ton tuzun bulunması demektir. Kabaca bir hesapla, Okyanuslardaki tuz miktarının, kıtaların 152300 m. kalınlığında bir tuz tabakasıyla kaplanmasına yeteceğini söyleyebiliriz. Doğal olarak oluşan elementlerin hemen hepsine deniz suyunda rastlanılır, sıcak deniz tuzunun % 85inden fazlası, sodyum klorür, başka bir deyişle sofra tuzundan oluşur.
Nehirler tarafından taşınan sodyum gibi mineraller toprak ve kayaların aşınması sonucu ortaya çıkan eriyik ve süspansiyonlardan oluşur. Fakat klor ve bor gibi diğer elementlerin varlığı, nehirlerin getirdikleri ile açıklanamamakta, dolayısıyla bu oluşumda diğer süreçlerin de rol oynadığı akla gelmektedir.
Yeryüzü tarihinin ilk dönemlerinde yerkabuğu ile yer merkezi arasında kalan katmanın zehirli gazlardan arınması sırasında diğer maddelerin yanı sıra su ve klor da yerkabuğunun altındaki erimiş volkanik kayaların arasında ortaya çıkmış olabilir. Günümüzde volkanik etkinlikler sonucu atmosfere yayılan elementler okyanuslara, yağmur ve kar yağışlarıyla taşınmaktadır. öte yandan deniz hayvanları öldüklerinde de, iskeletleri ayrışarak mineralleri denize geri verirler.
Elementler denizlere sürekli olarak aktarılınca, denizler giderek daha da tuzlulaşmaz mı? Gerçekte, deniz suyundaki tuz miktarında, yüz milyonlarca yıldan bu yana önemli bir değişme olmamıştır. Çözünmüş maddelerin miktarları zamana ve yere göre değişmekle birlikte, belli başlı, elementlerin okyanuslarda her zaman, hemen hemen aynı yoğunlukta bulunduğu kabul ediliyor.
Okyanus elementlerin, bir yandan hemen hemen tam dengeyi koruyacak oranlarda suya eklenip, diğer yandan sürekli olarak nakledildiği bir tanka benzetilebilir. Örneğin, elementlerden bazıları kayalarla birleşir, toprak tarafından emilir ve çözeltiden ayrılarak çökelti haline gelirler. Deniz bitkileri ve hayvanları da bunları kullanarak büyür ve gelişirler.
PARMAKLARIMIZ NEDEN ÇITIRDAR?
Bazı insanlar parmaklarını çıtırdatır. Bu ses, sanıldığı gibi kemiklerin birbirine çarpmasından doğmaz. Eklemleri yağlayan sıvının içinde küçük gaz kabarcıkları bulunuyor. Parmaklar çekilince veya herhangi bir eklem yavaşça düzleştirilince sıvı basıncı azalır ve hava kabarcıkları patlayarak çıtlama sesi oluşturur. Bu sesin tekrar oluşması için bir süre beklemek gerekir, çünkü yağlayıcı sıvı içinde yeni hava kabarcıkları oluşması zaman alır.
birincisi, yeryüzündeki bazı kayalarda tuz bulunur. civarından geçen nehir ve çaylar, bu kayaları zamanla aşındırır. bu aşınma ile sularına tuz karışır. çaylar nehirlere, nehirler denizlere böylelikle tuzu taşımış olur.
ikincisi, dünyanın oluşumu sırasında patlamış olan volkanlardır. oldukça fazla volkan patlaması olmuş bu sırada önemli miktarda tuz deniz suyuna karışmıştır.
sonuncu etken ise, deniz ya da okyanusların derinlerindeki kaynak sularıdır. bol miktarda tuz barındıran bu sular deniz suyuna karışır.
frodi'nin değirmeni adlı bir hikayede, orta çağ'da herkesin istediği herşeyi alabildiği bir devirden bahsedilir. bunun sebebi dev frodi'nin değirmeninde barış ve bol miktarda altın üretmesidir. bunlar o kadar boldur ki; yollarda çakıl taşı gibi dururlar. ama frodi'nin affedilemez para hırsı yüzünden, dünya bu harika aletten mahrum kalır. çünkü: frodi değirmendeki uşakları öyle çok çalıştırır ki, sabırlarını yitiren uşaklar nefret ve savaş ortaya çıkarırlar. derken bir gece güçlü bir deniz gezgini gelir. frodi'yi öldürür. değirmeni ve uşakları denize taşır. denize ulaştıkları zaman uşaklara "tuz" üretmelerini söyler. onlar da, intikam için bunu yaparlar. gemiyi sonsuz tuzla doldurur ve batırırlar. böylece değirmen ve gezgin sonsuza dek kaybolur. ancak; deniz tuzlu kalır.