aslı "deniz seki nin ceza evinde beş vakit namaz kılmaya başlaması" olacaktı.
bir gazetenin haberine göre Cezaevinde zor günler geçiren Deniz Seki hidayete erdi. Kokain batağına saplanan şarkıcı çıkışı islam'da buldu. Bunalımlı günlerini namaz kılarak ve dua ederek atlatmaya çalışıyor.
insanların içine düştüğü zor durumdan sonra dini bir liman olarak görüp ona sığınması olayının bir örneğidir.
dinle baskı kurmaya çalışan kişilerin örnek listesine hemen alabileceği bir olaydır.
olay:
- sen niye namaz kılmıyorsun?
+ sanane kard---
- cevap verme! bak deniz seki de doğru yolu buldu sen hala zibidilik yap!
bu tür haberler muvakkat bir irkilmenin ya da tıynetsiz bir dönüşümün zor zamanlara denk gelmesi gerçeğine dair sık rastlanan delillerindendir.ebru gündeş beyin kanaması geçirdiğinde benzer haberler yer almıştı gazetelerde ve tv kanallarında..şevki yılmazla,dindarlaşma sürecinde dirsek temasına geçmiş olan hande ataizi tokatçısı ultra iri insan sevda demirel de namazdan oruçtan bahsetmeye başlamıştı.tampon sıkışmasıyla başlayan islama eğilim, tamponun rahatlığıyla rafa kalkan günah çıkarma ritüeli huzuru islamda buldum ama duumum düzelirse huzur mevkii değişebilir içsesine dönüşmek üzeredir her zaman.krizlerde verilen riskli kararlar bir çok işadamını ve şirketi bir kaç kat büyümeye kadar götüren biraz da korkuyla karışık refleksif uygulamalardır lakin islam dini neden zora düşünce yapışılması gereken bir müessese olarak akla gelir anlamıyorum.yoksa sahiden din afyon mudur?deniz seki diye tesmiye edilen kıytırık sanatçı ablamız kurtulamadığı uyuşturucu illetini bu şekilde mi telafi etme gayretinde acep?bu din neden rahatken akıllara gelmiyor kardeşim?neden milyonları cukkaya indirirken yani huzur tabir eilen ortamı iliklerine kadar yaşarken dindarlaşma eğilimi akıllara gelmezken her şeyini kaybetmiş insan pozisyonuna düşünce herşeyi geri kazanma aracı olarak görülür anlamıyorum?din kimisi için amaçken kimisi için araç kabul edilir ama bu tür, düştüysen yapış fikriyatına sahip zavallılar için dinin amaçsal ve araçsal hüviyetinin zamanı belli bir rahatlama süesine kadarki fonksiyonu dini nasıl anlamamız konusunda etkileyici olmuyor mu?din kendi özü icabınca mı huzurdur yoksa algı biçimine göre mi huzurlaşıyor?deniz seki bu sorgulamanın neresinden bakıp namaz adlı rehabilitasyon yöntemini tercih ediyor?ve bilmiyor mu ki rehabilite, süreli olmakla beraber her zaman yanıt alamayan bir uygulamadır.her düşenin sarılmakla muvazzaf olduğunu zannettiği insanların yaşadığı bir dünyada din böylesi ihtiyaçların tedariki için icad edilmiş bir psikolojik destek ünitesi midir yoksa gerçekten gökten gelip yerin dibine geçmişleri kurtarmayı amaçlayan semavi öneriler toplamı mıdır?neden yerin dibine geçmeden evvel fonksiyonel olamıyor göğe çıkmışlar için?
bak ne diyecem.ebruya da inanmamıştım,sevdaya da..deniz de samimi gelmedi hiç.
ben allahı pek bildiğimi söyleyemem ama o içlerdekini iyi bilir.
malum durumdur.ee insan hapishane de o kadar pisikopatımsı (bkz: kelime türetmece) kadın arasında(suçsuzları tenzih ediyorum) durmasıyla birşeylere tutunmaya çalışır eşhh..
deniz seki' nin "yedim bi bok bari allah' a sığınayım da kurtarsın beni buradan" deme yöntemidir. ya da dindar başbakana "bak ben burada imana geldim. çıkarın beni buradan." demeye çalışıyordur kendisi.
allah kabul etsin allah diğer eleştirenlerede nasip etsin, bir vesile olmuş başlamış dalga gecilecek bir konu degil her insan cezaevine girebilir her insan hata yapabilir , hatasının farkına varıp düzelmek icin bir adım atmış daim olur insallah.