şaibeli davadır , araştırmadan önce açıkçası ben de buradaki arkadaşlar gibi düşünüyordum ne yalan söyleyeyim , ünlüler mi hayatın amına koyacak hep adalet biraz da onlara tecelli etsin diyordum , bir hukukçu olarak ön yargılı baktığım için üzgünüm açıkçası , ama ön yargılarımdan sıyrılıp araştırınca hukuk sistemindeki bu anormal falsoyu gördüm , daha çok üzüldüm
şimdi öncelikle bu kadın 3 arkadaşına uyuşturucu temin etmekle suçlandı , uyuşturucu da esrar , avrupa'da bir çok ülkede legal hale gelen bir uyarıcı madde olarak kabul ediliyor , burada alkol neyse avrupa'da esrar o denebilir kısmen
neyse yine de yaptığı bir suç bizim hukukumuza göre , ona lafımız yok.şimdi öncelikle şaibe 1 , bu davanın soruşturmasının başladığı tarihte bu soruşturma özel yetkili savcılık bünyesinde yapılıyordu , cmk 250 uyarınca bu tarz soruşturmalar bizzat savcı tarafından yürütülmelidir ancak bu davada savcı soruşturma aşamasında adeta görevini kolluğa devretmiş , delil toplama faaliyetlerine bizzat katılmamıştır , bu yüzden yapılan delil toplama işlemleri hukuken yok hükmündedir , bu deliller hukuken kabul edilebilir nitelikte değildir
bir diğer husus bu kadının esrar temin ettiği belirtilen 3 kişi uyuşturucu kullandıkları gerekçesiyle açılan davada beraat etmişlerdir , bakın beraat kararı diyorum erteleme falan değil , yani bu 3 şahsın uyuşturucu kullandıkları iddiası geçersiz diyor mahkeme , yani diğer bir deyişle bu 3 şahıs uyuşturucu kullanmamıştır diyor , ee o zaman uyuşturucu nerede ? bu adamlar allah dostu falan mı ? uyuşturucuyu deniz seki'den alıp suya mı attılar , ne yaptılar yani o uyuşturucunun akıbeti ne ? sen kadını temin etmiş diye içeri alıyorsun , ama temin ettiği kişiler kullanma hususunda beraat ediyorlar , baştan aşağı mantıksızlık
en can alıcı kuşku da şurada , ergenekon ve şike davası gibi kamuoyunun dikkatini çeken davalarda yeniden yargılama yapılması kabul edilirken (ne hikmetse iki davada da tam tersi sonuçlar çıktı ikinci yargılamada) , bu kadının yeniden yargılama talebi reddedildi , sebebini bilen yok.
şimdi deniz seki'nin tek hukuki yolu aihm , aihm de muhtemelen seki lehine karar verecek ve biz ülkece yine tazminata mahkum edileceğiz , bu para da bizlerin cebinden çıkmış olacak , yani bugün 'oh iyi ki yatıyor' dediğiniz kadın yarın senin ödediğin tazminat sayesinde kaybolan yıllarını ve kaybettiği itibarını geri alacak , bu işler böyle.
açıkçası neden bu kadına böyle yapıldı anlamıyorum , iktidarın eli olsa bu işte bu kadını neden atv'de diziye çıkarsınlar , izin vermezlerdi böyle bir şeye , demek ki iktidar kanadından da bir destek var hiç değilse köstek olmuyorlar buradan bu anlaşılıyor , zaten dizide sıkça indirim falan muhabbeti yapıldı muhtemelen bir fırıldak dönecek , ama açıkçası ben kadının yıllarının boşa yendiğine inanıyorum , siz de kadına torbacı muamelesi yapıyorsunuz amk.
en basitinden kaan tangöze , sevgilisi olan kıvılcım ural ile 17 yaşında tanışmış , kaan o vakitte 18 den büyüktü , şimdi siz kaan ile kıvılcım'ın yatmadığını mı iddia edeceksiniz , hadi oradan , e yattıysa bu ne çocuğun cinsel istismarı değil mi ? şöhretini ve parasını ortaya koyarak kızı etkilemiş ve ondan cinsel anlamda istifade etmiş , e buyrun bu da suç , hem de cezası oldukça ağır bir suç , niye hiçbirinizin gıkı çıkmıyor , neden hiçbiriniz de bunun böyle olduğunu söyleyemiyorsunuz , tek bildiğiniz 'lan manken karın var gidip bu karıya niye dadandın' demek ya da 'ooh herife bak 2 tane at gibi karıyı çatır çatır sikiyor' demek , deniz'den çok daha ahlaksızca bir suç işlenmiş ortada kimse ses etmiyor.
dün acıdım gerçekten kadının o haline , yazık , o hayatını mahveden ibneye de buradan selam olsun , klarnetin götüne girsin amk ibnesi , o hatunu bu işlere hep sen çektin amk şoparı.
