deniz kızı

    4.
  1. Orhan Veli şiiridir.

    Denizden yeni mi çıkmıştı neydi;
    Saçları, dudakları,
    Deniz koktu sabaha kadar;
    Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.

    Yoksuldu, biliyorum
    -Ama boyuna da yoksulluk lafı edilmez ya-
    Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
    Aşk türküleri söyledi.

    Neler görmüş, neler öğrenmişti kimbilir,
    Denizle boğaz boğaza geçen hayatında!
    Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
    Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek
    Dikenli balıkları hatırlatmak için
    Elleri ellerime değdi.

    O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
    Gün ne güzel doğmuş, meğer açık denizde;
    Onun saçları öğretti bana dalgayı;
    Çalkandım durdum rüyalar içinde.
    6 ...
  2. 20.
  3. 17.
  4. sıradan deniz kızı yerine altı insan, üstü balık bir deniz kızı düşünüyorum ben. zira orjinal deniz kızını düşününce insanın aklına ister istemez bazı sorular takılıyor.
    6 ...
  5. 8.
  6. "biz kurbağaların yakışıklı prenslere, balkabaklarının kadehli arabalara dönüşmesini beklemedik; deniz kızı olup okyanusa dönmeyi seçtik"

    deniz kızı onurlu aşkın temsilcisidir.
    3 ...
  7. 12.
  8. kesin bir deniz hiyari tarafindan goturulen bir icim sudur. gerci hiyarlar ile bir icim su kizlar arasindaki bu munasebet karada da farkli degildir.
    3 ...
  9. 20.
  10. 13.
  11. hayaller de barınan ve her zaman seksi olmak zorunda olan masal kahramanı.
    2 ...
  12. 17.
  13. filmlerde genelde denizcilere aşık olan bahtsız yaratıklar. denizde yaşarken marangoza aşık olma şansları yoktur tabi doğal olarak.
    memelerini saçları ile örterler, sütyen yardımı yapılmalıdır acilen . ayrıca dişi insanının "neden deniz erkeği yok" diye hayıflanmasına yol acan canlılardır ya da canısızlardır bilemedim..
    2 ...
  14. 10.
  15. ünlü alman hikayeci hans christian andersen'in kaleme aldığı bir masal kahramanıdır. fakat bu masalın ardından birçok efsaneye de konu olmuştur. masala göre küçük deniz kızı ölümlü bir canlı olmasına rağmen çok uzun bir ömre sahipmiş. bütün vaktini kayalıklara oturup harikulade sesiyle şarkılar söyleyerek geçirirmiş. fakat günlerden bir gün kralın yakışıklı oğlunu görüp ona aşık olmuş. ama ayakları olmadığı için kıyıya çıkamıyor, prense yakın olmamıyormuş. prensin çevresinde olabilmek için iki ayağı olmasını bütün kalbiyle dilemiş. dileği yerine gelmiş fakat bu iki ayağa karşılık pahalı bir bedel ödemesi gerekiyormuş. attığı her adımda dayanılmaz bir acı çekecek ve hiç konuşamayacakmış. deniz kızı aşkı uğuruna bu bedeli ödemeyi kabul etmiş. fakat bu büyük aşkına karşılık bulamamış, ve prens başka bir kızla evlenmiş. deniz kızının kalbi o kadar kırılmış ki her attığı adımda acıyan canı, bu kalp ağrısının yanında hiç kalmış. prensin düğün gününde hep şarkı söyleği kayalığa giderek kendini sulara bırakmış ve bir daha küçük deniz kızını gören olmamış.
    2 ...
  16. 21.
© 2025 uludağ sözlük