deniz kuvvetleri komutanlığı

    14.
  1. bünyesinde bulunan bilumum savaş gemilerinin direklerinin üzerlerinde kuran'ı kerim bulunduran kurum. osmanlı'dan kalma bir gelenekmiş.

    bugün ben bunu gördüm.

    edit: bunu eksileyecek kadar salak olan arkadaş gölcükteki gemi müzesini ziyaret edebilir ve bu bilgiyi bizzat rehberden dinleyebilir.

    ama mallık parayla değil tabii.
    13 ...
  2. 5.
  3. "kadınlar doğum sancısını, denizciler de fırtınalı havaları unutmasalar; dünyada ne çocuk olurdu ne de denizci " cümlesiyle aklımda yer etmiş kurumdur.

    güneş tuhaf doğar denizin ortasında; kızıllığın, kırmızının ve mavinin türevlerinin her evresinin insan derisine işleyişini hatırlatır deniz,

    orhan veli yi hatırlatır ;

    "Baka kalırım giden geminin ardından;
    Atamam kendimi denize, dünya güzel;
    Serde erkeklik var, ağlayamam." mısrasını

    hürriyet dolu bir şiirini;

    "Gün doğmadan,
    Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
    Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
    içinde bir iş görmenin saadeti,
    Gideceksin
    Gideceksin ırıpların çalkantısında.
    Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
    Sevineceksin.
    Ağları silkeledikce
    Deniz gelecek eline pul pul;
    Ruhları sustuğu vakit martıların,
    Kayalıklardaki mezarlarında,
    Birden
    Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
    Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
    Bayramlar seyranlar mı dersin,
    Şenlikler cümbüşler mi?
    Gelin alayları, teller, duvaklar,
    Donanmalar mı?
    Heeey
    Ne duruyorsun be, at kendini denize:
    Geride bekliyenin varmış, aldırma;
    Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;
    Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
    Git gidebildiğin yere... "

    insanı düşünce siyle serinleten;

    "Deniz yırtılır kimi zaman,
    Bilmezsiniz kim diker;
    Ben dikerim."
    deyişini ve orhan veliyi hatırlatır deniz. orhan veli yi sevdirir deniz.

    rüzgarın tuzlu tuzlu esişini, teninde tuzlu yapışkanlığı, ayın koca deryaya yansımasını ve sularda gölgelerimizin oluşturmasını.

    "cihan - ârâ cihân içindedür arayı bilmezler
    ol mâhiler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler" diyen hayaliyi,

    korkutan derinliği, gündüz mavi olan rengin gece nasıl zemheri zifiriliklere dönüştüğünü anımsatır deniz.

    nazım hikmeti özler deniz;

    Balık tuttuk yiyen ölür.
    Elimize değen ölür.
    Bu gemi bir kara tabut,
    lumbarından giren ölür.

    Balık tuttuk yiyen ölür,
    birden değil, ağır ağır,
    etleri çürür, dağılır.
    Balık tuttuk yiyen ölür.

    Elimize değen ölür.
    Tuzla, güneşle yıkanan
    bu vefalı, bu çalışkan
    elimize değen ölür.
    Birden değil, ağır ağır,
    etleri çürür, dağılır.
    Elimize değen ölür...

    Badem gözlüm, beni unut.
    Bu gemi bir kara tabut,
    lumbarından giren ölür.
    Üstümüzden geçti bulut.

    Badem gözlüm beni unut.
    Boynuma sarılma, gülüm,
    benden sana geçer ölüm.
    Badem gözlüm beni unut.

    Bu gemi bir kara tabut.
    Badem gözlüm beni unut.
    Çürük yumurtadan çürük,
    benden yapacağın çocuk.
    Bu gemi bir kara tabut.
    Bu deniz bir ölü deniz.
    insanlar ey, nerdesiniz?
    Nerdesiniz?

    japon balıkçıları, kılçıklı balıkları, badem gözlü sevgiliyi,

    kız kulesini, boğaz köprüsünü, mavi-yeşil ilişkileri, üç ayrı kıtayı, boğaz geçişlerini, yunan adalarını, kıbrısı, ispanyol kayıkçılarını, açık mesafelerde yüzen pet şişelerini, kirliliği, karadeniz kıyılarını, dalga kıranları,
    bir limana gelirken hissedilen heyecanı, güneş yanıklarını, mercanları, tuzlu su yutmaları, deniz yemeyi, deniz yemek tabirinin dev dalgalar nedeniyle içinin dışına çıkması, "ölüyorum artık" decesine kendinden geçme mansına geldiğini hatırlatır deniz...

    "cok yorgunum
    beni bekleme kaptan
    cok yorgunum
    beni bekleme kaptan
    seyir defterini baskasi yazsin
    seyir defterini baskasi yazsin
    cinarli kubbeli mavi bir liman
    beni o limana cikaramazsin
    beni o limana cikaramazsin

    cinarli kubbeli mavi bir liman
    beni o limana cikaramazsin
    beni o limana cikaramazsin

    cok yorgunum
    beni bekleme kaptan" diyen cem karacayı hatırlatır,
    şehir hatları vapurlarını, martıları, vira bismillah, funda bismillah demeleri. sevgiliyle üşümeyi, huzuru, içine mutluluk çekmeyi, yunusları, yunusların gemilerle yarışırcasına yüzmelerini; ve kavuşmaları, özlemleri, yanıp tutuşmaları hatırlatır deniz.şiiri hatırlatır, şiiri barındırır deniz.

    ve deniz kuvvetleri de bana denizi hatırlatır...
    5 ...
  4. 35.
  5. Her gemisinde kuran bulunan kamu kurumu.
    3 ...
  6. 20.
  7. akdeniz'e kıyısı olan ülkeler içerisinde en güçlü ikinci donanma dememizin daha doğru olacağı tsk unsuru. zira akdeniz'in en güçlü donanması abd donanması olup onu sırasıyla büyük britanya ve rusya izlemektedir...
    3 ...
  8. 36.
  9. çaka bey ile başlar.

    kara kuvvetleri de mete han ile başlar.
    3 ...
  10. 1.
  11. denizlerimizden gelecek tehditlere karşı ülkemizi savunmayı, denizlerimizin menfaatlerini korumayı ve kollamayı hedef edinmiş, türk silahlı kuvvetleri'nin ayrılmaz bir parçası.
    4 ...
  12. 4.
  13. tuzladaki deniz harp okulundan mezun olan subayların görev aldığı kurum.
    2 ...
  14. 7.
  15. buradaki subaylar kışın siyah,mayıs ayından itibaren ise beyaz üniforma giyerler.
    3 ...
  16. 3.
  17. Mevcut komutanı (bkz: Oramiral) (bkz: Yener Karahanoğlu) olan, Ankara'da konuşlanmış komutanlık.
    2 ...
  18. 13.
  19. en güzel yanlarıdan biride kavurucu sıcaklarda bot giymek zorunda kalmamalarıdır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük