her dinlediğimde gözlerimi yaşartan şarkı. herkesin içinde kimi zaman yaşadığı bastırılmışlığı ve o dönemin kederini tüm çıplaklığıyla anlatmaya çalışmıştır, anlayana.
ilk satırından son kelimesine kadar hüzün kokuyor...
enfes bir söz-müzik şahaseredir. şarkının sonlarına doğru gitarla beraber saksafon girişi vardır. işte o an müziğin yapısı değişir, caz tarzına yaklaşır, duygusallaşır. sanki zenci bir müzisyenin san fransiskoda geçen ayrılık hikayesidir..
gidenlere yakılmış özlem dolu bir ağıtır bazen, bazense istanbul'u anlatan bir şarkı. gidenlerin peşi sıra düşersiniz yollara ve ışıklarıyla karşılar sizi istanbul. yalnızlığa iz sürme vaktidir. birbirine uzak köyler olur gidişleriniz, bir sabah öylece çekip giden kendini bilmez çocukları bulamamanın kederi kalır elde ve hüzünler çöker omzunuza. deniz koyarsınız adını, aldanırsınız...
yaşanılan bir dönemi bu bir kaç dörtlükte bulabilirsiniz aslında. Bir çok insan bu şarkının grup yoruma ait olduğunu sanarak yanlışa düşerler. Şarkı Metin Kemal Kahrama aittir ve sanatçının aynı isimli albümü vardır.
türk solu için yazılmış olan en anlamlı en özet, en slogana kaçmayan yer yer "heraklitostan" alıntı yapan, yazılacaksa bu olaya dair bu yazılmalıdır kardeşim dedirten kitabe-i sengi mezar
bugüne kadar birçok şarkı dinledim ama bu sözleriyle ve müziğiyle en güzel en vurucu olanıdır. ortadaki keman solousunun hüzünde ezilişi mi dersiniz, sondaki şiiri okuyan adamın sesi mi... yada parçadaki sözlerin tamamı.
91 doğumlu beni bile etkileyen bu şarkı, kimbilir 60lı yıllarda yaşamış insanları nerelere götürür.
yüreğimizin en gizli köşelerine saklayıp kendimize bile itiraf edemediğimiz acımızı hatırlatır bu şarkı. özlediklerimizi, denizlerimizi, yitirdiklerimizi vurur yüzümüze.
çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü; olumun acimasizligi her zamankinden beter..
gidenler, gelenler, düşenler..
ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar,
düştük yola, güzel şeyler bulmak umudu ile,
ışıkları ile büyük şehirler yol oldu bize,
iz sürdük yalnizliga..