denizin engin boşluğuna bakarak uzun uzun düşüncelere dalmak.
sinirli olunduğunda bir taş alıp sinirle suya fırlatmak.
mutlu anlarda arkadaşlarla o taşı kim daha çok su üzerinde sektirecek diye yarışmak.
denizin kokusunu içine çekmek.
ve en güzeli deniz kıyısında oturarak denizi seyretmek.
çoğunluğun kartpostallarda görüp de birkaç dakika bakakaldığı, duvar kağıtları arayıp da masaüstlerinde kullandıkları manzaraları her gün görüp, artık gamsız olmak, bir süre sonra perdeleri çekip oturmaktır.
farkında olmadan tüketilen alkol seviyesinde artış yaşandığını anlamaktır.
gaza gelip şiirler yazmak, boş bir zamanda bakıldığında aslında bir boka benzemeyen şeyler olduğunu görüp atmaktır.
hava durumunun denizi, dolayısıyla aynı manzarayı ne kadar da değiştirebileceğini farketmek ve buna şaşırmaktır. hava karışık olur deniz ürperticidir. hava açık olur, deniz "gel bana atla" der.