Dava adamlarıydı. Ordu içinde bir gurubun desteğini de almışlardı. Fakat ordunun amerikancılık diye tabir edilen veya en azından ABD ile o dönem aynı çizgide olan ordu mensuplarının baskın çıkmasıyla da yalnız kaldılar.
Davalarına sadık kalmaları takdire şayan. Şimdinin burjuva solcuları gibi değişirler mıydı, bilemem. En iyi ihtimalle kızıl danny gibi yeşiller partisine benzer bir partide olurlardı veya deniz gezmiş olurdu. Kim bilir.
şimdiler de çok sevdikleri ve götlerini yaladıkları amerikaya ve avrupaya inat; atatürk'ün gösterdiği tam bağımsız türkiye sloganları ile yola çıktıklarında sonlarının ölüm olacağını bile bile savaşan 3 koca yürekli adam.
çünkü düzene karşı, o sistemin kölesi olmak istemiyorlardı.
amerikan emperyalizminin şimdilerde daha da ağır hissedildiği, o tatlı su müslümanlarının ise amaaan bea dediği sürece inatla karşı çıkıyorlardı.
3 fidan, 3 yürek, 3 destan onların ki!
sen anca it dersin.
ama sen ölünce unutulup giderken onlar çoğalacaktır.
sen şimdilerde bile kimse tarafından umursanmazken ve anca ağzını burada salya akıta akıta açarken; onlar her yerde yaşasın tam bağımsız türkiye diye bağırdılar.
sen göt korkusundan, elini bile sürmezken; " bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" derken onlar senin o yaşasın dediğin düşmanına karşı çıkmışlardı.
senin ve senin gibiler yüzünden yok olup giden yasaların ve adaletin önünde yargılanırken "o unutulmaz gülüşlerini" gösterip duvarda adalet yazıyor demişlerdir.
atatürkçülerdir. senin gibi göt lalesi değil.
göt yalayıcı olmamışlardır.
o yüzden sen sus.
çünkü senin adını bile unuturken, onların daha bir 40 yıl daha unutulmayacaktır!
bizler yokken var olan, biz var olduğumuzda da artık hayatta olmayanlardan sadece üçüdür. diğerlerinin ismi pek geçmez, kimse nurhak dağlarında vurulan sinan cemgil'in ölüm tarihini anmaz, sanırım deniz, hüseyin ve yusuf'un bu gün bile isimleriyle anılıyor olmasının sebebi idam cezası ile hayatlarına son verilmesi. bu gün yokluklarının 40. yılı, 40 yıl sonra da anılıyor olacaklar. allah hepsini nur içinde yatırsın.
haklarında yazılmış en güzel kitap, gülünün solduğu akşamdır. sağolsun erdal öz bizlere o günleri birebir tüm gerçekliğiyle anlatmıştır.
türküm müslümanım diye geçinip, peygamber, ehlibeyt adlarını itlerine isim olarak takan, itçe dilini bilen, anlayan itlerin beyinden gerçek anlamda noksan olduğunun kanıtı olan, beyin olmadığı için de düşünmeden açılmış olan saçma sapan bi entry. O kadar müslümandır ki itine köpeğine peygamber adı takar, zkine ne der acaba? Merak edilesi entry dir. (bkz: Zenne) (bkz: dansöz)