o uzun boylu çocuk yiğit biriydi.
delikanlılık çağları işte. her delikanlı kendi kendine gelin güvey olur.
olgunlaşacak kadar yaşasaydı, silahla insan kurtarılmayacağını o da anlardı.
her aklına esen ben bu milleti kuratrıcam diye, örgüt kurdu, silah sıktı, söylev çekti.
bu millet ne çektiyse, onu kurtarmak için yola çıkan eli silahlılardan çekti.
siz hiç almanyayı kurtarıcam diye sağa solan ateş eden bir alman duydunuz mu?
sabahın köründe kalktılar çalıştılar, çalıştılar, çalıştılar. yerle bir olmuş almanyayı dünya devi yaptılar.
japonların durumu daha kötüydü savaştan sonra. onlarda fark attılar bize. bizim gençler dışarıdan sistem getirip küçük rusya olucaz halkı kurtarıcaz diye yapılmış yerleri yıktılar. karşılarındaki öbür gençlerde kalan yerleri yıktılar, kalan canları yaktılar.
Türk çocukları sorumluluktan kaçmanın yolunu siyasette buldular.
Sorsan o delikanlıya ben bütün milletin sorumluluğunu aldım omuzuma der, ama yorganın altında kendi de biliyordu aslında kolay yolu seçtiğini.
Çalışmak zordur. Aile olmak zordur. Üreten insan olmak zordur.
Ülkücüler vardı, akıncılar vardı, solcular vardı... Hepsini gördüm. Vatadandaş olasalardı çürüyüp gideceklerdi.
Onlar kayıp nesil. Hamaset tahrik etti onları. Kısa yoldan kolayca kahraman olmak istediler.
Her biri kendi kesiminde kahraman olmak için, halkı kurtarma lafıyla halka ateş ettiler.
Polis vurdular, esnaf vurdular, asker vurdular, gazeteci vurdular, bürokrat vurdular. Neden yaptın bunu evladım diye sorunca, işbirlikçi, vatan haini kominist gibi sebepler söylediler.
Evladım peki halk kim?
Senin ülkeyi kurtarmanı bekleyen bir yerde saklanmış ayrı bir fırka mı? Sen halka ateş ettin. O ldürdüklerin halk değil mi?
Vatan çanakkalade kurtuldu çocuklar.
Kars'ta, gazi antep'te, sivas'ta, erzurum'da, izmirde kurtuldu. Mahalle mahalle kurtuldu bu millet. Siz serin olun.
Düşmandan beslenmeyen samimi evlatlar iseniz, üretin hayırlı işler yapın.
Yok değilseniz düşman hep var zaten. Alalım silahları kim kimi düşman görüyorsa ateş etsin.
Düşmanı arayana, düşman çok yakın. isteyene kendisi ahricindeki herkes düşmandır.
Ama savaşta yok, düşman da. Kahraman olma fırsatı aramını anlayışla kaşılıyorum Ergenlik öyle bir şey.
Samimi olarak kahraman olmak istiyorsan marangoz ol mesela. Öyle bir masa yapki, bütün dünyaya sat o masaları.
Gazeteci ol, doktor ol, muhasebeci ol. Senden büyük kahraman yok o zaman.
12 Mart döneminde, Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Deniz Gezmiş'in saklamasını sağlayan yaşlı bir adamdan kelimesine dokunmadan alıntıdır.
deniz, kurşun attı da biz mi bilmiyoruz acaba diye gülünecek iddiadır. hatta kıçınızla güleceksiniz bu iddia karşında.
sen ve yaşıtların yatağa nasıl kız atılırın hesabını yaparken onun -iyi ya da kötü- bir ideali vardı memleketi adına.
Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk milletine çağrısı okunduğunda tokat gibi yüze çarpan gerçektir;
Büyük Türk Milleti!
Atatürk için toplanalım!
Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,
Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,
Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,
Tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye için,
Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!
Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele!
yani bu demektir ki; evet, denizler adnan menderes ve artçılarının türkiye ye enjekte çabasında oldukları lanet amerikan zihniyeti için terörist bir tehlikedir. aynen dadaloğlunun, köroğlunun zamanının yavşak beylerine; atatürk'ün osmanlı zihniyetine karşı tehlike arzettiği gibi.
zamanının ingiliz yönetimi ne demişti mustafa kemal ve yandaşları için? kemalist. öyledir deniz, sonuna kadar.
it köpek sahipleniyor diye; yalandan dolandan son cümleler uyduruluyor diye denizimin üzeri örtülemez. bu vatan için şehit olmuş, kutlu bir türk evladıdır deniz.
mahkemede şahsım adına açıkça çürütülmüş olan iddiadır.
denizlerin savunmasından;
Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. Çünkü Amerika sizin döneminiz sırasında Türkiye'ye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız. Ve Demokrat Parti iktidarına 10 yıl ses çıkarmadınız. Ta ki 38 yurtsever subay ses çıkarana kadar ve onları devirene kadar. Ve bugün aynı savcılar bu şahıslar hakkında da idam kararı istemektedir. Süleyman Demirel'in Anayasa'yı ihlaline ve despotizmine ve ülkeyi Amerika'ya satmasına ses çıkarılmadı.
Ve meydanlarda bunlara karşı bizler dövüşmek zorunda kaldık, bizler kurşunlandık. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik
Bizim düşmanımız Amerikan emperyalizmi ve yerli işbirlikçileridir.
Dediğim gibi Türkiye'yi bu hale getiren eski yöneticilerin bütün suçları bize yüklenmek istenmektedir. Bütün eski idarecilerin suçu bize yükletilmek istenmektedir.
Türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik. Bunun aksini iddia edenler vatan hainidir. 12 Mart Muhtırası muvaffak olmasaydı bizi itham eden makam onları da aynı şekilde itham ederdi. Buna da kanaatim tamdır. 12 Mart Muhtırası Anayasa'nın uygulanmadığını iddia etmektedir ve parlamentoyu açıkça suçlamaktadır.
Biz strtaejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlar altında olursak olalım bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. Bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs gibi bir kastımız bulunsaydı, bunu da burada açıkça söylemekten çekinmezdik. Bizim böyle bir amacımız yoktur.
Bizim düşmanlarımız Amerikan emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçileridir. Yani emperyalizm ile işbirliği yapan patronlar, feodal mütagallibe yani bezirgânlar, tefeciler. Toprak ağaları ve diğer işbirlikçileri ve bizim bütün eylemlerimiz bu hedefe yönelmiş bulunmaktadır. Bunun dışında başka bir hedefimiz yoktur.
Mustafa Kemal sağ olsaydı bugün çok şaşırırdı. iddianame baştan beri sırf kelle istemek maksadıyla hazırlanmıştır. Şeklen de hukuk mantığından mahrumdur. Hukuki kıymet ve değerden mahrumdur. 21 yılın hesabını 21 gençten sormak maksadıyla ve suçluların telaşı içerisinde hazırlanmış bir iddianamedir.
Ben şunu iddia ediyorum ki, hareketimiz tamamen Anayasal bir harekettir. Anayasa'nın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. Bu sebeple Anayasal bir davranışta bulunduk. Yaptıklamızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum.
Türkiye'nin bağımsızlğından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armğan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.
öncelikle, deniz gezmişlerin "ordu" adını verdikleri organizasyonun bir kaç yüz kişilik bir öğrenci topluluğu olduğu ve ellerinde tabancadan başka, uzun namlulu silah-el bombası falan olmadığını düşünürsek, adamların yaptığı en kötü ihtimalle silahlı suç çetesi oluşturmaktır. 3 kişi toplanıp adam dövünce terörist diyemeyiz herhalde.
ayrıca siyasal amaçlar uğruna şiddet uygulayanların isimlendirilmesi tamamen keyfidir. bana göre terörist, sana göre direnişçi, ona göre militan. evet devletlerin bugün resmi olarak "terörist" diye tanıdıkları örgütler var,ama o listelerde çoğu kez siyasi pazarlıklarla oluşuyor ve kamuoyunun "devletin resmi belgelerine uygun" konuşma zorunluluğu yok. dolaısıyla,
(bkz: çeçen terörist vs çeçen direnişçi)
(bkz: hamas lı terörist vs hamas militanı)
(bkz: pkk lı terörist vs pkk gerillası)
nesnel kriterleri yok bu işin. boşuna tartışmayın. ha "ben tek kişyi öldürmese de, niyeti siyasi düzeni yıkmak olan adama terörist derim" diyosan, o zaman bu uğurda adam da öldürmüş olan atatürk, ıraklı direnişçiler, kıbrıs'taki TMT falan teröristin kralı olur. o nedenle hangi lafın nereye gideceğine dikkat etmek lazım.
şimdiki bebek katilleriyle kıyaslanırsa terörist demek iddialı kaçar. anne gözüyle bakarsak eğer; kanmış, kandırılmış bir küçük çocuktur o! ne teröristi!
Atatürk ün kurduğu cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirerek , yeni bir rejim getirme sevdasında olan biri için doğru olabilecek iddia. Nasıl oluyor da Atatürk ün kurduğu cumhuriyeti yıkarak yerine yeni bir düzen getirmek isteyen bir kişi Atatürk çü olabiliyor ! DHKP-C ve Hizbullah ne kadar Atatürkçü ise , Deniz Gezmiş te o kadar Atatürkçüdür. Deniz Gezmiş ve avanesini Atatürkçülük merkezinde savunmak , kendi rejim karşıtlığına ve terörüne kılıf uydurup paravan çekmekten başka birşey değildir. Atatürk ü bari bunlara alet etmeyin. Ama alıştık aslında. Eskinin eli kanlı devrimcileri , şimdilerde Kutsal Kemalistler olarak çıkıyor karşımıza. 80 öncesinde sanki birtek ülkücüler silah sıkmış gibi davranarak , kendi terörlerini ve Amerikanın kirli emperyalist oyunlarına alet olduklarını yok sayma gayreti içindeler. Çünkü komünistler her daim sütten çıkmış ak kaşıktırlar. Kendileri de bu oyuna alet olduklarını itiraf edemeyip Atatürk ün arkasına saklanıyorlar. Tıpkı Samsun'dan Ankara'ya yürüyüş düzenleyen sözde Atatürkçü Deniz Gezmiş gibi.
